Başkanlık sarayından geleli bir hafta olmuştu ve ben hala Chantal ve Mavrick'e bu şehirden ayrılacağımı söyleyememiştim. Nasıl söyleyecektim ki? Kafamda birkaç konuşma ayarladım ama hiç biri mantıklı değildi zaten Rose,George ve Maria çoktan bitkisel hayata girmişlerdi. George ve Maria bizden ayrılacakları için çok üzülüyorlardı. Rose da onlardan ayrılacağı için üzgündü. Ben işler daha ne kadar kötüleşecek diye düşünürken üç gün sonra yeni evimiz için yola çıkacağımız haberini aldık. George ve Maria'yı severim onlardan ayrılmak zor olacak mı? Evet biraz ama asıl zor olan Chantal ve Mavrick'ten ayrılmak olacak.
Mavrick ve Chantal'a müthiş bir yalan söyledim. Tabiki oyunculuğum iyi olduğu için inanmışlardı ama Chantal'ı susturmak kolay olmadım. Bir saat boyunca ağladı. Rick de neredeyse ağlayacaktı. Gitmeden önceki akşam bizim evde toplandık. Rose ile çok iyi anlaşamasalarda onu da severlerdi. Şarkı söyledik gitar çaldık,sohbet ettik. Maria'nın yaptığı o lezzetli tatlılardan yedik.
Gün güzel ve hüzünlü geçmişti. Kalbimde şimdiden bir boşluk ve yanlızlık hissetmeye başlamıştım.
Sabah bizi almaya geleceklerdi. O yüzden biraz erken uyuyacaktık. Rick ve Chantal gittikten sonra bizde uyumak için odalarımıza geçtik. Yatağıma uzandım ama bir türlü uyuyamıyordum. Sonunda pes edip yataktan kalktım odanın balkonundan çatıya çıktım. Ne zaman uyuyamasam çatıya çıkıp yıldızları seyrederdim. Küçükken gökyüzünde Wantaras gezegenini bulmaya çalışırdım ve bir gün tekrar oraya döneceğime inanırdım. Babamın hayatta olduğunu düşünürdüm. Rose her zaman "Bir gün babam bizi almaya gelecek bize söz verdi." derdi. Ben kısa sürede pes etmiştim. Dünyadaki insanlarından bir farkım yoktu. Farklı hissetmiyordum ama Rose'un başından beri farklı ve kendini buraya ait hissetmediğini biliyordum. Rose buradan ayrılmamıza ne kadar üzülsede onun için en iyi şey bu olacak. Kendisi gibi özel Wantaras çocuklarının yanında olmak ona farklı hissetirmeyecekti ama benim için işler hiçte öyle olmayacaktı bu sefer farklı hisseden ben olacaktım.Uzun süre çatıda kaldıktan sonra odama geri döndüp biraz uyudum. Sabah uyanıp hazırlandım. Rose çoktan hazırlanıp aşağıya inmişti. Ben de inince kahvaltı yaptık. Sonra kapı çaldı. Hepimiz heyecan ve korkuyla kapıya baktık. Gidip kapıyı açınca boşuna heyecanlandığımızın farkına vardım çünkü Rick ve Chantal gelmişti.
Rick kocaman gülümsemeyle" Ap kahvaltı için geldik. Sen de bahane oldun. Sakın kahvaltıyı kaçırdığımı söyleme! "
Chantal " Ap beni bu aptalla bırakıp nereye gidiyorsun?"
Onları gerçekten özleyecektim. Sahte bir kızgınlıkla Rick'e dönüp:
" Demek mideni benden çok seviyorsun?"
Rick " Lütfen Ap midem ve senin aranda seçim yapmamı isteme benden. İkinizinde yeri ayrı bende."
Rick'in söylediğine hepimiz güldük. Sonra tekrar kapı çaldı. Herkes susmuştu gerçekten nefes bile almıyorduk. İkinci defa çalınca George gidip kapıyı açtı. Kapıda geçen sefer gelen adamlar duruyordu. Zaman gelmişti. Chantal bana sarılıp elindeki hediye kutusunu bana uzattı.Sonra tekrar sarıldık. İkimizinde gözünde bir damla yaş süzüldü. Sonra Rick'e sarıldım. O da küçük bir paket verdi. " Bizi unutma çılgın pislik." Sonra George ve Maria'ya sarıldım. Bu arada adamlar eşyalarımızı arabaya yerleştirdiler. Arabaya bindikten bir süre sonra uyudum.Uyandığımda Rose kitap okuyordu ve hala yoldaydık. Elindeki sandviç paketini bana uzatıp " Biraz ye daha yolumuz uzun." Ona sen nerden biliyorsun bakışı atıp ön koltukta oturan adamlara seslendim " Daha ne kadar yolumuz var? " Adam bir anlığına arkasını dönüp " Demek uyandın bir an hiç uyanmayacaksın sanmıştık. Yolu yarıladık. "
Adam sözlerini bitirdikten sonra Rose bana dönüp demiştim bakışı atıyordu. Bir süre telefonla oynadıktan sonra canım sıkıldı.
" Hey çok sıkıcısınız! Şarkı felan açamazmısınız? "
Geçen sefer kendini Floyd Dlesh diye tanıtan adam şarkı açtı ama gerçekten söylediğime pişman olmuştum. Tek kelimeyle berbattı ve kimse bu berbat şarkıya karşı direnmiyordu. Benim dışımda " Hey size şarkı açın dedim. Cenaze marşı değil."
Floyd " Üzgünüm küçük hanım ama senin dışında herkes beğenmiş gibi gözüküyor."
Kimse gerçekten ses çıkarmadı. Ben de kaderime boyun eğip cenaze marşını dinlemeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONTROLSÜZ
FantasyWantaras gezegeni kara büyünün hakim olduğu Kaly gezegeni tarafından istila edilir. Wantarasda yaşayan üç ırk özel güçlerine rağmen Kara büyüyü yenemezler. Wantaraslılar soylarının devamı için on yaşın altındaki çocukları yüzlerce ışık yılı uzaklıkt...