-11-

685 39 56
                                    

Hatırlatma

" Sevgilimi rahatsız etmeyin, şimdi çıkın odadan, geliyoruz biz"
Dedi. Evet kesinlikle şuan kızardığıma emindim. Ve çocuklar kesinlikle yanlış anlamışlardı. Çocuklar odadan çıktıklarında Taehyung tekrar bana döndü. Tabi ben hemen odadan çıkmak istiyordum. Odadan çıkmak için yeltendiğimde Taehyung kolumu tuttu.
" Dur"
Dedi.

Evet şuan kesinlikle durmak istemiyordum. Ama ayaklarım sanki ona uyuyormuş gibi durdu. Kenara koyduğum çantamı aldı ve bana verdi.
" Utanmana gerek yok güzelim, nasıl olsa bu odada bi süre beraberiz"
Dedi ve odadan çıktı. O dalgınlıkla çantamı unutmuştum. Utanarak aşağıya indim. Çocukların heyecanla beklediğini gördüm. Ama Taehyung yoktu.
" Çocuklar Taehyung abiniz nerde"
" O arabaya bindi bize de seni beklememizi söyledi"
" Tamam o zaman, hadi gidelim"
Çocukların elinden tuttum ve beraber arabaya bindik. Arkaya oturacaktım ama Taehyung Bey sağolsun. Yaptı yine yapacağını.
" Aşkım öne otursana, çocuklar da rahat etsin"
Dedi. Tabi ben de gülümseyip öne oturdum. Lunaparka gelene kadar çocuklar bi susmadı. Onların bu heyecanlı halleri çok hoşuma gidiyordu. Sevimli, tatlı, neşeli... Ne kadar yaramaz olsalar da çok sevimliydiler. Sonunda Lunaparka vardığımızda ben çocukların elinden tuttum, Taehyung da onlara pamuk şeker almaya gitti. Döndüğünde elinde 3 pamuk şeker vardı. Çocuklar ile birlikte bi banka oturduktan sonra onlara pamuk şekeri uzattı ve yanıma oturdu. Son kalanı da bana verdi.
" Sen yemeyecek misin"
" Beraber yeriz"
Söylediği şeye karşı yine utanmıştım. Böyle şeyleri çocukların yanında söylemesi beni utandırıyordu. Aslında çocukların yanında söylemesi değil, yalnızken söylemesi bile beni utandırıyordu. Başımı önüme eğdim. Taehyung pamuk şekerden biraz eliyle koparıp bana uzattı. Elime almak için elimi kaldırdığımda elimi tuttu ve dizimin üstüne koydu.
" Ağzını aç, elin kirlenmesin"
Nabzım atıyor muydu şuan, yaşıyordum emindik değil mi? Şuan nabzım atsa da ölmüştüm. Yavaşça ağzımı açtım. Bana verdiği pamuk şekeri yedim. Bana şekeri yedirdikten sonra kalanları da kendisi yedi. Bana bakış attığında gözlerimi kaçırıp önüme döndüm. Ben bu utançla bi de onun yanında yatcaktım. Kesinlikle utancımdan yerin dibine girmiştim. Çocuklarla beraber dönmedolapa bindik. Çarpışan arabalar, hız treni falan derken zaman çok çabuk geçti. Beraber yemek de yedik. Gerçi ben yine Taehyung ile aynı beraber yedim. Eve geri dönmek için hazırlandık ama ben eve dönmek istemiyordum. Çocukların da ısrarı ile Taehyung eve gitmekten vazgeçti, ve bizi bi yere getirdi. Buralar çok güzeldi. Yemyeşil, sessiz, güzel bi ovaya gelmiştik. Sakince kırlara uzandım. Hava kararmak üzereydi ve bulutların kırmızı gibi görüntüsü çok güzeldi. Hep beraber kırlarda uzanmış gökyüzünü seyrediyorduk. Havanın soğuduğunu farkettiğim.
" Ben üşümeye başladım"
Dedi Yuha tam da o anda, Mina da kendini ısıtmak için kollarını oynatıyordu. Yuha ile Mina birbirlerine sarıldılar. Taehyung hemen ceketini çocuklara verdi ardından onları arabaya götürdü. Daha sonra yanıma geldi.
" Sen de üşüyor musun"
" Biraz üşüyorum bişey olmaz"
Dedim. Ama o beni dinlemeyip bana sarılmayı seçmişti. Bu sefer onu yalnız bırakmadım. Ben de ona sarıldım. İlk başta şaşırdı ama sonra daha da sıkı sarılarak ellerini belimde dolaştırdı ve kafasını boynuma gömdü. Ben de ellerimi boynuna doladım ve ona sıkıca sarıldım. Bi süre sonra onu yavaşça bıraktım. Çocuklar arabadaydı ve biz onlar üşürken sarılıyorduk.
" Taehyung, çocuklar arabada, bence artık eve gidelim"
" Tamam"
Dedi ve beraber arabaya doğru gittik. Çocuklar arabada uyuya kalmıştı. O yüzden müzik açmadan sessizce yola koyulduk.
" Evde bişeye ihtiyaç var mı, yani çocuklar bişey istiyor mu"
" Birkaç bişey eksik, eve gitmeden önce markete uğrarız"
Dedim. Markete vardığımızda çocuklar da uyandı. Beraber markete girdik.
" Aburcuburrr istiyorum Taehyung abiii"
Dedi Mina. Ben ile Taehyung onların bu tatlı haline gülüyorduk. Gerçekten çok sevimli çocuklardı. Daha iki gün olsa da ben onlara çok bağlanmıştım. Onları nasıl bırakacaktım?
" Hah Taehyung abi buldum, bak bundan istiyorum"
Dedi Mina. Taehyung Mina nın elinde olan ürünü eline aldı ve arkasında yazan içerikleri okumaya başladı. Daha sonra heyecanla bakan Mina ya doğru eğildi.
" Ama Minacım, olmaz ki bu çok zararlı"
" Ama ben onu çok seviyordum"
Dedi Mina ağlamaklı bi sesle.
O sırada Yuha lafa girdi.
" Benim istediğimi soran var mı, ben belki onu istemiyorum"
" Sen ne istiyorsun bebișim"
Dedim. Bana döndü ve sanki ilk o anlatıyormuș gibi heyecanla konuştu.
" Min-Choi abla benim arkadaşlarım ne yiyo biliyo musunnn"
" Ne yiyormuş"
" Çipis yiyolar, ben de çipis istiyorum"
Dedi. O sırada Taehyung lafa girdi.
" Ama o da zararlı, bakın ben ne diyeceğim, kendi yiyeceğimizi kendimiz yapalım"
" O nasıl oluyor"
" Mesela sen cips istiyorsun ya"
" Hayır onun adı cips değil"
" Tamam, çipis istiyorsun ya"
" Alıcaz"
" Hayır, yapıcaz"
" Yaşasınnnn yapıyoruz çipiss"
Dedi Yuha ve neşe içinde bana sarıldı. O sırada Mina da dudak büzüyordu.
" Ama ben de bişey istedim neden onunkini yapıyoruz"
" Tamam Mina, senin istediğin şeyi de yapıcaz"
" Oleyyy" Mina gidip Taehyung a sarıldı. Zararlı aburcuburları almak yerine malzeme aldık ve tekrar yola koyulduk. Taehyung gerçekten bir baba gibi davranıyordu onlara. Onun baba olduğunu düşünmek bile beni gülümsetmeye yetmişti. Sonunda eve vardığımızda çocuklar üstlerini değiştirdi ve AİLECEK mutfağa geçtik. Taehyung dışında herkes mutfakta aktifti. O sadece kenarda durup bizi izliyordu.
" Çocuklar bahçede top oynamak ister misiniz, biz de o zamana kadar bunları bitiririz"
" Tamam"
Çocuklar mutfaktan çıktığında kendimi çok yalnız hissettim. Taehyung ise bana bakıyordu.
"Tüm işi benim üstüme mi yıkıcaksın, gel bana yardım et"
" Sana mı yardım ediyim"
" Evet"
Dememle birlikte gelip arkamdan sarıldı. Ve elini elimin üstüne koyup muzu kesmeye başladı. Galiba beni yanlış anlamıştı. Bu manzara çok güzeldi ama. Kafasını boyun girintime koymuş ve uzun saçları önünde sallanan bi adet Taehyung, Güzel bi manzara değil miydi? Bence kesinlikle öyleydi.
" Șe-șey sen beni yanlış anladın galiba, ben muz doğrayabiliyorum"
" Ha sen bana yardım et diyince, neyse o zaman ben başka bir şey yapıyım"
Dedi. Ve fırının orda kesilmeyi bekleyen patateslerin yanına gitti. Nihayet tüm işi bitirdiğimizde beraber salona geçtik ve film açtık. Çocukların mutlu olması ister istemez bizi de gülümsetiyordu. Film bittiğinde Taehyung yürüyüşe çıkmak istedi. Çocuklar yürüyüşe çıkmak istemiyordu.
" Ya siz gidin, biz burda oyun oynarız"
" Sizi burda tek bırakmayız"
" Ya gerçekten bize bişey olmaz"
" Yok yok, ben arkadaşım Yoongiyi ariyim"
Dedi Taehyung ve elinde telefon ile uzaklaştı. Ben de o sırada yukarıya çıkıp hazırlandım.

Tatlı MafyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin