NAMLUNUN UCUNDA Kİ 🔫

56 3 0
                                    

Tavsiyem , medya da ki fon müzikle okumanızdır .🙌🎶
.
.
M U S A B..
...
-Amir'im! Anneniz buralarda da yok."  bizden daha 10 dakika önce çıkmıştı. Nasıl olur da buralarda yoktu.
-Huzeyfe emin misin? Çarşı'ya ulaşması imkansız. Bu sokakların birinde olması gerek! Annem o kadar hızlı yürümez !  Yürüyemez! çıldırıcam! "çarşı'ya gelmemize bir kaç sokak kala Selim'in kolundan tutup durdurdum.
- Selim , Enes'leri yanına al. Sahile inip olabildiğince gizlenin.Biz Mücahid'ler ile çarşı'ya gireceğiz.
.
-Hayır Musâb! asla tek gitmenize izin vermem. Biz de sizinle geleceğiz. Onlar çoktan yapacak hamlelerini hesaplamışlardır ! Olmaz ! " kolunu itip kendine gelmesi için bağırmaya başladım.
-Sorun da bu ya zaten! Hep birlikte ölümemi gidelim? Bana bak Selim Komiser ! Kendine gel ! şimdi aç kulaklarını beni iyi dinle ! Enes'leri Al ve Sahile in ! Zamanımız yok acele et ! " Selim dediklerim karşısın da susmuş gözlerimin içine bakıyordu.
-Eğer ki..kirlenmiş bedenlerinin üzerine giydikleri , bizim üniformalarımız ile masum insanlara kıyarlarsa Selim.. Andım olsun ki hiç gözümü kırpmadan hepsinin ortasına atlar tek bile çatışırım. Anlıyor musun?.." omzuna vurup gitmesi için yolu işaret ettim.
-Hastanede ki Hekimleri, Hemşireleri çagırdınızdan emin olun.. Ne olur ne olmaz.. Hakkınızı helal edin ! "
...
9 Sene Önce  ..
.
"Oğlum bence sen de Komiser ol.. Bak görürsün ne kadar yakışacak sana."
..
"Tamam. Ama sen de bana söz ver. Amirlik yaptığın yer de benimle birlikte olucaksın. Söz mü? Ayrılmıyacağız. Rumeli'ye geri dönmek yok. Üsküdar da beraber okuyup, beraber mezun olacağız .
..
" Tamam Selim. Söz ,aynı yerde birlikte yapacağız.Zaten beni öldürsende , Annem ile o cehennem vadisine geri dönmem. Aynı acıları bir daha hatırlamak gibi bir niyetim yok !"
..
"Özür dilerim Musab.. Kızmazsan sana birşey soracağım..Şe-şey.. Babanın nerede olduğunu biliyor musun? "
..
"Bilmiyorum.. Zaten bilmekte istemiyorum. Biliyor musun? Sırf onun yüzünden Amir olmak istiyorum .O adam.. Rumeli de hayallerimi kursağım da bıraktı. Benim aklımı çelip, askerlerin , polislerin kötü olduğuna inandırdı.
Ama ben onların memleketleri için zaman zaman can veren bir kahraman olduklarını bu güzel şehir Üsküdar da anladım.
..
" Ne kadar çok Acı çekmiş olsan da, bundan sonra hep yanında olacağım. Hep kardeşim olarak kalacaksın . Sen benim tek arkadaşım,tek dostumsun. "
..
ŞİMDİ Kİ ZAMAN ..
.
-Hakkını helal et kardeşim !
-Hakkım sana helaldir Selim!
Arkama bakmadan hızlıca yürümeye başladım . Çarşı'nın kurulduğu sokağın başından baktığımız da,  olabildiğince kalabalıktı.
-Hasbinallah..neden bu saat'te bu kadar insan olmak zorunda ki.Yeterince zaman kaybettik. Mücahid ! Cemili yanına al, üst üniformanızı çıkartın ve sessizce teker teker insanlara  çarşıdan ayrılmalarını söyleyin.Soran olursa da , sokakta buyuk bir tadilat yapılacak dersiniz. Biz de dükkan sahiblerinin , uzaklaşmasını sağlayacağız. " başlarını evet anlamında sallayıp, kalabalığa doğru ilerlemeye başladılar.
-Çoçuklar Necip amca'nın dükkanının oradalar. Büyük ihtimal çaktırmamak için yanların da o hainler de bekliyor.Hepimiz ayrılalım.
-Emredersiniz Âmir'im ! " Hızlı adımlarla ayrılıp , bir kalaycı dükkanına girdim. İçeri girdiğim de küçük bir masa da oturmuş, iki amca vardı.
-Selamun Aleykum " diye seslendim. Ellerinde ki bardakları masaya indirip beni suzmeye başladılar.
-Ve Aleykümselam. Buyrun ne istemiştiniz. " iyice onlara doğru yaklaşıp cevap verdim.
-Amca buradan hemen çıkmanız gerek. Sokakta tadilat olacak , Çarsı'yı boşaltıyoruz.
..
-Bu Saat'te mi ? Ama siz kimsiniz? Yapmayın etmeyin. Para kazandığımız tek gün bugün zaten oğlum.
..
-Ben Amir'im Amca. Yapacak birşeyim yok, lütfen hemen boşaltın . Dükkanı kapatmanıza  gerek yok. Sadece acele edin.
..
-Ama Amir'im-
-Bırak Musa, Çocuk Amir'miş .
Elbette bir bildiği var ki böyle istiyor."yanında olabildiğince yaşına göre dinç duran amca , sözünü kesmiş, ayaklanmıştı.
-Yaptığın şişeleri ver de, Gülnidâ'nın erkenden şurupları koyması gerek. Evde beni bekliyor.
- Tamam Hekimim. Arka taraftalardı ben hemen getiriyorum. " Hekim mi? Tezgahın önüne iyice yanaşıp daha fazla sessiz kalamadım.
-Siz..Hekim misiniz? "Şaşırmış bir yüz ifadesi ile bana dönüp cevap verdi.
-Evet , Hekim Salim. Tanışıyor muyuz?
.
-Hayır tanışmıyoruz ama.. Size tam şu an ihtiyacım var. Çok ciddi bir mevzu efendim.Hiç vaktimiz yok.
.
-Buyrun , elimden geldiğince size yardımcı olabilirim.
.
-Çarşıya tam şu an saldırı olabilir.
Bu yüzden yaralılar da olabilir. Onlara bakmanız için bana yardımcı olabilir misiniz ? Hiç zamanım yok. " afallamış olacak ki , bir kaç saniye yüzüme bakıp cevap veremedi.
-Ama Bu..Na-nasıl olabilir?
.
-Yardım edebilecek misiniz?
.
-Elbette yardım edeceğim. Nerede beklemem gerek?
.
-Burada.. Tam burada bekleyin.. Eger ki silah patlama seslerini duyarsanız ,dışarı çıkıp yakınızda olan yaralılara yardım edin.Biz olabildiğince onlara engel olmaya çalışacağız.
.
-Tamam , Anladım." Hekim ile konuştuktan sonra, dısarı çıkıp etrafı kolaçan etmeye başladım. Mücahidler birazcık kalabalığı azaltmıştı ama, bazı tezgah satıcıları kızıp bağırmaya başlamıştı. Gittikçe işler karışıyordu. Adımlarımı hemen hızlandırdım ve necip amca'nın dükkanının yakın bir yer de çömeldim. Ayırt edebildiğim kadarı ile 7 kişilerdi. Üstlerinde polis üniformaları ile insanları 8 metre kadar uzağın da tutuyorlardı.Tezgah satıcıların uzaktan sesleri gelmeye başlamıştı. Çocukların yanına gidip uyarmaya kalksam , beni öteden tanıyıp selam verip,  herşeyi mahvederlerdi. buraya yakın satıcıları uyarırsam, onların da bağırısları beni ele verir ve hainler elinde ki silahlar ile sıkmaya başlardı.
Cemil bir kaç metre uzağım da ,
iki çocuklu bir kadını uyarıp göndermeye çalışıyordu.
Birden kadının,  elini tuttuğu erkek çoçuğu etrafa bağırmaya başladı.
-Sokakta Tadilat olacakmış!
Çarşıyı boşaltın,
bu Polis Amca- "  Cemil hemen ağzını kapatmaya çalıştı. Çarşı'yı birden boğuk bir ses kirliliği almıştı. Başımı Necip amcanın dukkanı'nın etrafın da dolanan hainlere çevirdiğim de, birbirlerine başları ile çoçuğu işaret ediyorlardı. Belli ki herşeyi anlamışlardı.Cemil benim olduğum yöne baktığında, ona silahını çıkarmasını işaret ettim. Herkesin kaçabilmesi için,  belimde ki silahı elime aldım ve havaya ateş açmaya başladım.
-
G Ü L N İ D A  🌹
.
-Kızım yemeğe tuz koydun mu ? "
Elimde ki kaşığı masaya bırakıp derin bir nefes aldım.
-Yemek yapmasını biliyorum Anne. Geldiğimden beri kızım onu koydun mu ? Kızım bunu koy, diyip diyip durdun.
.
- Emin olamıyorum. Malum hastaneden hiç çıkmadığın için, yanımda kalamayınca , güzel yemek yaptığından emin olamıyorum. " kızgın bakışlarla annemi süzmeye başladım.
-Ne o Hafiye Sultan ? Hemşireler güzel yemek yapamıyor muymuş ? Nereden geldi size bu bilgi sorabilir miyim? " tencerede ki yemeğin altını kapatıp yanıma oturdu.
-Sen beni yanlış anladın kızım. Hemşireler güzel yemek yapamıyor demedim. Senin güzel yemek yaptığından emin olamıyorum dedim . " Kücük bir çoçuk gibi kollarımı birleştirip başımı diğer yöne çevirdim. Annem hareketimi komik bulmuş olacak ki birden gülmeye başladı.
-Babam nerede kaldı ? Birde bana senin için erken geleceğim demişti. " ayağa kalkıp mutfağın camını açtım ve dışarıyı izlemeye başladım. Hava kararmıştı. Sokağın başın da iki tane polis belirivermişti. Bizim bahçeye doğru geliyorlardı.
-Anne , iki polis buraya doğru geliyor.
-Ne? Neden ki acaba? Hayrola bu saat'te?" bahçenin kapısını açıp içeri girdiler. İkisinden biri beni cam da görünce seslendi.
-Hekim Salim'in Evi mi? " telaştan kısık çıkan sesimle cevap verdim.
-Evet buyrun? Birşey mi soracaktınız ?
- Buraya çagırabilir misiniz ? Fazla vaktimiz yok.
- Şu an da evde değil . Ben kızıyım bana sorabilirsiniz." yanında ki polis arkadaşına birkaç saniye baktıktan sonra cevap verdi.
-Kapıya gelebilir misiniz ? Çok önemli , oradan söylemem imkansız.
- Peki geliyorum " annem kolumdan tutup beni durdurdu.
-Hayır gülnida , gidemezsin. Erkek onlar , unutma kızım . " Elini tutup cevap verdim .
-Belli ki ,bu öylesine bir mesele değil anne. Yapma lütfen , senden oraya gitmek için izin
almayacağım . " elini yavaşça indirip dış kapıya doğru yürüdüm. Askılığa astığım yeşil şalımı boynuma sarıp kapıyı açtım.
.
-Evet bayım , Sizi dinliyorum.
.
-Hekim'in kızı, Hemşire Gülnidâ olmalısınız .
.
-Buyrun benim.
.
-Vaktimiz yok , Size ihtiyacımız var. Çarşı da.. Bir saldırı ihbarı aldık. Yaralılar için yardım etmeniz gerek Hemsire. " Polisin söylediği her kelimeyi kulağım ile işittikçe, başımdan aşağı kaynar sular iniyordu. Birden etraf daha da karanlık olmuştu benim için. Bir anlık, sanki dünya'm ayağımın altından kayıp gitmişti.
.
-Gülnidâ Hanım , İyi misiniz ?
.
- Sa-saldırı..
Ça-Çarşı da mı olacak dediniz?
.
-Evet . vaktimiz yok, hemen gelmelisiniz.
.
-Ba-Babam..Benim Babam Çarşı da! .
Şoktan ne yapacağımı düşünemiyordum. Bahçenin kapısından çıkıp koşmaya başladım.
-Gülnidâ hemşire ! Bekleyin ! nereye gidiyorsunuz! Şimdi olmaz !
Arkamdan gelen bağırışları gitgide boğuk duymaya başlamıştım. Gözlerimden akan yaşlar geçtiğim sokakların taşlıklarını ıslatırken, o sokağın taşlıklarını belki de şimdi onca insanın kanı ıslatıyordu. Çarşı'ya doğru yaklaştıkça, barut kokusu burnumun ucunu sızlatıyordu.Silah patlama sesleri gitgide çoğalıyordu. Göğsüme koca bir kaya binmişti sanki.
-Gir içeri artık...
Hava soğuk üşütüceksin.. "
.
Haklısın.. Hava soğukmuş babacığım..içim içimi kemirirken, sana doğru koşarken hissettim iliklerimin buz tuttuğunu.Sol yanım kırılacakmış gibi birbirine batıyor. Hüznüm gözlerime vurmuş. Kendi kendimi teselli ederken , istemsizce yanaklarımı ıslatıyor gözyaşım. İnsan hiç mi etrafındakileri görmezmiş. Sanki..paramparça olmuş cam kırıkları, tüm göğüs kafesimi çatırdatıyor. Hayat, halbuki sana yaşarken , nefes alamamayı gösteriyor. Ne acı.
Aciz olduğunu öğreniyorsun bir kez daha..elinden birşey gelmediği müddetçe. Yıkılıyor tabi çatlak gökyüzün, tam yaşadıklarının ortasına..
-Babaaa! Yalvarırım beni bırakmaa! Rümeysa gibi bırakacak mısın benii ! Sende mi baba! Sen benim hayat'ımın tam ortasına dikilmiş en güçlü çınar ağacımdın! Bırakma beniii ! Yalvarırım ! " İnsanlar sokaklara dağılmıştı. İçlerinden bazıları yaralıydı. Herkes kendi halinde olduğu için delice bağırıp zırlayan bana  aldırış etmemişlerdi. Bir kaç fayton, sokağın başında durmuş yaralıları hastaneye taşıyordu. Birden birinin kolumu tutması ile irkilmiştim.
-Gülnidâ ,
senin ne işin var burada ? Buraya mı çağırdılar? " bu sümeyye'nin sesiydi. Demekki onlarıda bu olay yüzünden çagırmışlardı. Arkamı döndüğüm de gözyaşlarımı farkedip iyice yakınlaştı.
-N-Ne bu halin? Neden ağlıyorsun sen? Birine birşey mi oldu Gülnidâ!
Elinden oyuncağı alınmış bir çoçuk gibi sarılıp ağlamaya başladım.
-Ba-Babam Sümeyye..Çarşı'ya gideceğini söylemişti.Buradaydı sümeyye.
.
-Ne? Sa-Salim Amca..Yok mu?
-Benim çarşı'ya girmem lazım sümeyye.
-Hayır saçmalama. Orada polisler birbirleriyle çatışıyor.
-Ne? Nasıl?
-Hainler polis üniforması giymiş. Yani anlayacağın olaylar çok karışık.
-Umrumda değil ! Gidip orada babamı arayacağım ben!
-Saçmalama gel buraya gülni-" kolunu itip koşmaya başladım. Tezgahların yanlarında yaralılar yatmıştı.Bir kaç Polis duvar kenarlarından ateş ediyordu. Kaldırımdan yavaş yavaş ilerleyip, dükkanların içine bakmaya başladım. Babamı dahalen görememiştim. Tam başımı hafifçe çarprazda ki dükkanı görebilmek için eğmiştim ki , bir kurşun , arkamda ki duvara isabet etti. Beklediğim duvarın ilerisinde pazar tezgahın altın da yaralı yatmış bir polis vardı. Eğilerek sakince ona doğru yürümeye başladım. Kurşun göğüsüne isabet etmişti. Nabzı çok yavaştı. Kesik kesik ağzından çıkan cümleleri algılamak için zorlanıyordum.
-Ha-hasırlı..Ka-kanyon. " sadece bu iki cümleyi anlayabilmiştim.
-Ba-bakın ne dediğinizi anlayamıyorum Bayım. Kendinizi yormayın. Size hemen yardım çağıracağım."
Kolunun yanında ki silahı alıp, geldiğim yöne doğru baktım.  Sakinleşmek için, gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Gözlerimi açtığım da ise , karşı dükkanın camından babamı gördüm..İçimde ki o onca yük ve kederi , iki kelimeye sığdırıp, yanağımı ıslatan gözyaşlarım ile dışarı atmayı tercih ettim.
"Çok Şükür ! "  yanağına bulaşmış kanlar ile bir teyzenin yarasına müdahale ediyordu. O anki heyecandan birden ayağa kalkıp, elimde ki silah ile koşarak çarşının ortasına atlamıştım.Ve beni durduran bir silahın namlusu..İki Çift Yeşil göz.. Sinirden gerilmiş çene ve çatık kaşlar.
Karşı kaldırımdan bana doğru namlusunu doğrultmuştu. Çarşı'nın ortasın da kala kalmıştım..ne yapmaya çalışıyordu bu adam ?
..
- Sakın yaklaşayım deme !
İndir o silah'ını  ! Yoksa sıkarım ! "
...
.
| Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin ..🙌😊 |

BEYAZ KÂMELYÂM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin