《1》

1.1K 51 100
                                    

Pişmandım.

Her şeyimle pişmandım. Tony'e ihanet etmiş gibi hissetmeme yetecek kadar büyük bir yalan söylemiştim ama Bucky'e öylece arkamı dönüp Tony'nin onu öldürüşünü seyredemezdim. Pişman olmuştum ama bu Bucky'i koruduğum için değildi. Onu tekrar tekrar korurdum ama Tony'nin bana "Biliyor muydun?" diye sorarken yüzüne takındığı ifade kadar hiç bir şey yakmamıştı canımı.

Yatağımın üstüne çöktüm ve yüzümü ellerim arasına aldım. Üsse dönmüştük ama buraya dönmenin bana pek iyi geldiğini söyleyemezdim. Tony hala aynıydı. Gülüyor, içiyor, bir şeyler icat ediyordu. Yani onu uzaktan izlediğimde öyle görünüyordu. Yaklaştığımda bakışlarının yerini tiksinti alıyordu. Hah, benimle konuşmaya yanaşmıyordu bile zaten. Sadece bir toplantı olduğu zaman aynı odada bulunuyorduk. Kapım çalındığında başımı kaldırdım. "Gel."

Kapı yavaşça açıldı ve Rhodey başını uzatıp bana baktı. Kulede aramızda geçenleri bizden başka bir tek Sam ve Rhodey biliyordu. Rhodey beni her zaman nefretle süzüyordu. O çatık kaşlarıyla konuşmaya başlamadan önce "Tony'den bahsedecekseniz hiç girmeyin Albay." dedim. Rhodey tamamen odama girdi ama kapıyı kapatmadı. Anlaşılan Tony'den bahsetmek için gelmemişti.

"Ona ihanet etme-"

"Ne yapsaydım Albay? Arkadaşımı öldürmesine göz mü yumsaydım? Sen olsan ne yapardın?"

"Ben Tony'e söylerdim ama şimdi senin rezilliklerini konuşmak için gelmedim. Görmeniz gereken bir şey var." Kaşlarımı çatarken Rhodey hızlıca odamdan çıktı. Derin bir nefes alarak ayağa kalktım. Fiziksel olarak bir sorunum olmasa da ruhsal olarak savaşmaya hazır değildim. Odamdan çıkarken kapıyı çektim ve pencereden herkesin dışarıda olduğunu görüp hızlıca oraya çıktığımda küfredişime engel olamadım. Bu boyut kapısına benzer şeyde neydi? Ve onun girişinde duran 6 kişilik grupta neyin nesiydi?

Thor elinde çekiciyle öne çıktı. "Sizde kimsiniz?" Sesi savaş alanında kullandığı mesafeli ve korkutucu tonuna bürünmüştü. Elinde kalkanı olan bir kadın öne çıktı. Efsanelerde anlatılan kadınlara benzer bir görünüşü vardı. Beline bağladığı ipten altın sarısı bir ışık yayılıyordu.

"Adalet Birliği." Bir süre hiç kimseden ses çıkmadı. Sonunda Clint "Bu ismi bilmemiz mi gerekiyordu?" deyince siyah başlıklı ve pelerinli adamın omuzları düştü.

"Hiç duymadınız mı?" Hepimiz yanındaki küçük ve kırmızı kostümlü çocuğa baktık. "Süper kahramanlar?" diye devam ettiğinde kaşlarımız çatıldı.

"Aaa, üzgünüm ama o sıfatı biz çoktan aldık. " Natasha Peter'ı onaylarcasına kaşını kaldırdı. Pekala, hadi şunun üstünden geçelim. Üssümüzün bahçesinde kocaman geçit benzeri bir şey var ve oradan gelenler bize kahramanlar olduklarını söylüyor? Gerçekten, daha ne kadar tuhaf şeyler yaşayabiliriz?

"Siz kimsiniz?" Kadının yanındaki kırmızı pelerinli kaslı adama baktım. Benim gibi mavi gözleri vardı. Fazlasıyla heybetliydi. Göğsünün üzarindeki beşgende 'S' harfi vardı.

"Avengers? Yani, hadi ama, bu çok saçma! Değil mi?" Peter'a bakıp başımla onayladığım sırada Natasha iç geçirdi.

"Gidip Tony'i bulayım. Bu işi ancak o çözer."

"Tony dışarı mı çıktı?" diye sordum ona. Merakım saçmaydı. Ne diye onu soruyordum ki? Belki Pepper'la arasını düzeltmişti. Düzeltmiş miydi? Ben pişmanlıktan ölürken o Pepper'la arasını mı düzeltiyordu? Harika. Ne biçim bir karşılaştırmaydı bu böyle? Pepper onun sevgilisiydi, bense ona ihanet etmiş arkadaşı.

"Evet. Onu bulamazsın Natasha bırak ben getireyim." Bakışların Rhodey'e döndü. Natasha benden onay istercesine bakmaya devam edince başımı salladım ve dikkatimi yeniden Adalet Birligine vermeye çalıştım. Ama sadece çalıştım. Gerçekten belki de Tony'e fazla kafa takıyordum. "Üstünüzü değiştirin. Bugün çatışma olmayacak." dedim onlara.

"Olmayacak mı? Of ya! Ben de ne güzel dövüşeceğiz diye sevinmiştim." diyen Peter'la ona susmasını söyleyen bir bakış attım. Elinde kalkanı olan kadın öne çıktı. "Sizden emir almıyoruz."

"Rica etsem savaş modundan çıkabilir miyiz?" diyen Bruce'la kollarımı göğsümde birleştirdim. Onlar kendi aralarından bakışırken Wanda bir adım öne çıktı. "Biz de size güvenmiyoruz."

"Hislerimizin karşılıklı olmasına sevindim."

Kırmızı pelerinli adama baktım. "Sevinmeniz bittiğinde içeri gelin çünkü çözmemiz gereken bir sorun var." Arkamı döndüm ve içeri girdim. Bu geçit belki şimdiye kadar sorun olmamıştı ama olmayacağından asla emin olamazdık. Yani sonuçta başka bir dünyaya açılıyordu değil mi? Kendimi koltuğa attığım sırada Natasha, Clint, Bruce ve Peter içeri girdi.

Natasha kendisini yanıma atarken "Thor geçitin diğer tarafına bakmaya gitti. Adalet birliğide onunla gitti. Medeni bir şekilde konuşabileceğiz gibi görünüyor." diye açıkladı.

"Orası belli olmaz."

"Bu geçit benzeri şey nasıl açılmış ki? Yani... Bay Stark kadar olmasa da benim de bir bilgi birikimim var ve buna bir şeyin neden olduğunu tahmin edemiyorum." Peter oturmak yerine karşımdaki duvara yaslandı. Kollarını birleştirip yere bakarak düşünmeye başladı.

Wanda "Belki daha tanışmadığımız yetenekli biridir." diye tahmin yürüttü. "Sonuçta Hydra'nın böyle şeylerle uğraştığını biliyoruz, değil mi?"

"Hydra yok edildi." Natasha'nın sesi her zamanki gibi korkusuzdu.

"Bizim bildiğimiz kadarıyla ama yanlış hatırlamıyorsam Steve buza girmeden önce onları zaten yok etmişti. Hydra askerleri hep şey demez mi 'Bir başımızı kesersen yerine iki tane çıkar.' "

"Bu işin arkasında Hydra olduğunu sanmıyorum." dedim.

Clint gözlerini bana dikti. "Başka biri olduğuna mı inanıyorsun?"

"Olabilir."

"Belki de bu taraftan açılmamıştır geçit." diyen Bruce'a döndük hepimiz. "Tesseract'ı hatırlayın. O da bu taraftan açılmamıştı değil mi?" Bunun olma olasılığını düşünürken Thor ve diğer 6 kişi içeri girdi. Üstlerinde günlük kıyafetler varken bile onlarda bir tuhaflık olduğu anlaşılıyordu.

"Burada çalışabileceğim bir laboratuvar var mı?" diye sordu zenci çocuk. Bakışlarım Bruce'a döndü. Normalde kibar olan Bruce kaşlarını çattı.

"Buradaki laboratuvar Tony ve bana ait Steve. Bizim." Kalbimin teklediğini hissettim. Ellerim titremeye başlamadan önce hızlıca ayağa kalktım kaşlarımı çatarak ve çenemi sıkarak dışarı fırladım. Tepkimin sebebini bilmiyordum, sadece.... Gerçekten biz mi demişti Bruce? Belki de Tony Pepper'la değil başka biriyle sevgili olmuştu. Olduğum yerde durup gözlerimi kapattım. Tony eş cinsel falan değildi. Bunun bir yandan beni mutlu ederken bir yandan içimi titretti.

Gerçekten ne oluyordu bana böyle?



Marvel Vs DCHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin