Kopardığım Kamelyâ'yı ona doğru uzatıp , tebessüm ettim. Sarı saçlarının arasına iliştirdiği papatya ile oynamayı bırakıp, elimden aldı ve ; -Korkutma beni, bir hata yapmadın değil mi ?" diyerek hafifçe kaşlarını çattı kızdığını belli etmek için. Yanına koyduğu çantasını sebebsizce alıp bir metre kadar uzağına oturdum. Çantayı kucağıma koyup cevap verdim. -Siz kadınlar neden hep bizim hakkımız da aklınıza kötü düşünceler getirmek zorundasınız ? O çiçeğin ne anlama geldiğini biliyormusun ? Çok ön yargılısınız Hemşire Hanım. -Siz erkeklerden böyle güzel davranışları zor gördüğümüz için olabilir mi Âmir ?" çiçeği bir müddet kokladıktan sonra ; -Bu çiçek kokmuyor. Gerçekten çok değer veriyormuşsunuz , çok ön yargılıymışım ." dedi muzip bir gülümseme attıktan sonra. -O bir Kâmelyâ Hemşire Hanım. Ve Kâmelyâ'nın kokusu yoktur. Size verdim çünkü , benim diyar'ım da sizden güzel kokan bir çiçeğe henüz rast gelmedim. Kokunuz yeterince ona sindikten sonra , lütfen bana geri verin." söylediklerim karşısın da şaşırmış olacak ki bembeyaz teni , birden kırmızı renge bürünmüştü. Daha fazla utanmasın diye kalkmaya yeltendiğim de, Al al olmuş yanaklarını elleri ile kapatıp konuyu değiştirmek için bana döndü ve; -Çiçekli çantam ve belinde taşıdığın o silah ile teşkilata gitmeyi düşünmüyorsundur umarım.Arkadaşlarının diline sakız olmayasın sonra." dedi küçük bir çoçuk edası ile kıkırdayarak. -Ta-Tabiki de hayır. Sen de benimle gelirsin diye düşünmüştüm sadece." Gözlerim yüzün de ki hoşuma giden noktalara takılmıştı birden. Tam bu ânı, bir anı olarak değil de , ömrüm boyunca tekrar ve tekrar yaşamak istiyordum. Tebessümünün sebeb olduğu gamzesi ve iki çift kısılmış göz.Geçmişimde yaşadığım tüm acılara rağmen , bana gönderilmiş bir ilaç gibiydi Gülnidâ.
4 parts