Güzel bir sabaha uyanmıştım. Hava oldukça açık ve ferahdı. Kahvaltı için hazırlanmış börek çöreklerin kokusu iştah kabartıyordu. Acele kalkdım banyoya ardından giyinmeye geçdim. Güzel bir konbin ve sade günlük makyajımla ayna önünde kendimi birdaha inceleyip aşağı indim. Müthiş kahvaltı masasına geçdim hizmetliler sunum yaparken bende annemlerle konuşmaya başladım.
"günaydın nasılsınız? Ne kadar güzel bir gün değilmi?" dedim gülümseyerek. Babamla annemde gülümseyerek konuşup karşılık verdi. Babam çoğu zaman şirketin işleriyle meşgul bir adam sevecen ve espiritüel ama az görüyoruz sonuçta.. Annemse dernek olaylarıyla meşgul kendisi aslında tükce öyretmeni fakat çalışmıyor..
Kahvaltını erken tamamladım ve evden çıkdım. Şöförümüzün espiritüelliyi eşliyinde yola çıkdık..Okul.. Eğlence ders ve s. Yorucu günler geçiriyorduk. Sınıfa girer girmez kankama koşdum ardından diğerleriyle selamlaşıp yerime geçdim. Kerem bu gün yoktu.. Hmmm acaba neden?
Çağatayın açıklaması üzerine Keremin hastalandığını ve o yüzden gelemediyini öyrendim. Biraz tuhaf olmuşdum neden hastandıki bu gıcık şey??....Denizle lavaboda ayna önündeydik yine.. " ya kanki bu ayna berbat gösteriyor halbuki ben aşırı çekici ve güzelim" Deniz kasıla kasıla mırıldanırken bende gülerek "ay aynenn ya beni demiyosun şu asi şu olağın üstü yaratılış.." gülüşdük.. Ardından aklıma gelen soruyla Denize döndüm. "Hey kanki şu Mehmetden ne haber? Kafamda deli sorular ve anlam yükleyemediyim hareketler"
Deniz "mehmet eğlenceli bir arkadaşım ama tuhaf biliyormusun baak sana ne göstericem" deyerek telefonunu açdı ve instagram hesabından bir kedi fotosuna etiketlenmiş olduğu paylaşımı göstererek "beni aşırı şirin buluyormuş ve ben sanırım rahatsız oluyorum." dedi. Şaşırmışdım. Mehmetin yaptığı büyük cesaret. Bir dakika aklıma gelen bir soruyla kafam karıştı. "Kızım Rüzgar biliyormu?" Deniz biraz duraksadıkdan sonra cevap verdi"Hayır"....."Ne? Kanka hemen söyle kaldırsın o fotoyu"....."Ya söyledim silmiyor fotoğrafı."...."İnanamıyorum ne kadarda saçma bir tip"....."Evet biraz öyle". Gerçekten gerilmişdik.Rüzgar er geç öyrenecekdi ve kızacakdı bence.Deniz bu konuyu bu gün Rüzgara anlatacağını söyledi bende ona destek verdim.Zil çalmışdı ve artık sınıftaydık.Tahtadaki Deniz ve onu hayranlıkla izleyen Rüzgarımız...Hani tamam izlesin birşey demiyoruz ama Deniz ders anlatırken sürekli ara veriyo ve bazende dikkati dağılıyorduki bu durumada çok sırıtıyordum...Eminim bu durumu sınıftaki herkes fark ediyordu.Bu ikili herkesin çok yakıştırdığı bir çiftdi...Zil çaldı ve sıkıcı geçen bir tarih dersi daha bitdi. "kantine gidelim hadi" Denizin dediyini onayladık. Kantinde her zamanki yerimizde oturduk. "ne içmek istiyosunuz kızlar?" Çağatay her zamanki centlmenliyini gösteriyordu. "Ben bi acı kahve alayım" dedim.Gülde aynısından istedi. "Deniz sen ne içmek istiyorsun" Çağatayın sorusuna Rüzgar anında cevap verdi. "sen büyük bardak bir kiraz suyu getir Denize." Rüzgar her zamanki gibi yine Denizi çok iyi tanıdığını ispatlıyordu. Kankam kiraz suyuna bayılırdı. Rüzgar Denize bakıp göz kırparak "istiyosun deilmi prenses?" soruya bak "Tabikide istiyorum" diye cevapladıkdan sonra tatlı bir gülümseme takındı.Bunun ardından Rüzgarın suratındaki zafer sırıtışı Güneyin diline dolandı "Hemende havaya giriyor şerefsiz *** " Rüzgar Güneye yumruğunu göstererek söyledi "görüyorsun değil mi?" Güney sırıtdı ardından telefonuna gömüldü...
Ders bitdikden sonra herkes evine yol almışdı...Deniz eve varmışdı bile üstünü değişip telefonu açdı hemen. Saat 5 olacaktı birazdan ve buda Rüzgarın antreman saatiydi. Her sefer gitmeden önce Denizle mesajlaşır öyle giderdi. Şans getiriyor muş yani öyle demiş...Bir kanka olarak ilişkileriyle ilgili baya bilgim oluyordu.Aynı şekilde Denizde yediğim her haltı biliyordu...Deniz hemen Rüzgara bir mesaj atdı. "evdemisin?" bir dakika bile olmadan cavap gelmişdi. "evet birazdan antremana gidicem" Deniz bir şekilde Mehmet olayını Rüzgara anlatmak zorundaydı ve nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. "Evet biliyorum. Bi Şey diycem yarın okuldan sonra birlikde bişey yapalım mı?"
."Vayy Deniz hanım sizden beklenmedik laflarmı duyuyorum nedir?"...
. "Yarın birlikte miyiz deilmiyiz?"....
. "Sadece yarın değil sonsuzadek birlikteyiz, yarın hazırlan alırım seni evden"....
.Deniz tamam deyip kalp emojisi koydu..
.."şimdi gitmem gerekiyor seni seviyorum"....Deniz mesajın son iki kelimesini her duyduğunda heyecanı artıyordu. her seferinde ilk defa ki gibi mutlu oluyordu..
..Rüzgarın mesajını kalp koyarak cevapladı..... ****************Gece saat 3 -e geliyorduki telefonun sesiyle uyandım. Hemem aldım telefonu en son koltuğa fırlatmışdım.. Ve arayan Kerem.. Bu saatte neden ne için niye???..
"alo.. Evet? Mereba" dedim uykuluca saçmalıyordum belki ama zihince hala uyuyodum ben.. "Nasılsın? Uyuyordun değilmi?" dedi sıcak bir sesle. Adama bak tabiki uyuyordum!.
"e tabi biraz.. Bişeymi oldu?"
"ben.. Ben seni yani sesini özledim. O yüzden sadece.. Hafifce bir iç çekdi İyi geliyor." dedi titrek bi ses tonuyla.. İçimde tuhaf hissler oluşmuşdu ne diye bilirdimki..
"Bir sorun mu var? Okulda da yokdun" dedim düz bir sesle.
“ ciddi bişey yok. Sadece biraz hastalandım o kadar." Dedi“anladım. Umarım en kısa sürede iyi olursun. Kendine dikkat et "
Telefonu kapatdıkdan sonra gerçekten bitkin hissediyordum.
Yastığıma sarıldım ve kısa süre sonra uyku beni karanlığa hapsetmişdi.Medya: Çağatay
Nøt: ilk bõlûmlerden beri desteyini esirgemeyen slyvasbna çok teşekkürler!!❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Ötesi
Teen FictionGerçek hayatdan esinlenmişdir. Sıradan olmakdan uzak... ******** Sıradan olmayan bir gençlik hikayesi. Tutku dolu aşkların, dibine kadar sahiplenilen arkadaşlıkların Sonsuz gibi gelen hayellerin hikayesi. Deli gibi severken t...