-8-

393 25 10
                                    

''Selam''

Şaka mı bu? Biri beni çimdiklesin lütfen. 

Ecemcim sen bittin. Bu sefer elimden kolay kurtulamayacaksın.

Şuna bak bir de pis pis sırıtıyor. Ne istiyorsun, kırk katır mı kırk satır mı?

''Se.. Selam'' Ay bir kekelemem eksik kalmıştı o da oldu. Hoşgeldin domates Hande!!

Canım arkadaşım(!) kendisini öldüreceğimden habersiz ''Naber Buğra?'' diyip Buğra'nın omzuna vurdu. Boğarak öldürmek fena olmaz aslında.

''İyi işte. Sizden?''

''Bomba gibiyiz.'' diyerek bana göz kırptı göt kafalı. 

Bu çocuk bu kadar kaslı mıymış ya. Gözlerimi alamıyorum gerçekten. Acaba ona baktığımı fark ediyor mu. Off neden bu kadar utanıyorum ki? Nasıl hafta sonları Doğukan, İdil, Cengiz, Melis, Ulaş ve ben kafa dağıtmaya yüzmeye gittiysek şimdi de Buğra, Ecem, ben birlikte yüzebiliriz. Hem onların da vücudu iyiydi yani. Ama şöyle bir fark var: onlar benim kankamdı. Buğra neyim oluyor?

''Ee yüzüyor muyuz?'' İkisi de benim cevabımı bekliyor tabiki. O kadar geldik, bir Buğra yüzünden yüzmemezlik yapamam.

''Durduğumuz hata.''

Ecem ''en son gelen öğle yemeğinin hesabını öder.'' diyerek elbisesini kenara fırlatıp havuza doğru koşmaya başladı. Beraber yemek de mi yiyeceğiz? Ecemle Buğra bunları ne zaman planladı ya?

Böyle düşünürken Buğra birden bileğimden tutup koşmaya başladı. Ciyaklamamı dikkate almadan ilk beni havuza attıktan sonra kendi girdi. Evet, elbiseyle girdim. Su yüzüne çıktığımızda elbisemi çıkarmakla uğraşırken heyecandan elim titriyordu.

Buğra ''Yemekleri ben ısmarlayacağıma göre gideceğimiz restoranı da ben seçeyim. Balık sever misiniz?'' dedi. BAYILIRIM.

''Levrek varsa ben de varım.''

''Kesinlikle Hande'ye katılıyorum.''

''Tamam o zaman sizi balık konusunda en beğendiğim restorantlardan olan Trilye Restaurant'a götürüyorum.''

Açıkcası Buğra'nın götürdüğü çok iyi oldu. Biz burada daha nereyi biliyoruz ki? Bunun da planlanmış olduğunu düşünüyorum.

Buğra hakkında adını, yaşını, nerede ve hangi bölümü okuduğundan başka ne biliyorum? Onunla hangi ara birlikte yüzüp yemek yiyecek kadar yakın olduk? Yanımda Ecem olmasaydı kafede ona baktığımı fark etmeyecekti, hesabımızı ödemeye gelmeyecekti, şimdi burada buluşmayacaktık. Daha da geriyi düşünürsem Hacettepe yerine başka üniversitelere gidebilirdim, gitmedim. Annemleri zorlayıp yurtta kalmaya ikna edebilirdim. Tutacağımız ev Metin amcalarınki olmayabilirdi. Kızı yurttan vazgeçmeyebilirdi. Bu otelde kalmayabilirdik. Cheesecake'ki görmeyebilirdik. Kafeye gitmeyip otelden yiyebilirdik. Buğra'yı görmeyebilirdim. Ecem'e söylemeyebilirdim. Ecem arkasına dönmeyebilirdi. Tamam, o her halükarda döner. Yani eğer Buğra'yla tanıştıysam, onunla şuan yüzüyorsam ve yemeğe çıkacakcaksam bunları yaşamam gerektiği için yaşıyorum. Yaşamam gerekiyorsa yaşayayım. Neden burada tanımadığım bir erkekleyim diye sorgulamayayım. Anı yaşamalıyım. İçimden geldiği gibi. Bu kadar kasmamalıyım.

''Kendi kendine yüzmek yerine biraz bize takılsan Handecim?''

''Ha tamam.''

Sonra yanıma gelip fısıltıyla ''Acaba nelere daldın bu kadar.'' dedi. Bide muzip muzip gülüyor!

''Ecem, kaşınma. Zaten yeterince kaşıyacağım üzerine daha da ekleme istersen!''

''Tamam be sana da yaranılmıyor. Ne güzel mis gibi bir çocuk ayarladım sana. Bir teşekkürü çok görüyosun.''

ASLA AŞIK OLMAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin