-6-

518 22 12
                                    

BUĞRA

Kafeden içeriye girip her zamanki yerime oturdum ve hep içtiğim white chocolate mocha'mı söyledim. Telefonumdan flappy bird oynarken kafenin kapısı hızlıca açıldı. Hassiktir! Tam yeni bir rekor kıracakken kapıdan çıkan ses yüzünden dikkatimin dağılmasıyla tekrar game over oldum. Ebesini siktiğimin kuşu düzgün ilerlese olmayacak! Ben bu oyunu yapanın...

Oyunu kimin yüzünden kaybettiğimi görmek için kafamı kaldırdığımda iki kızın kafeden içeri girdiğini gördüm. Oha lan bu kız ne kadar güzel böyle! Ben O'nu izlerken, onun varlığımdan haberi bile yoktu. Çok, çekiciydi. Uzun kızıl saçları, küçük dolgun dudakları, insanın içini ısıtan gülüşü... Daha önce birçok sevgilim olmuştu ama hiçbirinde O'nu gördüğüm anda hissettiğim duyguları yaşamamıştım. Benim için tutkudan ileriye geçememişlerdi. İhtiyacımı karşılamaktan başka da bir şey ifade etmiyorlardı açıkcası. Ama bu kızda beni ona çeken bir şeyler var. Birine karşı ilk kez hoşlanmaktan da öteyim. Galiba aşk dedikleri bu oluyor..

Fazla acıkmış gözüküyorlardı. İkisininde gözleri vitrindeki cheesecake'ten başka bir şeyi görmüyordu. Umarım benlğimin farkına varır. Varmazsa da ben fark ettireceğim.

Daha masaya oturmadan garsona siparişlerini vermişlerdi. Büyük ihtimalle frambuazlı cheesecake'ki istediler. Cam kenarındaki masaya oturup dışarıyı izlemeye başladılar. Hadi ama burada ben de varım birazda beni izlesen?

İşte budur! Göz göze gelebildik sonunda. Sadece bir kere bakıp da bakmamazlık yapmazsın değil mi? Bu kaslar kolay olmuyor kızım.

Eyvallah! Bir kere daha baktı, tamamdır bu iş. En azından fark edildim buna da şükür. Ne güzel de bakıyorsun sen öyle!

Ooo bunu beklemiyordum! Benden arkadaşına da söz etmiş olmalı ki arkadaşı dönüp bana baktı. Biraz fazla çaktırdı ama iyiki çaktırdı yoksa kızın ilgisini çekip çekmediğimden emin olamayacaktım. Yüzümdeki sırıtışa engel olamıyorum:Dd Şimdi rahatladım lan.

Hop neden kalkıyorsunuz daha yeni geldiniz. Benden mi rahatsız oldu acaba? Öyle olsa bile kendimi ona bakmaktan alamıyorum arkadaş.

Neden kasada birbirlerine bakıp da endişeli davranıyor bunlar. Biri bir şey mi dedi yoksa! Ben bu kıza bulaşanı yaşatmam lan. 

''Bir sorun mu var?'' yine kendimi tutamadım maalesef.

Arkadaşı "Şey biz arkadaşımla yanımıza para almayı unutmuşuz da şuan hesabı ödeyemiyoruz." dedi. Eh be kızım ben de biri laf attı zannetmiştim, bunda bu kadar endişelenecek ne var enişten şimdi öder. 

Sonra melodi gibi bir ses duydum "problem yok biz hallederiz." demişti! Söyledikleri ne kadar laf sokma anlamında olsa da, bana gerek duymadığını açıkca ifade etse de bana şarkı söylüyormuş gibi geldi. Gerçekten büyüleyici bir sesi varmış. Tıpkı kendi gibi.. Ben bu kıza fena bağlanacağım. 

Arkadaşı tekrar söze girdi "Pardon da nasıl halletmeyi düşünüyorsun Hande?" Böylelikle kızın isminin Hande olduğunu anlamış oldum:Dd Hande Kalender... Soyadım bence gayet uyuyor. 

Hande bunlardan sonra ne diyecek harbi merak ediyorum. Hayır deme gibi bir şansı yok denecek kadar az ama.. Bu kızdan her şeyi beklerim.

"Tamam ama kesinlikle borç olarak alıyoruz." dedi. Yediğin frambuazlı kekin hesabını ödemek benim için şereftir Hande'm, prensesim benim.

Tabiki öyle söylemedim. Her şey sırayla.

"Benim için fark etmez siz nasıl istiyorsanız öyle olsun." dedim ve hem onların hesabını hem de kendi hesabımı ödedim. Kafeden hep birlikte çıktık. Yani onlar çıkarken arkalarından yetiştim.

Arkadaşı "Tabi tabi. Biz zaten hemen şuradaki otelde kalıyoruz, ikiniz beklerken ben parayı alır gelirim. Arkadaşım bu yıl Hacettepe'de okumaya başlayacak da bir hafta önceden hem çevreyi tanımak hem de tatil yapmak için buraya geldik. Ev bulamadığından, aslında buldu da sonra bir sürü aksilik oldu onu sonra anlatırım, birkaç hafta şuradaki -parmağıyla tekrar hangisi olduğunu gösterip- otelde kalacak. 1. sınıfta ve diyetis..." diye bana Hande'min hayatını anlatırken Hande o sırada ''Ecem!!'' diyerek -arkadaşının da adının Ecem olduğu ortaya çıktı- Ecem'i susturdu. Bakışlarından ben bile korktum lan.

Ooh be aynı okulda okuyacağız! Ama öyle olmasaydı da peşini bırakmazdım ki ben. Sadece işimi kolaylaşmış oldu:Dd

Hande Hanımm daha 1. sınıf mısın sen? Çömez diye ezmek yok prensesimi! Ezeni ezerim. Bir de diyetisyenlik okuyormuş. Yakışır Hande'me. Bu incelikle onu okuması normal zaten. Bakıyım, baya ince haa.

Ecem bir anda "Ben parayı almaya gidiyoruum." diyip uçarak yanımızdan uzaklaştı. Helall sana be kızım! Bundan sonra dile benden ne dilersen anında yapacağım!

"Demek adın Hande." konuşmayı onun başlatmasını beklersem daha çok beklerim heralde.

"Hıhı." dedi. Hıhı mı?! Adımı bari soraydın Hande. Hande... Ne kadar güzel bir isim....

Baktım bunun konuşacağı yok "Benimki de Buğra." dedim ve elimi uzattım. Ama o  ne yaptı? Elimi sıkmadı bile! Buğra Kalender'e karşılık vermeyen ilk kız olarak tarihe geçtin, bravo. Bir de erkeklere odun derler!

İkimizde hiç konuşmadan yürüyorduk. Bundan sonra bir daha adım atamam arkadaş. Kaç yıllık geleneğimizi bozduk şurada, kız bana mısın demiyor.

''Sen nerede okuyorsun?'' Gerçekten nerede okuduğumu mu sordu yoksa ben mi gaipten sesler duymaya başladım. Galiba sordu lan. Eee bu kadar lütfetmiş de sormuş cevap vereyim bari:Dd

Aman benim Hande'm utanmış da yanakları mı kızarmış:Dd Yerim ben bu kızı:Dd

Gayet cool bir şekilde ''Bende Hacettepe'de okuyorum. Bilgisayar mühendisliği 3. sınıf öğrencisiyim." dedim. Daha sonra ona doğru dönerek "Herhangi bir konuda yardıma ihtiyacın olursa bana ulaşabilirsin.'' diye ekledim. Yanıma gelmen yeterli Hande'm. Hatta Buğra diye bağır ben senin yanına koşa koşa gelirim. Canım benim baya utandı bu sefer. Böyle davranarak çok daha çekici oluyorsun haberin yok.

Ecem şimdi gelmenin sırası mıydı ha? Oldu mu şimdi?

''Bu borcumuz.'' diyerek parayı uzattı ve devam etti ''Bize yardım ettiğin için tekrar çok teşekkürler, sen olmasaydın ne yapardık, bilmiyorum.'' dedi. Ve sonra Hande'ye ''değil mi Hande(!)'' derken dürttü. Hande?! Bana bakarken dalıp gider miydin sen! Çok mu beğendin bu yakışıklıyı:Dd 

Hande hızlıca başını salladı. Böyle bir tatlılık yok arkadaş! Sen hep başını salla, ben saatlerce izleyebilirim. Noluyo lan bana? Kızın başını sallamasından bile etkilenmeye başladım. Delip geçtin beni Hande, hem de tam kalbimden. Yok olmadı, böyle sözleri bünyem kaldırmıyor benim.

İçimdeki sarılma istediğini bir köşeye atmaya çalışıp 'karizmatik erkek' tavrıma bürünerek ''Önemli değil. Sizi memnun ettiysem ne mutlu bana.'' dedim. 

Hande Ecem'in kolundan çekiştirip ''Iıı ben de teşekkür ederim. İyi günleer.'' dedi ve yanımdan ayrıldılar. Benden bu kadar kolay kurtulamazsın prenses.

Tam bir şeyler söyleyecekken Ecem bana dönüp el kol hareketleriyle susmamı ve elimdekine bakmamı işaret etti. Elimde ne vardı ki? Sadece Ecem'in verdiği para?

Jeep'ime doğru yürürken Ecem'in verdiği paranın arasında beyaz bir kağıt gördüm. Hızla açıp içindekini okumaya başladım.

''Eğer Hande'den hoşlandıysan ki bence hoşlandın alttaki numarayı akşam 19.00 gibi ara. O benim telefonum. Hande zor bir kızdır. Onu kazanman için sana birinin yardım etmesi gerek, o kişi de ben oluyorum. Yarın tekrar buluşmanız için aklımda bir plan var. Eğer ilgileniyorsan ararsın. Detayları arayınca konuşuruz. Böylelikle borcumu da tam olarak ödemiş oldum galiba;)''

Kesinlikle, kesinlikle ödedin Ecem. Bu iyiliğini unutmayacağım.

ASLA AŞIK OLMAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin