5."KURTARICI" (2.kısım)

20 6 0
                                    

Pazar Akşamı~Arya Tuna

Gözlerimi açtığımda siyah bir arabanın yolcu koltuğunda oturuyordum. Buraya nerden ve nasıl gelmiştim hiçbir fikrim yoktu. Ormanlık bir alanda yol alıyorduk. Ve sürücü koltuğunda görmeyi hiç ummadığım biri oturuyordu. Annem... Kısa kesilmiş kahverengi saçlarını kulağının arkasına sıkıştırmıştı. Kahkülleri alnına dökülüyor, yeşil gözleri Zümrüt gibi parlıyordu. Ve kazadan önceki kıyafetleri giyiyordu. Daha 5 yaşında küçük bir çocukken kaybetmiştim annemi. Anaokulundan beni almak için gelirken trafik kazasında ölmüş. Ne klişe ama! Ama gerçeğin bu olmadığını babam da bende biliyorduk. Kaçırıldıktan sonra babam bana dövüş eğitimi aldırdı. Kendimi korumayı öğrendiğim için gerçeğin peşine düştüm. Sonucu yarılamıştım. Herşey güzel gidiyor derken babama bir telefon geldi. Annemin ölümünü araştırdığımı bilmeyen babam nasıl olduysa öğrenmiş ve bana bir söz verdirmişti. Bu işin peşini bırakacaktım. İlk başta zor gelmişti. O şerefsizliği kim yaptıysa bulmak istiyordum. Daha 14 yaşındaydım ama yaşıma göre olgundum. Daha sonra kendimi durdurdum. İçindeki öfke, kin ve hırs daha da büyüyerek beni canlı tuttu. Ben hala annemi izlerken arabayı yalpalayarak bir yola soktu. Hızla bir ağaca doğru gidiyordu.
"Anne!" diye bağırdım, duymadı.
"Anne!" Ve çarptı. Başı kanayan anneme ağlayarak bakarken debeleniyordum. "Anne nolur uyan!" , "Baba yardım et! Neredesin?!" Ağzımdan yakarışlar çıkıyordu fakat kimse duyup gelmiyordu. Sonra belimden çekilip yukarı doğru uçuşa geçtim. Gözlerimde ki yaşları bir el sildi ve burnuma hafif bir kadın parfümü doldu. Gözlerim kapanırken huzurlu bir uykuya daldım.

2 Saat Önce~ Yankı Atan

Barın boğucu havası ve etrafımda dolaşıp ilgimi çekmeye çalışan kızlar canımı sıkıyordu. Hiç biriyle ilgilenmeyip sigaramı içiyordum. Sigaramı tablada söndürürken düşen küller rüzgarda uçuşan kum taneleri gibi dağıldı. Bar zaten duman altındayı. Havanın kirini düşünmeme gerek yoktu. Çevremdeki sadece sayılı insan beni sevip değer verdiği için yanımdaydı. Diğerlerinin aksine dış görünüşüm yüzünden değil. Etrafımda dolanıp benden hoşlandığını iddia eden kızlar sadece görünüşüm yüzünden burdaydılar. Eminim fazla kilolu, sivilceleri olan, gözlüklü bir insan olsaydım şu an gördüğüm ilginin milyonda birini görecektim. Kendi annem ve babam bile arkadaşlarımdan daha az ilgi gösterirken o halde olsaydım kim bilir belki şu an başka bir ailede evlatlıktım. Düşüncelerin bir kazan gibi kaynadığı kafamı hızla salladım. Yakında dumanlar tütebilirdi. Sıkıldığım için kalkacakken biri koluma yapıştı. Başak diye biriydi. "Bu kızın burada ne işi var?" diye düşündüm. Sarhoş kafasıyla kelimeler ağzında yuvarlanarak çıktı.

"Yankııı! Beni bırakıp nereye gidiyorsuun?"

Bezgin bir bakış atıp cevap verdim.
"Eve."

Kız sarhoşken insanlara o kadar yapışıyordu ki Batı, Evren, Bora, Taha ve grubun en pozitifi olan Enes bile bu kızdan bezmişti.

Batı bakışlarını bana çevirmişti. "Daha erken be abi! Ne evi?" dedi bir sırıtış eşliğinde. Hira ve Batı bunu bilmeselerde onların sevgili olduğunu biliyordum. Birbirlerini seviyorlardı. Zaten Batı öyle kızlarla oynayan tiplerden değildi. O yüzden bende kurcalamamıştım. Başak hala kolumdan çekiştirirken erkek gibi olan bir ses duydum.

"Ya şu şıllığı gözümün önünden kaldırın lan! Boşuna görüntü kirliliği yapıyor!"  Tabi ki bu Evren'di. Enes'le kuzen olmalarına rağmen siyah saçları dışında en ufak bir benzerlikleri yoktu. Genelde bizim gruba kızlar öyle kolay kolay giremezdi. Fakat bu kız aramızdan biri gibi olmuştu. Gruptan kimseye asılmıyordu. Onun yerinde bir başkası olsa çoktan bizimkilere asılırdı. Hepimiz ona çok güveniyorduk. Evren  çekiştirirken Taha kızın birinin yanına gitmiş yavşak bir sırıtışla konuşuyordu. Telefonunu çıkarıp kızın numarası olduğunu düşündüğüm şeyi yazıp kıza göz kırptı. Taha'nın telefonunda isimlerden çok tarihler vardı. Kızların hangi kız olduğunu hatırlamak için "07/10/2017 Bar-Merve" isimleri böyle yazıyordu. Masaya doğru yaklaşırken Evren gürültülü ortamda sesini duyurabilmek için Taha'ya bağırdı.

"Valla Taha aynı 'Reklamı kapatmak için tıklayınız' yazan yere basınca açılan reklam gibisin. Ayrı bir yavşaksın yani. Bir o kadar da gereksiz." deyip gözlerini devirdi.

Taha bir kahkaha patlatıp:
"Kıskanmış gibisiniz Evren Hanım!" dedi imalı bir şekilde.

Evren ise yumruğunu gösterip sıkılı dişlerinin arasından konuştu.

"Ya ya, ne demezsin? Kıskancımdan ölüyorum. Ama sizde yumruğumun tadını özlemiş gibisin."

"Teşekkür ederim almayayım." deyip yerine geçti. Harbi değişikler.
***

Ateş&Çakal
🔥&🐺

Özlendiniz! 😍

Madalyonun Ters TarafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin