And for you, I would walk A thousand miles

36 5 2
                                    

Hayatınız sadece hastanede öten bir sesten oluştuğu zaman gerçek varlığın nedenini anlarsınız. Bir insan orada yaşamak için uğraşırken hayatın anlamını anlarsınız. Hayatınızın bir hastane odasında ailenize getirilirken başladığı gibi, başka bir hastane odasına aileniz tarafından götürüldüğünde gerçek yaşamı anlarsınız. Fakat her şey bitmiştir o zaman...

"Kalbim yerinden sökülmüştü." dedi Bailey gözünden akan yaş ile birlikte. "Bana,onun kalbinin artık atmadığını söylediklerinde hayat durdu sanki. Sırf o nefes alsın diye kalbimi vermek istedim ona. Şanslı olduğunu düşündüm... Giden oydu. Onun yokluğu ile başa çıkacak bendim. Hayatı mahvolmuş olan bendim fakat o topuklarından başına kadar beyaz hastane örtüsü ile morga götürülüyordu. Yanımdan öyle geçti fakat ne bana gülümsedi,ne bir şey söyledi... Öylece geçip gitti ve ben orada öylece kaldım. Vücudum titredi, gözlerim sulandı... Onun için yapabileceğim tek şey bir cenaze notu hazırlamaktı." diye devam etti sözlerine. Justin'de onun acısını anlıyordu ve bu yüzden o da onunla beraber ağlıyordu. Kaylee onlara acıyarak bakarken bir yandan su doldurdu. Anlattıkları ve şu anki durumları hiçbir zaman anlayamayacağı bir ders gibiydi.

"Son kez yüzüne bakmak ve gidişini izlemek hayatımda yaşadığım en kötü şeydi. Sen en azından son kez yüzünü görmedin. Gittikçe beyazlaşan yüzünü ve mora dönen dudaklarını görmedin. Vücudunun soğumaya başlamasını ve kanın çekilişini hissetmedin. Son sözlerindeki çaresizliği duymadın. Sana sadece gitti dediler ve gitti. Ben aşağıya onun ölü bedenini ailesine götürdüm. Onların feryadını gördüm. On yedi yılın bir çırpıda bitmesini izledim." dedi Justin ve suyu içti. Kaylee onu sakinleştirmek için ona sarıldı. Bailey o zaman yalnız hissetti. Onu sakinleştirecek kimsesi yoktu.

"Ben hava almak istiyorum." dedi ve ayağa kalkıp dışarıya çıktı. Kaylee ve Justin yalnız kalmıştı. Bailey ise yapayalnız kalmıştı.

"Onun sorunları olduğunun farkındasın değil mi?" dedi Kaylee Bailey'i kastederek. "Bir sorun var ve biz bunu bilmiyoruz." diye devam etti. Justin kafasını salladı ve ayağa kalktı.

"Onunla konuşmalıyım." dedi ve o da dışarıya çıktı. Şimdi hepsi yapayalnız kalmıştı.

Yemyeşil alandan koşarak geçiyordu Bailey. Gözünden düşen her bir yaş tanesi toprakla birleşiyordu ve görüşü bulanıktı. Gittikçe bulanıklaştığı için de hiçbir yeri göremiyordu. Yine de bunu umursamadan öylece koşuyordu. Yapayalnız kalmasını, Marinus'un onu bırakışı, başka bir yere taşınmasını düşünüyordu. Ona göre hiç gelmemeliydi buraya. Emindi ki Amerika'da okumaya devam etseydi her şey daha güzel olabilirdi. Şu an çektiği hiçbir acıyı çekmezdi.

Bir uçuruma geldiğinde yere oturdu ve karşısına bakmaya başladı. Karşıdaki dağlar ve denizin ortasında duran adayı izledi. Denizin maviliğinin huzurunu hissetti ve aşağıdaki kayalara vuran dalgaların sesini dinledi. Sakinleşmeye ihtiyacı vardı ve bu yüzden bu onu sakinleştirecekti. Öyle olmak zorundaydı.

"Bailey!" diye bağırdı Justin kıpkırmızı suratı ve dağılmış saçlarıyla. Nefesini düzene sokmaya çalışarak kızın yanına doğru geldi ve yanına oturdu. "Bir sorun var mı?" diye sordu cevabını bilerek. Biliyordu,bir sorun vardı ve bu kız ondan saklıyordu. Belki de Jordan bunu biliyordu. Ya da bilmediği başka biri...

"Bilmiyorum." dedi kız ve dizlerini kendine çekti. Justin'de onu kendine çekti ve ona sarıldı. "Konuşunca içim acıdı. Biliyorsun..." dediğinde Justin geri çekildi ve ona inanmadığını belli eden bakışlarını attı.

"Beni kandıramayacaksın. Uzun zamandır bir sorun var ve bunu biliyorum." dedi ciddi bir şekilde. Onu ilgilendirmediğini bilse de-Kaylee öyle düşünüyordu- kızın sorununu öğrenmek istiyordu. 

"Ben..." dedi kız sakince. "Sanırım tekrardan aşık oldum. Nasıl olduğunu bilmiyorum fakat oldu işte." diye devam etti sözlerine. Justin gülümsedi ve ona sarıldı.

"Bende." dedi kısa bir şekilde. Bailey bunu duyduğu an yüreğinin parçalara ayrıldığını söyleyemedi,sadece hissetti. Onu,Kaylee'ye aşık bir şekilde bakmak istemiyordu. Onun mutlu olmasını düşündüğü ve onun mutluluğu için kendinden vazgeçtiğini hatırladı. Ama Byrdene bile onu o kızla paylaşamıyordu-ki o bir ölüydü. 

"Kime?" diye sormak istedi ama cevabından korktuğu için soramadı. İçine attı ve ona sarılmaya devam etti. Bir zaman sonra sarılmaya izni olmayacak adama sarılmak istedi. Kaybettiği ikinci aşkına sarılmaya devam etti...

Öte yandan Justin kızın kime aşık olduğunu anlamıştı. Bunun için o gülümsüyordu...

Merhabalaaar!! Vallahi tatildeydim yeni döndüm özür dilerim. Biraz kısa olsa da sizlere bir bölüm yazdım ve işte buradayım efenim. Bu arada gelecek bölüm birazcık itiraf bölümü olabilir. Ama ondan önce karakterlerle biraz oyun oynayalım dedim. İstediğiniz bir şey varsa yorumlarda görmek istiyorum :)) ESEN KALIN

Bailey aşıkım diyince Justin -_- jsklf

Bailey aşıkım diyince Justin -_- jsklf

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Be AlrightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin