Baby we can make it through anything

49 5 4
                                    

"Justin beni korkutuyorsun aç şu kapıyı!" diye bağırdı ve kapıya vurmaya devam etti Bailey. Yaklaşık bir saattir kendini bu odaya kilitlemesine rağmen herhangi bir ses ya da ne yaptığına dair bir hareket göstermemişti. Bailey hem Pattie'nin duymasından korkarak yavaşça vuruyor,hem de ona sesini duyuracak kadar bağırıyordu.

Gözlerindeki acıyı görmüştü... Her geçtikleri yollarda Byrdene hakkında bir anı hatırlarken Bailey bunu anlamıştı ve acı çekmişti. Justin ona acı çektirmek istemiyordu ve bunu yaptığı düşüncesi onu tamamı ile boğuyordu. Yaslandığı kapıya kafasını da koydu ve dizlerini kendine çekti. Kaç yaşında olursa olsun içinden asla gitmeyecek olan ufak anılar şimdi bebeğinin annesini üzüyordu. Onun gözlerinin dolmasına ve üzülmesine sebep oluyordu.

"Onu kırıyorum." dedi Justin. Zaten hangi akılla buraya gelmişti ki? Annesinin başka bir yere taşınmasına yardım edebilirdi ve böylece bunlar olmazdı. Bailey üzülmezdi,Allison saçma sapan konuşmazdı ve o şu an buraya kendini kilitlemezdi.

Ellerini saçlarına geçirdi ve derin bir nefes aldı. Kızın çaresiz çırpınışları bütün kulaklarını doldururken Justin, Bailey'nin mutlu olmayı herkesten daha çok hak ettiğini düşünüyordu. Ona bunu veremediği için kendine kızıyor ve kızın her çaresiz seslenişinde biraz daha çöküyordu. Belki de onu mutlu etmek için buradan çıkması gerekiyordu fakat Justin bunu düşünemiyordu.

"Justin lütfen dışarı çık." dedi kız bitkin bir sesle. "Beni korkutuyorsun ve..." ses kesildikten sonra acı bir feryat geldi. "TANRIM!" kız acı bir çığlık attığında Justin korktu ve anahtarı çevirerek dışarı çıktı. 

"Bailey!" dedi ve kızın yanına gidip ona dikkatlice baktı. "Bana iyi olduğunu söyle sevgilim lütfen..." Justin kıza sıkıca sarıldığında kızda ona sıkıca sarıldı. Kız artık feryat etmiyordu ya da Tanrı'ya yalvarmıyor idi. Justin'e sıkıca sarılmış ve onun kokusunu içine çekiyordu.

"Beni çok korkuttun..." diye söze başladı kız kısık bir sesle. "Neden oraya girip kendini kilitliyorsun ki?" sorusunu sorduktan sonra durdu ve Justin'e döndü. "Yoksa sen... Sen Byrdene'i hatırladıktan sonra... Aman Tanrım!" dedi Bailey gözleri dolu bir şekilde. Justin işaret parmağını onun dudağına bastırdı.

"Kesinlikle hayır Bailey. Ben sadece... Seni üzdüğümü düşündüm. Yani Byrdene konusunda aynen bu şekilde." dedi Justin. Bailey derin bir nefes verdi ve Justin'in yüzünü elleri arasına aldı.

"Hayır sevgilim. En başından bunu konuşmuştuk." dedi Bailey ve muzipçe gülümseyip karnını tuttu. "Hem Byrdene sana böyle bir mutluluk yaşatmadı,bu bana özgü bir şey ve bundan gurur duyuyorum. Üstelik senin beni sevdiğinden eminim ve bunu da sırf beni sevdiğin,beni üzmemek istediğin için yaptın. Bunun bir yardımı olur mu bilmiyorum ama ben senin yanında mutluyum. Hem de hiç olmadığım kadar..." diye devam etti ve Justin'e sarıldı. 

     -o-

4 AY SONRA

"Aman Tanrım şu karna da bak!" diye bağırdı Bailey aynadaki görüntüsüne. Justin güldü ve onun yanına geldi. Bailey ve Marissa dokuz aylık ciddi dönemlerini geçiriyorlardı. 

"İyice büyümüş olmalı." dedi Justin ve güldükten sonra Bailey'nin karnını tuttu. 

"Bu ay doğması gerek Justin! Kesinlikle iyice büyüdü." dedi Bailey ve o da elini Justin'in karnındaki elinin üzerine koydu. O olaydan sonra Bailey zaten nazik olan sevgilisinde değişiklikler görmüştü. Justin ona karşı daha kibar ve anlayışlı davranıyordu. Eskiden de aynı şekilde davranan Justin,artık ona kırılgan bir cam muamelesi yapıyordu. Ve bu muameleden herkes mutluydu. Bailey,onun sebepsiz yere bir anda başından aşağıya çiçekler boşaltan adam olmasını seviyordu.

"Bu ay içinde bizim yanımızda olacak ve burada uyuyacak ha?" dedi Justin şaşkın bir şekilde beşiğe bakarken. Bailey kafasını salladı ve dudağını ısırdı. Bu ikisi için de heyecan verici bir durumdu.

"Kesinlikle öyle. Baksana şu minik şeyleri giyecek." diye bağırdı ve bebeğin çoraplarını eline aldı. Onun küçük ayaklarını bunların sıcak tutacağını bilmek içini kıpırdatıyordu.

"Hemen doğmasını istiyorum." dedi Justin heyecanlı bir şekilde. Ve galiba o anda Tanrı Justin'i duydu... 

"AMAN TANRIM BAİLEY!"

Sizlerin samimiyetine güvendiğim için bir konu hakkında konuşmak istiyorum...

Ben normal hayatımda herhangi bir şekilde gerçek bir arkadaşa sahip değilim. İçten içe herkesin benden nefret ettiğini biliyorum ve bunun nedenini de bilmiyorum. Ve ben cidden bazı şeylerden yoruldum. Hiç kimseye bir şey anlatamamaktan ve herkesin yanında kendimi fazlalık gibi hissetmekten yoruldum. Sırf hayallerim ve kendime güvenim yüzünden dışlanmaktan da yoruldum. Bana en yakın olduğunu düşündüğüm kişinin bile benim arkamdan konuştuğunu bilmekten de yoruldum. Ve şu an bunu neden yazdığımı bilmiyorum. Sadece yazdım...

Be AlrightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin