||| 5.Bölüm |||

626 67 158
                                    

Dizlerinin çamura bulanmasını umursamadan Levi'ı çalılıkların arasından izlemeye devam ediyordu. Arada bir bileğine bıçağıyla sertçe dokunuyor, gözünün bulanıklaşmasını önlüyordu. Ama elindeki bu bıçağı Petra'ya saplamak istiyordu asıl. Bu bıçağı onun o boynunda görmek,kanlar akışını izlemek ve gözlerinin yuvasında olmadığı o boşluğa bakmak isterdi.

Bunu son bir haftadır hep istemiş ve hissetmişti.

Bazen histerik gibi gökyüzüne bakarak kahkahalar atıyor ve "O benim!" diye bağırıyordu. Herkes ona çıldırmış gibi bakmasına rağmen bunu umursamıyor "Başka kimsenin değil!" diye sözlerinin devamını getiriyordu.

Onun evine her gün giriyor ve onu ne kadar sevdiğini,onun için neler yapabileceğini ve kendisini bir gün bulacağını bu yüzden merak etmesi gerekmediğini anlatan şiirsel yazılar yazıyordu aynasına. Onun bu yazıları okuyunca suratındaki ifadeyi izleyebilmek için böcek kadar küçük bir kamera almıştı. Her evine gittiğine bu kameradan ne yaptığını izliyordu.

Evine her girişinde eli boş çıkmıyordu.Onun tişörtlerini,bilekliklerini,tarağını,kalemlerini hatta bazen kitaplarını bile çalıyordu. Eve her gittiğinde onu doyasıya kokluyor ve ona kavuşabilmek için eski haline geri dönmesi konusunda kendisini uyarıyordu.Eski hali kesinlikle Mikasa'nın en sabırsız olduğu evreydi. Ama kesinlikle hayatının en iyi evresiydi.

Eski Mikasa,plan bile yapmazdı.Aklına koyduğu kızları direk öldürürdü ve bunları yaparken planı değil doğaçlama yeteneği rol oynardı.Ve okula gelen dedektiflerden hiçbiri Mikasa'dan şüphelenmemişti bile.

O kadar ki psikoloğu ondan şüphelenmemiş ve ailesinin kendisini biraz fazla abarttığını düşündüğünü söylemişti. Ama yine de tedbiri elden bırakmamış ve kontrollerinin her zaman devam edeceğini de eklemişti. Mikasa ise rahatlamış bir şekilde gülümseyip tokalaşırken psikoloğunu öldürmesinin gerekli olup olmadığını düşünmüştü.

Sonuçta artık evine geç gelebilirdi, sonuçta evinde yalnızdı. Annesi ve babası şehri bir daha dönmemek üzere terk etmiş ve evi Mikasa'ya bırakmıştı. Mikasa ev ile istediğini yapabilirdi. Ama Eren ve ailesi Mikasa'nın bir takım eşyalarını almış ve arada sırada onun evlerinden kalması için ısrar etmişlerdi.Çünkü Eren'in annesi Carla, Mikasa'yı kızı gibi severdi.

Yakında evi kanlı,içinde çığlıkların eksilmediği,kasvet içinde ve bakıldığında Cadılar Bayramı için süslenilmesine gerek kalmayacak kadar ürkütücü bir yer olacaktı. Levi'ı seven kişilerin ya da üzen kişilerin ölmeden önce görecekleri son yer orası olacaktı. Mikasa da ölmeden önce görecekleri son surat olarak tüm korkutucu bakışlarını atacaktı.

Mikasa defterine Levi ile ilgili son notunu da ekledi.

"Günlük tutuyor," ve sonra Levi'ın kendisini görmeyeceğini bile bile başını yana eğerek baktı ona. "Yakında günlüğün ben olacağım, Levi. Bana her şeyini anlatacaksın." Sonra kalemiyle birkaç kere defterine vurdu. "O da yoldan çekilecek." Sonuçta üç haftada her şey yapılabilirdi.

O günlüğü bu sefer evine gidişinde bulacaktı. Ama ilk önce bu gece halletmesi gereken bir işi vardı.

Ceketinin önünü açarak Levi'ın tişörtünü kokladı. Yalnız olduğunu her hissettiği zaman bunu yapıyordu. Bazen yastığına sarılıyor ve ağlayabilmeyi diliyordu. Kendisini keserek bir acıyı, fiziksel bir acıya tercih ediyordu. Kendisini keserek atlattığını düşünüyordu ve bazen kendisini bu konuda atlattığını düşünüyordu. Ama aslında yaptığı şey içine atmaktan başka bir şey değildi.

Ceketinin önünü tekrar kapatıp, kapüşonunu geçirerek gizlice okula girdi. Onu ne Eren'in ne de sınıf arkadaşlarının görmesi gerekiyordu. Sınıf arkadaşları bu halini çok görmüşlerdi, o yüzden Mikasa her ne kadar kendisini kapüşonuyla gizlemeye çalışırsa çalışsın hemen onu tanırlardı.

Psikopat ( Rivamika )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin