Hyun Joon u gördüğüm anda diğerlerini farketmemiştim. O sırada sadece onu görüyordum. Ve bana şirketin parti yapacağını söylememeleri sinirimi bozmuştu. Neyse bu düşüncelerimden kurtulmalıyım eğlenmeme bakayım daha sonra onlardan intikamımı alacaktım.
........................................................
Eğlenmeye devam ederken kalabalığın arasında daha önce gördüğüm o gizemli kadını fark ettim. Arka kapıya doğru ilerliyordu. Bir ara Hyun Joonu aradı gözlerim ama yoktu yoksa o da mı arka taraftaydı. Kadını takip etmeliydim. Arka kapıdan çıktı ve Hyun Joon ile konuştuklarını gördüm. Ancak Hyun Joon bu konuşmadan pek memnun gibi değildi. Konuşmaları duymalıydım. Saklandığım yerden biraz daha ilerledim.
Konuşmalar artmıştı ancak ne konuştukları anlaşılmıyordu. Tam o sırada telefonum çaldı.
"İnanamıyorum ben onu sessize almamışmıydım. Şimdi ne yapacağım ?"
Telefonumu kapatıp onları dinlemeye devam edecektim ki gizemli kadinin yokluğunu farkettim. Tam geri dönmüştüm gidecektim ki kafamı birisinin göğsüne çarptığımı fark ettim.
Yoksa... Hayır hayır olmaz olamaz
Kafamı yavaşça kaldırdığımda tahminimde yanılmadığımı fark ettim... HYUN JOON
Eyvah rezil oldum beni fark etmiş demekki-"hyun joon bey.. Ben.. Şey.. "
-"içeri girmelisin Mina"
Soru sormamasına şaşırmıştım. Hiç bir şey dahi söylememişti yavaşça içeri geçtim ancak içim rahat değildi. Onu gördüğümü umursamamıştı bile. Ya da gördüğümü görmemezlikten mi geliyordu?
..
İçeri girdiğimde bizim kızlar kaynaşmış görünüyordu. Yanlarına gittigimde nerede olduğumu sordular. Tabiki bir yalan uydurdum. Gözüm Hyun Joonu aradı. Bir köşede eğlenenleri izliyordu. Baktımı anlıyordu sanki bizim tarafa hiç bakmıyordu.Bana kızmış olamazdı ya onları gördüm diye. Hem kızdan hoşlanmadığını biliyordum. Peki neden bana böyle davranıyor?
..
Ertesi gün
Bugün yeni idol kız grubunu bahane ederek Hyun joonun yanına gitmeliyim. Bana hala tuhaf davranıp davranmadığını o zaman anlayabilirdim. Kapısını tıkladım "girin"sesinin ardından içeri girdim. Masada bir işlerle uğraşıyor ancak bana bakmıyor tek kelime bile etmiyordu. Bende hemen söze girdim.
-"efendim yeni kız idol grubu eksiklerini bayağı tamamlamış görünüyor sanırım çıkışları yakın zamanda. Ve onlara bir grup ismi henüz verilmedi. Bu konuyla ilgilenmemi ister misiniz? "
Soruma cevap vermemiş kafasını bile kaldırmamıştı. Bir süre sonra ayağa kalktı ve yanıma geldi. Yüzüme doğru eğildi. Boyu uzun olduğu için eğilmesi gerekiyordu. Çok tatlı bir görüntü oluşmuştu. Yüzüme iyice yaklaştı. O kadar yakındı ki göz bebeklerini görüyordum. Bir süre gözlerimiz birbirine kenetlendi. Sonra kulağıma eğildi ve;
-"mina o kadını unutmanı istiyorum. Onu hiç görmedin tamam mı? "
Tek kelime edememiştim çünkü tekrar gözlerime bakmaya başlamıştı bense onun gözlerinin güzelliğinde boğuluyordum.şirket ortakları birden içeri girince hemen toplarlandık .ben izin isteyerek çıktım. Neden hemen gelmişlerdi ki! Biraz daha bekleselerdi o bakışmanın sonunu merak ediyordum. Şu ortaklarda ikiz gibi birlikte geziyor o ne öyle ya.Hyun Joonu görmeye bile birlikte geliyorlar ne kadar da tuhaflar. Neyse of içeride sıcak basmıştı bir yelpaze yapayım bari. Yelpazemi yapıp masama oturdum. Aklıma az önceki an geldi. Kendi kendime sırıtmaya başladım. Wow gözleri ne kadarda güzeldi. İlk defa onu bu kadar yakından görmüştüm. Kalbim hala çarpıyordu. Hatta sesini duymaya başladım şu an ay ne kadarda güzel sesi var ya.
-"menajer"
-"ne?.. Ay pardon efendim dalmışım buyrun "
-"kkkkkkk bugün bazı işlerimiz var seninle dışarı çıkacağız. Saat 11 ile 12 arasında olan işleri ertele"
-"peki efendim"
Bana kocaman bir gülümsemeyle bakarak odasına gitti. Ay gülüşü de çok güzelmiş ya. Bu aralar patron iyi değil sanırım bir tuhaf davranıyor. Aslında şöyle desek daha doğru olur olduğundan daha farklı davranıyor. Olsun böyle çok daha güzel. Böylelikle yakışıklı olduğunu daha çok göz önüne seriyor.neyse mina kendini kaptırma... O gözlereee... O güzel ve parlak gözlere.. Neyse iyice kafayı yedim ben. Programı düzenlemeliyim bakalım beyefendi ile nereye gideceğiz.
Şirketin yeni kız idol grubu çıkaracağını daha önceden söylemiştim sanırım. Bugün de dışarı onun için çıkıp hadi işleri hallettikten sonra Hyun Joon yani bay patron yakışıklıyla yemek yiyebileceğimiz bir yere geldik. Ve ben ona o kadını sormak istiyordum aslında sormamalıyım ama merak işte ve asıl merak ettiğimde ben onları gördükten sonra Joon neden bana böyle bir değişik davranmaya başladı öğrenmeliyim. Hemen söze girdim.
-"efendim.. Şey.. Dünki kutlamadaki o kadın kimdi sadece merak ettiğimden soruyorum"
Uzun bir sessizlikten sonra
-"önemli biri değil ve ben sana o kadını unut dememiş miydim "
-"şey evet öyle dediniz efendim de o günden sonra siz... "
-"mina bana efendim deme dedim ben sana değil mi? Neden dediklerimin hiç birini yapmıyorsun ki"
Neden benimle bu şekilde konuşuyor bana bağırıyor resmen. Ben kötü bir şey yapmadım ki sadece bir soru sordum ve neden efendim diye seslenemiyorum?
-"mina bak sana bağırıyorum gibi anlama sadece senin bana efendim demen tuhafıma gidiyor ve rahatsız ediyor anlıyor musun?
-"peki neden. Neden efendim diyemem .bunun nedeni ne olabilir ve neden o kadını sorduğumda ya da hatırlattığımda bana bu şekilde bağırıyorsunuz böyle yapıyorsunuz. Ben sizin sadece bir menajerinizim bana böyle davranmanız ne anlamına geliyor"
Sanırım fazla tepki göstermiştim ama gerçekten hareketlerine anlam veremiyorum.
-"bir anlama gelmiyor ve sen bana nasıl bağırıyorsun öyle ben senin patronunum unutma ancak bana efendim demeni istemiyorum "
-"peki ne diyeyim Joon-ah olur mu? "
-"harika ancak sadece yalnızken diyebilirsin"
-"size böyle seslenmememi sadece Joon-ah diye seslenmemi istiyorsanız bana karşı lütfen dürüst olun"
-"..."
Arkadaşlar yazdığım bölüm silindiği için bölümü erken atamadım yani tekrar yazmak zorunda kaldım... Umarım beğenirsiniz 😊

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOT TODAY
FanfictionŞirkette başlayan aşkın maceraya çıkan kapısı...okumanız gerektiğini garanti ederim