duyduklarım

8 3 0
                                        

-"hmm mantıklı ...bu arada biz.. Haa doğru sen bana nasıl aşık olduğunu anlatacaktın hadi gidelim "diyerek arkaya bir daha baktım ve Hoonun odasına doğru ilerledik. "

…………………………………………………

Sunny

Dans pratikleri sırasında bazı idoller yaralanmış ben de şirket doktoru olduğum için beni çağırdılar. Sanırım kötü yaralanmışlar. Ben de erkenden şirkete geldim ilk yardım kutusunu alıp karşı binaya geçmek için kafeteryanın önünden geçeyim dedim çünkü kısa yol burasıydı . Tam kafeteryanın önünden geçerken bir takım sesler duymamla dinlemeye başladım çünkü birileri So ah dan bahsediyordu. Sesleri dikkatle dinlediğimde şirket ortakları Hoon ve Jeon olduğunu anladım. Ne konuştuklarını dinledim bir süre. Anladığım kadarıyla Hoon başkan So Ah dan hoşlanmaya başlamıştı. Ayağa kalktıklarını fark ettiğimde beni görmesinler diye acele ederken Jeon başkanla çarpıştık. O sırada ikimizde yere düştük ve tabiki ilk yardım kutusu da sonra Jeon başkan toplamama yardım etti. Bir de küstahlık yaptı. Neymiş ilk yardımlık işi idoller de yapar. Evet yapabilirler ancak çocuklar ciddi yaralanmış ve bununla dalga geçiyor. Neyse ya aslında kendime de kızıyorum ben çocukların yanına gideceğime geldim bunları dinledim. Neyse bir an önce gideyim çocuklarin yanına. Giderken bir yandan da düşünüyorum şirket ortaklarının birisini sevdigini daha önceden görmedim ya da aşık falan olduğunu. Ne oldu da bunca zamandan sonra...bu işin sırrını çözmeliyim. Sanki işin içinde farklı bir şey var. Düşüncelere dala dala binaya girmiş katları çıkmıştım. İdollerin yanına geldiğimde gerçekten kötü yaralandıklarını fark ettim. Tam çıkış yapacaklardı işler yine uzadı sanırım. Uff neyse bir an önce iyileşseler bari. Odama geçip hyun joon u aradım haberi olmalıydı idollerin yaralanmasından kesin kızgınlıktan köpürecek. Tam her şey halledilmiş çıkışa az kalmışken başımıza gelene bak. Dakikalardır çalan telefon sonunda açılmıştı.

-"Efendim"

-"başkanım bu erken saatte rahatsız ettim biliyorum ama bazı şeyler oldu.. "
-"ne oldu bu kadar önemli olan hiç bu saatte aramazdın"

-"başkanım çıkış yapacak olan kız idollerden ikisi kötü yaralanmış sanırım çıkış erteledi. Ne yapmalıyız? "

-"olacak iş değil. Peki diğerlerinin haberi var mı bundan? "

-"diğer başkanlar ile sabah karşılaştım pek ciddiye almadılar başkanım"

-"neden bütün işleri ben yapmalıyım ki! Uff tamam sen bir daha şöyle onlara. Ben geliyorum"

-"peki başkanım"

Pek sinirli gibi değildi aslında. Of ben başkanımı bilirim şu an tam ayılamadı kesin şirkete gelsin kıyameti koparır. Uff bir de o ukalanın yanına gitmem gerekiyor daha önce dedim ciddiye almadı şimdi mi alacak sanki. Uflayarak odamdan çıktım. Hala saat erken yani mesai saati başlamadı o yüzden kimsecikler yok şirkette. Hızlıca jeonun kapısını tıkladım ve içeri girdim.

-"hey hey yavaş güzellik kapıyı neden çalmıyorsun? "

-"üzgünüm rahatsız ettim ancak bazı şeyleri söylemem gerekiyor. "

Odasına gerçekten kapıyı çalmadan girmiştim ve bay sapık içeri kız atmıştı ve dudaklarına yapışmıştı benim içeri girmemle ikisi de havaya sıçradı. Bu saatte bu kızın amacı neydi ya ne ara gelmişti. Jeon bey ise çok rahat şirkete kız atmak çok da rahatsız edilecek bir şey değil değil mi? Pis ukala şey ya.

Yanındaki kıza dönerek "şimdi gitmelisin güzellik akşam senle gecelere akarız tamam mı? "

Kız uflayarak çıkarken bir yandan da bana kızgın bakış atıyordu. Pis okul. çocuğu. (Okul çocuğu... Neyse siz anladınız)

-"evet söyle bakalım beni rahatsız ettiğin konu ne? "

-"az önce de size söylediğim gibi idoller biraz ağır yaralanmış bu durumda çıkış yapamazlar ve.. "

-"ah güzellik işler hallolur o kadar büyütme. Bak mesai saati bile başlamadı daha gel seninle biraz dışarı çıkalım ne dersin. Tabiki evet"

-"tabiki hayır"

-"wow beni reddeden ilk kız olarak tarihe geçeceksin. Sen nasıl bir kızsın böyle "

-"terbiyeli ve namuslu bir kızım"

Diyerek odadan çıktım. Sinirden kıpkırmızı oldum resmen ne diye onun odasına gittim ki ben ya? Uff şu an bir kaç kişiyi gercekten dövmek istiyorum önce tabiki jeonu. Pis ukala sapık bana dediği şeye bak ya...

-"bana mı dedin? "

Biraz yüksek sesle hayır biraz değil bayağı bir yüksek sesle sinirimi gidermek için küfürler ediyordum ve Hyun Joonun geldiğini fark etmemiştim. Ben merdivenden inerken o da çıkıyordu.

-"hayır başkanım size demedim üzgünüm. "

-"peki kime dedin "

-"..."

-"şöyle hadi yoksa bana mı gerçekten "

-"hayır tabiki başkanım. Jeon başkana ediyordum"

-"seni bu kadar kızdıracak ne yaptı"

O anki sinirimle bütün olanları anlatmıştım. Yine çeneme kurban gittim. Of so ah ı geçtim resmen. Resmen bir başkanı diğerine şikayet ettim.

-"peki ben ona bunun hesabını sorarım. Şirkete yabancı birini sokmak bakalım ne imiş. Ben ne ile uğraşıyorum onun aklı fikri nerede. Her şey berbat halde ve bana yardım edecek olan... Bütün herkese haber ver acil toplantı yapacağız özellikle de  ortaklarla"

Hyun Joonu ilk defa bu kadar sinirli görmüştüm. Normalde de sinirli biri olduğunu herkes bilir ancak son bir kaç aydır biraz pasifti bu olay gerçek Joonu geri getirdi resmen. Neyse vakit kaybetmeden diğerlerine de haber vereyim. Şirketin sekreterine toplantı bilgisini haber verdim ve tabiki o bütün şirkete duyurabilirdi ben de biraz rahatlardım bu durumda.Odama gittiğimde aklıma So ah ve Mina yı aramak geldi. Bugün daha mesai başlamadan ne olaylar olmuştu böyle ya. İlk So ah ı aradım.

-"So ah"

-"boyrun kimssiz"

-"kimsiniz mi?  So ah sen uyuyor musun hala ya kalk çabuk "

-"ne?  Sunny sen miydin ya uff numaraya bakmamışım açtığımda "

-"boşver şimdi kalk şirkete gel çabuk"

-"ama... "

Yorumlarınızı yazınız lütfen emeğimizin hakkı. 🌹

NOT TODAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin