Yankı AtanTam eve gitmek için ayaklanmışken beni durduran birşey oldu. Bir kol. Bacağıma sarılmış bir durumda(!)
"Çekil."
Neden bütün salaklar beni bulmak zorundaydı?
"Başak, çekil! Sülük gibi yapıştın be kızım."
"Yhaağ Yankığ öyle demeğ ama."
En sonunda kurtuluş olmadığını anlayıp kolundan tutup kaldırdım.
"Yürü eve gidiyoruz."
— — —
"Evliiiğ mutluğ çocukluğğ! Yankığğ bizimse çocuğunuz olcağk yha ha-hık ni. Adı-hık nı ne koy-hık alım sence?"
Sert bir şekilde radyoyu kapattıktan sonra kıza döndüm.
"Sus artık be kızım! Ne salak salak konuşuyorsun?! Ne diyorsun Allah aşkına?"
''Yankıığ, kafanda at var.''
''Kaç bardak içtiğini sormak istemiyorum.''
Gözlerimi boş olan yola çevirince karşıma kocaman bir villa çıktı. Tespit bir: Kızın ailesi Ulysses Klaw gibi para yağdırıyor. Arabadan ineyim derken asfaltı yalan Başak'ı yerden kaldırarak yürütmeye çalıştım. Bakın ÇALIŞTIM. Tespit iki: Başak'la asfalt ciddi düşünüyor. Kocaman demir kapının önüne geldiğimizde kapıyı açıp bahçeye girdim. Bu kadar kolaylığın bekçinin uyumasıyla hiç bir ilgisi yoktu. Saçmalamayın. Bu güvenlikle nasıl batmamışlar anlamadım doğrusu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madalyonun Ters Tarafı
Teen FictionBir adam düşünün. Hoyrat, umursamaz, sevgisiz. Yaşayamadıkları için içinde hala küçük bir çocuk var. Bir kadın düşünün. Hep eksik hisseden. Neşeli gözüken ama aslında içinde fırtınalar kopan biri. *** 'Onu kötü biri ola...