Eksik ve Bilinmeyen

40 8 2
                                    

#EDRİEN
"Merak etme bayılmanı kimseye söylemeyeceğim"
Ne dediği hakkında hiç bir fikrim yoktu.
"Bilseler ne olacak ki? "
diyip alaycı bir şekilde konuştum. Ve ağzıma birkaç şey daha tıkıp yemek yemeye devam ettim.
"Bilmesen daha iyi. Ama sen de bayıldığını kimseye söyleme, kendi başını yakarsın. "
'Ne diyn sn .s' adlı bakışımı atıp yemeye devam ettim. Yemek galp ben çünkümsü. Yemeği yediktikten sonra
'haaağ ne yedim laaan'
Ifadesi aldı yüzüm. Kafamı çevirdim ve etrafı izlemeye başladım. Manzarasının güzel olduğunu farkettim.
"Manzarası güzelmiş."
"Evet, öyl-"
"AMA YEMEK DAHA GÜZEL HAAĞĞ!"
Diyip konuşmasına izin vermeden tekrar yemeğe gömüldüm. Ben ona karşı bağırınca ilk şaşırdı ama sonra gülümseyip beni izlemeye başladı. Suratı birden ciddileşti.
"Yemeğini bitirince içeri gel, önemli şeyler konuşacağız."
Diyip masadan kalktı ve içeri girdi. Onu umursadığımdan değil de hava biraz soğumuştu içeri girdim ben de onun arkasından. Kimi kandırıyorum. Ne söyliceğini cidden merak ettim ve koşarak içeri girdim. Tam yüzünü açacaktı ki beni görüp tekrar kapattı.
Koltukta oturmuştu, yüzüme bile bakmadan
"Karşıma otur da konuşalım."
Dedi. Ben de tabiki sinir olup yanına oturdum.
"Anlat dinliyorum. "
Diyip müzip müzip güldüm. Yanına oturunca bana döndü ve hafif uzaklaştı benden. Çünkü biraz fazla yakınlaşmıştım ona yanlışlıkla. Eğer o uzaklaşmasaydı ben geriye gidecektim zaten.
"Seni bugün yemekhaneye götüreceğim. Yemek yemen için. Ve sen benden kimseye bahsetmeyeceksin. Beni görmedin, duymadın bilmiyorsun tamam mı?"
"Madem insanların seni bilmesini istemiyordun neden beni yanına aldın? "
"Sana acıdığım için."

Hafif sırıttım. Çünkü BANA ACIMIŞ. SEN KİMSİN LAN!
"Acıdın mı?"
Deyip kahkahayı patlattım. Benim gülüp, sinir olmama rağmen o hiç bir şey yapmadı. Yüzünde bir tek gözü açıktı ama gözlerinde bir ifade bile yoktu.
"Her neyse benden kimseye bahsetme."
Deyip ayağa kalktı. Tam gidecekti ki. Bayılmadan önce yaşadığım şeyler geldi gözümün önüne. O tanıdık adam.
Ayağa hızla kalkıp bağırdım.
"SEN O TANIDIĞIM ADAMSIN DEĞİL Mİ?"
Beni duyunca bir süre olduğu yerde kaldı.
"Beni tanıyorsun. Ne olduğumu biliyorsun, kim olduğumu. Ve bende seni tanıyorum. Ama... Senin kim olduğunu hatırlamıyorum. Neden bana kim olduğunu söylemiyorsun? Bana yardım eden ve beni tanıyan adamı ben neden tanımayayım? "
Bir süre sessizlik çöktü. Ve ben de yavaş yavaş yaklaştım ona yüzündeki kazağın boyunu indirip kim olduğunu öğrenmeliydim. Çünkü ona bu kadar yakınlaşmışken geri dönüp gidemezdim. Benim buraya gönderilmemin sebebi buydu zaten. Buraya gelip her şeyi ortaya çıkarmaktı. Ve belki de bu adam bana aydınlatmam konusunda yardımcı olacaktı?
"Benim kim olduğum önemli değil."
Diyip hızlıca arkasına döndü ve ağzıma bir bez bastı savunmasız yakalanmıştım. Gözlerim kapanıyordu yavaş yavaş, yorgun düşüyordum ve sırtıma ağır bir darbe geldi. Yere düşmüştüm. Ve sonrası karanlık.
******************************
"Peki kavga etmen? Nerde uyandın?"
"Hatırlamıyorum Els. Kendimi birden yemekhanede buldum. Ve bir kız gelip bana sataştı -.- Ben de daldım ağız burun tabi"
"Peki şimdi ne yapacağız."
"Hep birlikte düşüneceğiz Sey."
Y/N: Bölüm baya kısa oldu özür dilerim. Zamanım kısıtlıydı . Bunla idare edin lütfen. Daha sonra uzun ve iyi bir bölüm yayımlayacağım.

DÜŞMANIMLA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin