-7-

488 28 19
                                    

"Ay hala arkasına bakıyor, beni delirtmeye mi çalışıyorsun Ecem?!"

"Tamam be döndüm işte. Çocuktan da kurtuldun. Rahat mısın şimdi!"

"O domuz için atışmamıza bile değmez arkadaşım. Biliyorum, sevgilimin olmasını istiyorsun ama böyle gerçekten mutluyum. Bir de seni inandırabilsem şuna.."

"Kusura bakma Hande ama inanmıyorum. Bu asabiliğini yalnızca sevgi, aşk yok eder. Sende buna inanıp biraz çaba göstersen!"

"İşte bende buna inanmıyorum. Sen aşk, daha doğrusu sevgili delisisin. Ama ben öyle değilim. Bana ailem arkadaşlarım yetiyor. Hayatıma sevgili sokup da bedenimden faydalanılmasına izin veremem. Ama sen aşka aşıksın. Biriyle sevgili olmadan duramıyorsun. Bu konuda birbirimizden öyle farklıyız ki.. Bu yüzden ben seni, sende beni anlayamıyorsun. Gözünü aç artık, benden sevgili falan olmaz. İstemediğim bir şeye zorlama lütfen beni."

"Hadi aşkı geçtim, sevgi hakkında konuşayım o zaman. Erkek ve kız birbirini seviyorsa sadece birbirinden faydalanmak için öpüşmez yada sevişmez. Nasıl bu kadar basite indirebiliyorsun aşkı? Bir de "inanmıyorum" diye beynime kazımaya çalışıyorsun ya hiç boşuna uğraşma tatlım. Ben senin Buğra'ya baktığın andaki yüzünü gördüm, kimi neye inandırmaya çalışıyorsun sen. O halini görmeni çok isterdim valla. Bizim coolluk abidesi 'meksika biberi' gitmiş yerine utanıp kızarmış 'sümüklü Handi' gelmişti. Seni ilk kez birine öyle bakarken gördüm ben ya. İlk kez birine bakarken daldın. Bunlar senin için normal şeyler değil. Her erkekte de böyle falan olmuyorsun. Sen de bunu anla."

Ne münasebet canım, tüm yakışıklı erkeklerde öyle kızarıyorum ben. Yani, galiba öyle oluyor. Tamam, en azından üç yakışıklı erkekten birinde kızarıyorum. Heralde kızarıyorumdur ya.

Otele varmıştık. Yorulduğumu kendimi yatağa atınca fark ettim. Oh bee dunya varmış.

"Ben banyoya giriyorum."

"Tamam Ecoşcum."

"Hande ya Ecoş nee?"

"Sümüklü Handi'den iyidir!"

"Saf kız yaa." diye söylene söylene banyoya girdi. Ne var, kendime sümüklü Handi dedirtemem yani. Ama cidden Ecoş ne ya??

Saat 18.00 mii! Zaman ne kadar hızlı geçmiş. Umarım o çıkana kadar akşam yemeği bitmez. Bende şurada biraz kestireyim bari.

Ecem'in duymasını ümit ederek "Ben biraz uyuyacağım. Beni uyandırmadan yemeğe inme." diye bağırdım.

O da saniyesinde "Tamaam" diye böğürdü. Ne de güzel anlaşıyoruz.

.......

"Yuhh saat 20.00 olmuş, ne yaptın bu kadar banyoda? Cin çarpacak yakında demedi deme Ecoş. "

"Yıkandım işte, başka ne yapılabilir ki banyoda? Ne ima etmeye çalışıyorsun, hiç bir şey yapmadım ben. Iıı televizyon da izledim. Ondan unutmuşum yemeği falan. Bide bana Ecoş demeyi kesersen sevinirim."

"Ay tamam be bir şey demedim makine gibi ard arda konuşuyorsun yeni uyandım ben yeni. Biraz acı şu arkadaşına da az konuş."

"Haa iyi o zaman. Hazırlan da yemeğe inelim, bitmesine yarım saat mi ne kalmış."

"Hemen giyiniyorum. Kurt gibi acıktım zaten."

"Dünyayı yedin yine doymadın be Handi."

"Açım ben aç. Sen de işlerin varsa hallet. Giyindiğim anda seni beklemem aşağı inerim ona göre."

"Biz hanımefendiyi bekleyelim  onun dediğine bak ya. Cani çocuk."

"Tamaam, hazırım işte. İnelim hadi."

ASLA AŞIK OLMAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin