Hira
Ankara, 02.45
New York yolculuğunun yorgunluğunu henüz üzerinden atamamıştı Hira. Ama bu onun masa başında saatlerce çalışmasına engel değildi. Ünlü bir iş adamıyla ilgili basit bir haber yapacaktı güya. Eh, biraz araştırmıştı bu adamı. Ahmet Nevruz. Peki bu adam ile ilgili araştırma yaparken karşısına çıkan garip kapı? Bu olay, bu garip bilgi neden bu denli heyecanlandırıyordu onu? Bir iş adamını araştırırken karşısına çıkan esrarengiz bir kapı...
Henüz kimseye bir şeyden bahsetmiş değildi. Bu olayı, bu bilgileri bir süre kendisine saklaması gerektiğine inanıyordu. Kendisinden istenen haberi vaktinde toparlamıştı zaten, sorun yoktu. Şimdiyse aklı bu yeni olaydaydı.
Saçlarını açıp yeniden topladı Hira. Önceki sıkı at kuyruğu başını daha çok ağrıtıyordu. İki saat önce yaptığı ama sadece üç yudum alabildiği kahvesine baktı. Bardağı mutfağa götürüp tezgaha bırakırken kafası karmakarışıktı. Geri dönünce, sandalyesine oturmadan masasına baktı. Topladığı bilgiler... Eski gazete haberleri... 5 yıl öncesine ait... Dosyalar ve biyografiler...
Üstü kapatılmış, tozlu raflara kaldırılmış bir cinayet...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP
ActionTozlu raflara kaldırılmış bir dosya... Suçsuz suçlular... Yalan ve Gerçek! Bir oyun? Hayır. Çok Daha fazlası. Katil. Kurban. Vicdan azabı. Sırlar. Bir gazeteci. Kayıp. Kaybolan ne peki? Çok şey. Belki de hiçbir şey...