5 valizimi ve 2 kolimi 14 kere inip çıkmanın katkılarıyla odama taşımış bulunuyordum. Hira yardım konusunda ısrar etmişti ama kabul etmemiştim. Zaten sonra sevgilisi çağırmıştı. Adı Batı gibi bişeydi sanırım. Yani ha Doğu ha Batı ne fark eder? Odamı gerçekten beğenmiştim. Hira sayesinde neon pembelerden siyah bordo renkli bir odaya geçtik. Ama bir türlü bu lanet eşyaları yerleştirememiştim. Oda 4 kapaklı 5 çekmeceli bir dolap büyük bir çalışma masası, 2 kütüphane ve gayet rahat ve büyük görünen bir yatak vardı. Yatak resmen " Ben çok
rahatım. Gel uyu! "diyordu. Ama valizler de bir yandan ayaklanmışlardı. Hadi Arya yaparsın lan sen. Aslansın kaplansın. Ha gayret deyip gözümü yataktan ayırdım . Bordo dolabımın kapağını açtım. Bu dolapta gerçekten kaybolabilirdim. Bütün eşyalarımı yerleştirip kolileri atmam 4 saat sürmüştü. Aşağı inip televizyonun karşısına geçtim. Daha gelmelerine 2 saat vardı. O zamana kadar film izleyebilirdim . Daha filmin 10 dakikası bile geçmemişken bedenim kendini uykunun kollarına bıraktı.YANKI ATAN
Kafamı sıraya gömmüş ders zilinin çalmasını beklerken uyumaya çalışıyordum. Ne sikim vardı da dersi asmamıştım sanki. Zil çaldığında bende bütün 11. sınıflar gibi bahçeye yol alıyordum. Tam çıkacakken Taha seslendi.
"Abi? Sen gelmiyor musun?"
" Yok. Siz gidin. Benim eve gitmem gitmem gerekiyor... "
" Niye abi?"
" Hira'nın arkadaşı bizim eve taşınıyormuş. Hira eve kesin gel dedi . Birde tutturmuş seni dedeme söylerim. Anlayacağın tehdit altındayım kardeşim. Yarın gelirim belki."
" Tamam o zaman. Sonra görüşürüz."
Kafamı salladıktan sonra önüme dönüp yürümeye başladım. Benim çok akıllı kardeşim sayesinde bara da gidemiyordum. Birde arkadaşıyla tanıştıracakmış beni. Bizim çatlağın arkadaşıysa kesin kezbandır. Arabama binip okuldan uzaklaştım. Eve geldiğimde arabamı garaja park edip indim. Şu kızı gerçekten merak ediyordum . Kapıdan içeri girince kimseyi göremedim. Televizyon çalışıyordu. Ama sonra koltukta yatan kızı gördüm. Koltukta yatıyordu . Üstünde kısacık bir şort ve askılı vardı. Kahverengi sarıya çalan saçları beline kadar geliyordu. Kız şuan çok seksiydi ve uyuyordu. Kezban dediğim kız hakkında şimdi neler düşünüyordum. Kendine gel YANKI. Televizyonu kapatıp kıza döndüm. Eğer burada uyumaya devam ederse hiç
iyi şeyler olacağını sanmıyordum. Açıkta kalan hiç bir yerine bakmamaya çalışarak onu üst kata çıkardım. Odasının kapısını ayağımla itip açtım. Tam eğilmiş onu yatağa yatıracakken kız birden gözlerini açtı. Daha ne oluyor dememe kalmadan suratıma yumruğu yedim . LAN BU KIZIN ELİ ÇOK AĞIR!" Ne oluyor lan!? "
" Ne mi oluyor?! Şurada insanlık namına bir şey yapıyoruz. Ama suratıma yumruk yiyorum. "
" İnsanlik namına öylemi? Lan camış. İnsanlik namına heryerimi ellemişsindir sen şimdi! "
" Ben mi ellemişimdir? Camışmış! Yardım edende kabahat. Ne halin varsa gör! " Diyip kapıyı çarptım amma inatçı çıktı bu kızda. Onu yukarı taşımasam ellemekten çok değişik şeyler görürdü o...
Ateş&Çakal
🔥&🐺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madalyonun Ters Tarafı
Novela JuvenilBir adam düşünün. Hoyrat, umursamaz, sevgisiz. Yaşayamadıkları için içinde hala küçük bir çocuk var. Bir kadın düşünün. Hep eksik hisseden. Neşeli gözüken ama aslında içinde fırtınalar kopan biri. *** 'Onu kötü biri ola...