ASTANA

5 0 0
                                    

saat daha sabahın 6 sı olmasına rağmen evden çıktık ve hava limanına gidiyoruz .izmirden önce istanbula gidip sonra kore uçağına bindik.uçağa bindiğimizde bizi selamlayan hostesleri geçtikten koltuklarımıza oturduk.yolculuk yaklaşık 12 saat süreceği için sıkıntıdan patlayacağımı düşünüyorum etraftaki insanlar daha uçak kalkmadan uyku pozisyonlarına geçmişlerdi .keşke bende uçakta uyuyabilsem ama malesefki ne uçak da ne de otobüste gözünü bile kırpamayanlardanım neyse artık bende tabletten film filan izlerim .

yolculuğun 7. saatine girmiştik ve sıkıntıdan patlamak üzereydim ki kazakistanda aktarma için uçaktan indik ve bende biraz nefes aldım gerçekten neden bu kadar uzak olmak zorunda ...neyse uçaktan indik ve havalimanına girdiğimizde diğer uçağımızın kalmasına 4 saat olduğunu öğrendim. annem ve babamla içerideki kafenin içinindeki bir masaya oturduk. annemlere sürekli gülümsüyordum ve onlarla sohbet ediyiyorum .onlar ne kadar dile dökmeselerde bu duruma çok şaşırıyorlardı .(bu çok normaldi) ama onların da bu durumdan mutlu olduklarını anlamak zor değildi .düşününce mutlu olmamak için bir nedenim de yoktu günlerce allaha o okulda o insanlardan kurtulmak için dua ettim ve sonunda cevap geldi diye  düşünüyorum asdfhgjhk. artık kaybettiğim kendimi bulmak için bir fırsatım var ve bunu kullanmamak benim için aptallık olurdu

annemlerle yarım saat oturdum ve birşeyler atıştırdıktan sonra hala 3 buçuk saatimiz vardı ve bende havalimanın dışına çıkıp biraz dolaşmak istedim. ama bu arada tabletime birkaç tane kore dizisi ve filmi indirdim bunları daha önce hiç izlememişitim özellikle okulla ilgili olanları indirdim ki okul ve sosyal hayatla ilgili biraz bilgi sahibi olabileyim. havalimanının wifiisini sömürmesi için tabletimi masada bıraktım bu arada babam bir miktar parayı havalimanının içindeki dövizden kazakistan parasına yani tengeye çevirdi.parayı ve çantamdan ince bir hırka aldım krem rengi uzun hırkayı kot gömleğim ve patolonumun üzerine geçirince(multimedyada sağdaki kombin)  hazırdım annem ve babama el salladıktan sonra havalimanından çıktım.havalimanınıdan çıktığımda yerlerin ıslak olmsını beni şaşırttı sonbahar izmirde yaz gibi geçtiği için bu kadar soğuk bir hava da beklemiyordum açıkcası bu nedenle hırkama iyice sarıldım. ne yapacağımı bilmediğim için taksiye bindim ve ingilizce 'beni yakınlardaki bir parka bırakmasını söyldim' taksici çok da ingilizzce konuşamasa da benim söylediğim kelimeleri anladı ve bana sadece okay deyip yoluna devam etti .taksinin arka camından yolu izlerken sonbahardan dolayı sararmış ve dökülmüş yapraklar gerçekten güzel görünüyordu yaklaşık 10   dakika yolculuktan sonra bir orman gibi biryer gördüm aslına orman değil ama bir sürü ağaçların ve yerdeki temiz su birkitsinin üzerine düşen yaprakların görüntüsü beni cezbetmişti zaten havalimanından fazla uzaklaşmak istemediğim için iyi bir seçenek olduğunu düşündüm . taksiciye orda durmasını ve oraya gitmek istediğimi söyledim taksicinni ingilizcesi çok iyi olmadığı için kendi dilinde birşeyler anlatmaya çalıştı ama tabiki hiçbirşey anladım (ne demeye çalışıyor ki şimdi bu adam )ayrıca ben ona beni en yakın parka bırakmasını söyledim nereye götrüyor bu adam beni daha önce taksicilerin turistleri biryelere dolaştırarak götürdüklerini duymuştum ama benim gerçekten zamanım yok taksici amcaaaaa. neyse taksici onun sööylediklerinin anlamış gibi yaptım ve 'okay i understand' dedim (mütüş ingiliççe) ve taksiciye yeterli parayı ödeyip taksiden indim ve ağaçların olduğu bölegeye yürüdüm bu arada kulaklarımı taktım ve gökselin yanlız kuş şarkısını açtım biraz ilerledim ama patikadan çıkmadan ve çok uzaklaşmadan yürüyecektim çünkü birde kaybolmakla uğraşamaycaktım patikanın önüne geldiğimde tabelalarda birşeyler yazıyordu ama hiçbirşey anlamadığım için es geçdim ve yola devam ettim. patikanın kenarında ağaçların suyun üzerşne düşen yaprakları ve onun yansımaları beni mest etti be patikanın kuru olan bir bölümüne oturdum ve sırtımı bir ağaca yaslayıp müziği dinlemeye başladım bu şarkıyı sanki beni anlatıyordu yaşadıklarımı ve gözlerimi kapatıp müziğin büyüsüne bıraktım kendimi. nakaratın son tekrarında ben de eşlik ettim

Yanlış yerde geziyor bu kuş

Bu yüzden yalnız uçuyor bu kuş

neyse hüzünü kuşu muşu bıraktım ve saate baktım ve dolaşmak için hala 2 saatim var. yerden kalkıp üzerimi silkeleyip patikada biraz daha dolaşmaya başladım. hava gerçekten çok soğuk olmasına rağmen çok fazla insan dışarıdaydı  fakat neden bu park da kimse yok sabahtan beri düşüncelere daldığım için bunu fark bile etmemiştim ama şimdi biraz tırsmadım değil hemen kulaklığımı çıkardım ve hızlı hızlı yürümeye başladım etrafda ağaç yapraklarına basarak çıkardığım seste başka bir ses yoktu bir iki dakika yürüdüm ama hala çıkış kapısı görünmüyordu.biraz korktum ve adımlarımı hızlandırdım bu sırada arkamdan bağırma sesleri geldiğini fark ettim ses çok yakından gelmiyordu ve sanki tartışan insanlar var gibiydi gerçekten korkudan ölmek üzereydim önce kendi dillerinde geliyordu ses ama sonra ingilizce konuşmaya başladılar ve anladığım kadarıyla buraya girmek YASAKKK!! var gücümle koşmaya başladım ve o anda arkamdan bir motor sesi ve durmasını söyleyen polislerin sesini duydum artık göz yaşlarımdan önümü göremiyor ve tir tir titriyotdum o sırada beni kurtarması için allaha dua ediyordum. motor sesi gittikçe yaklaşıyordu ve motor sesini kulağımın dibinde hissettiğim an motoru gördüm ve bir çığlık atttım motordaki kişi çığlığımı duydu ve beni geçtiği için aynadan bana baktı ve motoru durdurdu ben hala koşuyordum ,motorun yanına geldiğimde bize doğru koşan polisleri gördüm. bune şimdi ya neyin içine düşdüm ben polisler bize çok yaklaşmıştı ki kaskttan yüzünü göremediğim ama erkek olduğunu anladığım kişi ingilizce

'3 e kadar sayıyorum binmek istemiyorsan gidiyorum 'dedi

bende polislele uğraşaktansa bu tanımadığım kişinin arkasına bindim ve polisler gerçekten çok yaklaşmıştı. motora bindiğim gibi gaza bastım ve yaklaşık 1 dakika sonra bu lanet parktan çıkmıştık. parktan çıktıktan sonra kurtulduğum için sevinmeye fırsat bile bulamadım çünkü bu çocuk aynı hızla 5 dakikadır motor kullanıyor ve nereye gittiği hakkında hiçbir fikrim yok ingilizce olarak ona bağırdım ve durmasını söyledim motorda çok ses olmasına rağmen beni duyduğuna emindim ama durmadı hatta yavaşlamadı bile korkmama rağmen ona bağırmaya devam ettim ısrarla durmasını uçağa binmem gerektiğini söyledim.baktım yanıt yok bende gözlerimi kapatıp türkçe saydırmaya başladım bu sırada motorun yavaşladığını hissettim ve gözlerimi açtım motor durunca hemen indim ve saate baktım uçağın kalkmasına 1 saat var yani yarım saat içinde havalimanında olmam lazım gerçekten korku tüm vücudumu sarmıştı ki saat hesaplamalarımın arasından beni çekip çıkaran sesi duyana kadar

_TÜRK müsün? dedi duygusuz bir tonda iyi türkçe konuşuyordu ama türk olmadığını da belli ediyordu.

LÜTFEN YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. TEŞEKKÜRLER.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin