《3》

525 30 120
                                    


Hızla ayağa kalkıp Helen'e baktım. Herkesin olduğu gibi yüzü  mesafeli ve sinirliydi.  Konuşmaya başlamadan önce elindeki dosyaya sarılıp Bruce'a kaçamak bir bakış attı. "Hayati tehlikeyi atlattı. Ama...  darbenin büyüklüğü yüzünden komada ve asla uyanmayabilir."

Dolan gözlerimi saklama ihtiyacı duymadım. Başımı yere eğerken Thor'un kendisini zor tuttuğunu hissediyordum. Bruce benden tiksiniyordu. Wanda hayal kırıklığına uğramıştı. Rhodey beni öldürmeyi istiyordu. Ve Tony... bir daha gözlerini açmayabilirdi.    "Pe-peki uyanırsa?"

"Tam olarak bir şey söylemem imkansız ama hafızasını kaybetmiş olacaktır büyük ihtimalle."

Göz yaşlarımı sildim ama yenileri gelmeden durmuyordu. İçten içe yanıyor ve her an biraz daha kül oluyordum. Tony benden nefret ederken yaşamak zordu ama o olmadan bir yaşam? Bunu kaldıramazdım. Hayatım boyunca sevdiğim kişileri kaybetmiştim. Peggy, Bucky ve daha bir çok kişiyi ama hiçbirinde böyle bir acı çektiğimi hatırlamıyordum. Silahı alıp kafama dayamak istedim. Ona bunu ben yapmıştım. Bu yüzden böyle hissettiriyor olmalıydı. Vicdanımın oyunuydu sadece acının altında ezilişim.

Omzumda bir el hissettiğimde hızla arkama döndüm. Barry'i görmeyi beklemiyordum. "Üzgünüm Steve. Sadece, eğer o geri gelmezse, şey, kendine çok yüklenme." Eğer o geri gelmezse... Eğer o geri gelmezse. EĞER O GERİ GELMEZSE.

"O GERİ DÖNECEK!" diye bağırdım tüm gücümle. Geri gelecekti, gelmediydi. Ondan özür dilemeliydim. Kavga etmeliydik, birbirimizi aşağılamalıydık. Hızlı nefes alış verişim hıçkırıklara dönüştü. Dizlerimin bağı çözüldü ve yeri boyladım. Elimdeki kemikler kırılana kadar yeri yumrukladım. Bayılana kadar ağladım.  

1 Hafta Sonra

Tony'nin odasına ilerledim. Hiç kimse bahçedeki boyutla ilgilenmiyordu. Herkes benden nefret etmekle öyle meşguldü ki akıllarına bile gelmiyordu. Bir anda gözümün önünde Peter'ın gidişi belirdi. "O benim babam gibiydi. Onun için her şeyimi feda edebilirdim. Sen onu yok ettin. Sana söz veriyorum Steve bu yaptığını sana ödeteceğim. Babam dediğim adamın intikamını ben alacağım o uyandığı zaman. Ama o zamana kadar seni görmek istemiyorum."

Odanın tokmağına uzandığım sırada Sharon önümü kesti. "Bunu daha fazla kendine yapmanı izleyemeyeceğim. Onun için kendini mi öldüreceksin Steve?"

"Onu bu hale ben soktum."

"Evet. Ama şimdi, artık benimle ilgilenmen gerekiyor. Bak, sır saklaman iyi değildi ama tepkisi fazla büyük."

"Sen sır konusunu nereden biliyorsun? Sana bunu anlatmadığıma eminim. " Kaşlarımı çatıp geri çekildim. Gözleri fal taşı gibi büyürken bir hata yaptı ve gözlerini kaçırıp öyle konuştu. "Sam söylemişti."

Tony'nin odasına girip kapıyı kitledim. Tony'nin yüzü çökmüştü. Sharon ve Adalet Birliği arasında  bir şeyler olduğunu hissetsem de Tony  onlardan önemliydi. Yanına yaklaştım ve yatağın ucuna oturup eğilerek başımı omzuna yasladım. Yanımda olmasına ihtiyacım vardı. Nedenini bilmiyordum ama ona karşı konulamaz bir ihtiyaç duyuyordum. "Özür dilerim Stark."

Başımı kaldırıp yüz hatlarını inceledim. "Yanında değil karşında olduğum için özür dilerim. Sana hak ettiğin değeri vermedim. Korktum. Bucky'i kaybetmekten öylesine korktum ki onu korurken kaybettiklerimi fark etmedim. Sana ne kadar değer verdiğimi söylesem bana inanmazdın büyük ihtimalle." Burukça gülümseyip ayağa kalktım. "Uyanacağın zamana kadar sabırla bekleyeceğim."

Kapıya ilerledim ve derin bir nefes alarak açtım. Kapıda Clint beni bekliyordu. Kapıyı yavaşça çekip konuşmasını bekledim. "T'challa aradı. Bucky kaçmış. Haberin olsun."

Başımla onaylayıp bahçeye çıktım. Sharon tek başına oturmuş geçide bakıyordu. Yutkunup yanına ilerledim ve oturdum. Bana baktı. "Aramız kötü sanıyordum." Hafifçe gülümseyip dudaklarımı onunkilere bastırdım. Sharon'ın karıştırdığı işleri sonra öğrenebilirdim. 

Marvel Vs DCHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin