Bölüm şarkısı; CHEN(첸)XPunch(펀치) -- Descendants of The Sun OST part. 2
Gerçekten uzun bir aradan sonra tekrar sizlerleyim. Şimdilik ilk sonlandırmak istediğim deneyimim ''KELEBEK ETKİSİ'' Etkileyici bir kurgu olacağını düşünüyorum. Ne fazla polisiye de ne de fazla aşkta boğulacaksınız. Yer yer psikolojik motiflerde göreceksiniz. Sude ve Barlas karakterlerini seveceğinizi umuyorum.
Bu arada şu an elimde hazır altı bölüm var bu nedenle her gün bölüm yayınlamaya çalışacağım. Yayınlanacak diğer bölümlerin her biri bu bölümden uzun olacaktır.
Okuduğunuz tarihi yoruma yazın minik kelebeklerim.
🦋
Elimdeki poşetleri yere çarpmamaya özen göstererek sırtımı duvara yasladım ve yere çömeldim. Ellerimi başıma dayadım. Saçlarım kafamın her yanından fışkıran sular gibi görünüyordu, buna emindim. Öne arkaya sallanmaya başladım.
''Yeter artık, yeter, dur, daha fazla buna katlanamayacağım...'' Her hareket ettiğimde bir şeyler sayıklıyordum.
Biri koluma dokundu ve beni sarstı. Bir süre daha sayıklamaya devam ettikten sonra şaşkınlıkla kafamı kaldırıp çömeldiğim için benden şu an epey uzun olan hemşireye baktım.
''İyi misiniz hanımfendi?''
Sanki başka bir boyuttaymış gibi afalladığımdan bir süre kadının gözlerine boş boş bakmakla yetindim. Kadının bakışları git gide endişelendiğini gösteriyordu. Biraz daha bu şekilde kalsam hazır hastanedeyken beni deliler hastanesine yollayabilirlerdi.
Başımı hızla salladım. ''Evet, evet iyiyim.''
Kadın nazik bir şekilde gülümserken benden bir iki adım uzaklaştı. ''Tamam, anneniz birazdan taburcu olur. Çıkış işlemleri için danışma sizi bekliyor.''
Neredeyse kadının nazikliğine aldanıp gerçekten benim için endişelendiğini düşünecektim. Demek paralarını istiyorlardı.
''Ah, tamam. Tamam birazdan geleceğim.''
Kadın başını hafifçe öne eğdi ve arkasını dönüp gitti.
Hastane koridorunda tek başıma kaldığımda duvara tutunarak kalkmaya çalıştım. Kalkarken yaşlılar gibi homurdanıyordum. Ne kadar zamandır burada durmuştum acaba.
Yavaşça yürümeye çalıştım ama çok uzun süredir dizlerimin üzerinde çömeldiğim için eklemlerim acıdı. Bıkkınlıkla yüzümü buruşturdum ve ısınma hareketleri yapmaya başladım.
Kaç gündür hiç uyumamış ve çok çalışmıştım. Eklemlerim ve kaslarım da benimle birlikte çok yorulmuşlardı tabii.
Kollarımı kafamın üzerinde birleştirdim ve bedenimi hareket ettirmeden kollarımı kafamın bir sağına bir de soluna aldım.
Tam kollarımı sağıma hareket ettirecekken koridorun arkasından gürültüler duyulmaya başladı.
''Hayır!'' diye bağırdı bir erkek sesi. Kollarımı indirmeden endişeyle arkamı döndüm.
Tahminimce az önce bağıran adam koşarak benim olduğum tarafa geliyordu. Aramızda çok bir mesafe yoktu.
Yüzündeki endişeyi betimlemek için sayfalarca yazı yazabilirdim. Gittiği yöne bakılırsa acile gidiyordu. Eğer bir kadın olsa şu anda çığlık atarak ve ağlayarak koşardı fakat kendini dizginliyor ve bir erkek olduğu için sadece gözlerinin kızarmasına izin veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK ETKİSİ
Teen FictionKelebek Etkisi. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve her şey göründüğü kadar vardır. Bir kelebeğe göre insan ömrü sonsuzdur. Öyleyse sonsuz nedir? Kimim ben? Prenses Diana'nın ölümüne sebep olan paparazzilerden biri? Pekala prenses Diana gerçekten...