《11》

246 17 83
                                    

FRAGMAN YAYINLADIIĞIĞI🖤🖤🖤🖤 ÖLÜYORUM GALİBA🖤🖤🖤🖤💚💛❤🖤❤💚❤🖤❤🖤❤🖤❤🖤

**

Ne hissedeceğimi bilemiyordum. Bütün kaslarım ve beynim işlevini yitirmişti sanki. Bir anda bütün neşem sömürülmüştü ve boşluğa düşmüştüm sanki. Her an kendi karanlığımda yok oluyormuş gibi hissediyordum.

Hızlıca odadan çıkıp May'in karşısına dikildim. "Kim?" diye kükrediğimde ağlayan kadın üç adım geri çekilirken Steve, Natasha, Clint, Bruce ve Thor aynı anda bana doğru bir adım attılar. Dişlerimi birbirine bastırıp yumruğumu kaldırdım. "Söyle!" diye bağırırken zırhımı çağırdığımı bile anlayamayacak kadar gözüm dönmüştü.

**

Bir saat.

Çığlıklar.

Iki saat.

Kan.

Ter.

Acı.

Neler yaşadığımı tam olarak algılamamı engelleyecek kadar ele geçirmişti acı beynimi. Yüzümden, sırtımdan, karnımdan kanlar damlıyor, her bir kesik, darbe ayrı ayrı zonkluyordu. Bilincim yerinde değildi. Başım öne düşmüş saniyede bir başımdan bir ter damlası yere damlıyordu. Terlerim vücudumdan aşağıya doğru akarken her bir yaramın yanmasına sebep oluyordu.

Saniyeler, saatler geçtikçe buradan tek bir çıkış olduğunu düşünmeye başlıyordum.

Ölüm.

Bir gün.

Yaşıyorum.

Iki.

Yaşıyorum.

O an istediğim şey yaşamak olsaydı keşke. Gerçekten yaşamak veya ölmek için savaşmıyordum. Iki gündür duyduğum tek ses kendi çığlıklarımdı. Kendi çığlıklarımdan başka bir ses duyana kadar ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama sesi duyduğumda hala neden ölmediğimi anlayamıyordum.

"Peter?"

"Bay Stark?" diyerek başımı kaldırdım. Sesim iğrenç derecede rahatsız ediciydi. Konuşmak boğazımı daha da ağrıtmıştı ama Bay Stark'ı görmek gerçekten huzur vermişti. Zırhıyla karşımda dikilmiş elini arkamda duranlara doğru kaldırmıştı. Buraya benim için mi gelmişti?

"Bay Parker. Uslu çocuk olmakta pek başarılı değil gibisiniz." Bundan sonra yaşadığım her şey parça parçaydı zihnimde. 

Bay Stark'ın Bruce Wayne'e vuruşu.

Karanlık.

Diana'nın boğazıma kılıcını dayayışı.

Karanlık.

Bağırışlar.

Bay Stark'ın yüzüne tekrar tekrar yumruklar inerken ağlayışım.

Karanlık.

Steve Rogers'ın kalkanını fırlatışı.

Karanlık.

Karnıma geçirilen kılıç. Bay Stark'ın normalde sevecen olan nefret dolu gözleri. Yere yığılıp kafamı çarpışım.

Hatırladıklarım bunlardan ibaretti. Acı. Karnımdaki kılıç yarasından bütün vücuduma yayılıp bütün tüylerimi ürperten bir acı. Kulaklarımı asla rahat bırakmayacağını düşündüğüm çığlıklar. May'in çığlıkları.

**

Bütün yorgunluğuma ve ağrılarıma rağmen gözlerimi araladım. Beyaz bir ışık gözlerimi rahatsız ettiği için gözlerimi tekrar kapatırken acıyla inledim.

Ne olmuştu? Neredeydim? Hafızamı zorlayarak hatırlamaya çalıştım. Ned. May. Barry Allen. Bay Stark.

Hızlıca yattığım yerde doğrulunca karnıma giren sancıyla bir anda gözlerim dolarken dişlerimi sıktım. "Hey!" Omzumda hissettiğim elle hem elin hem de kadifemsi rahatlatıcı sesin sahibine çevirdim gözlerimi. Pekala, tamam. Bu sarı saçlı mavi gözlü çocuğu kesinlikle tanımıyordum. O zaman neden o acayip bakışlarla bana bakarken kolumu tutuyordu? Neden yanımdaydı? "Kendine zarar vereceksin." Ve neden umurundaydı?

"Bay Stark? " dediğimde yüzünde hafif bir sırıtış oluştu. Nedenini çözmeye çalışırken kaşlarımı çattığımda daha da genişletti sırıtışını.

"Tony iyi, merak etme. Ufak bir işi çıktı. Sana benim göz kulak olmamı söyledi."

**

Yüzüme vurulan suyla gözlerimi araladım. Ellerim tahta bir masaya kelepçelenmişti. Karşımda sarışın bir adam oturuyordu. Arkasında kocaman bir ayna duruyordu. Tek lambayla aydınlanan küçük bir odaydı. "Neredeyim ben?" diye sorduğumda sesim boğuk çıkmıştı.

"SSR."


Marvel Vs DCHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin