Oh I, Oh I... I love you

48 3 3
                                    

*Multimedia:Bailey

"Mesaj neydi?" diye sordu Bailey Justin'e bakarak. Çünkü Justin mesajı okuduktan hemen sonra etrafına bakmaya başlamıştı. Bailey bu durumdan endişelenmiş ve korkmuştu.

"Ah! Hiçbir şey..." dedi Justin ve telefonu cebine koydu. "Sence biraz karanlık olmadı mı? Eve gitmeye ne dersin?" diye devam etti ve gülümseyerek Bailey'e sordu. Kızda kafasını salladığında Justin onu kucağına aldı ve beraber eve doğru ilerlemeye başladılar. 

Bailey, Kaylee için üzülse de bunu anlayışla karşılayacağını düşünüyordu. Ya da sadece böyle yapması gerektiğini. Çünkü bu daha fazla uzasaydı da sadece kullanılmış bir kız kız olurdu. Bu da onun gururunu incitirdi ve Bailey arkadaşı için bunu istemezdi. Tabii bu olaydan sonra hala arkadaş olabilirler ise...

Eve geldiklerinde Justin kapıyı açtı ve içeriye girip Bailey'i yere bıraktı. Bailey yol boyunca her ne kadar onu bırakması için yalvarsa da Justin onun yorulmasını istemediği için onu kucağında tutmaya devam etmişti. Ve şimdi eve geldiklerine göre bırakabilirdi.

"Kaylee'ye nasıl söyleyeceğiz?" dedi kız üzgün bir şekilde. Onun kırılmayacağı bir yol bulmaları gerekirdi fakat bilmediği bir şey vardı ki Kaylee zaten biliyordu.

"O biliyor." dedi Justin ve koltuğa oturdu. Bailey'nin kafası karışmıştı. Justin söylemiş olmalıydı. Kızın bu kadar kısa sürede öğrenmesi imkansızdı.

"Nasıl yani?" diye sordu ve Justin'in yanına oturdu. O Justin'in saçlarıyla oynarken Justin konuştu.

"Gelen mesaj ondandı. Nasıl olduğunu bilmiyorum fakat öğrenmiş işte." dedi Justin ve önemli olmadığını belirtmek için arkasına yaslandı. Fakat Bailey düşünüyordu.

"Kızgın olması gerek." dedi ve iç çekti. "Bu şekilde yapmamalıydık. Bu ona zarar verecek." dedi ve Justin'in saçlarıyla oynamayı bıraktı. Kaylee için üzülüyordu ve kendisinin bu kadar düşüncesiz olmasına inanamıyordu. En azından ayrılmalarını bekleyebilirdi ki bu herkes için daha iyi olurdu.

"Zaten ciddi bir şey değildi Bailey." dedi Justin umursamazca. Justin bu kadar umursamaz biri değildi fakat biliyordu ki eğer umursar ise vicdanı asla onu yalnız bırakmayacaktı. Bundan bir kurtuluşu olmayacaktı ve yeni,sevdiği sevgilisini bırakmak zorunda kalacaktı. Vicdanı ona her şeyi yaptırabilirdi.

"Senin için değildi Justin. Ben aradığımda senin hakkında üzülüyordu ve seni umursuyordu. Tanrım, en başından beri bir hataydı. Ondan gidip özür dilemeliyiz." dedi Bailey ve ayağa kalktı. Justin iç çektiğinde ise onu umursamadı ve dışarıya çıkmak için arkasını dönerek kapıya ilerlemeye başladı. Fakat Justin onun kolunu tuttu ve oturmasını sağladı.

"Onun ne düşündüğü umurumda değil tamam mı? Ben seni seviyorum ve bu konuda bana diyebileceği hiçbir şey yok. Birinin birini sevmesi hiç kimsenin suçu değil. Aşk gelir ve fark edersin. Üstelik olay daha değişik ilerleseydi o kullanılan kız olacaktı ve bu gururu açısından daha kötüydü. O yüzden bırak şu an istediğini düşünsün. Eğer mantıklı biriyse bize saygı duyar ve hayatını yaşamaya devam eder." dedi Justin ciddiyetle. Bailey onun bu konuşmasından dolayı onu tanımadığını düşünerek geri çekildi. Nasılda kendini düşünüyor ve o kızın hislerini düşünmüyordu? İkisinin hislerini söylememesi ve Justin'in kızla çıkması onların suçuydu. Beraber kızın duyguları ile oynamış ve onu küçültmüşler idi fakat Justin kızın durumunu hiç düşünmüyordu. Bailey kafasını iki yana salladı ve ayağa kalkarak hızlı adımlarla gitmeye başladı.

"Seni bilmem ama ben onun hislerini umursuyorum. Ve şu an bana ne yapacağı umurumda değil sadece iyi hissetmesini istiyorum." dedi Bailey ve kapıyı kapatarak Kaylee'nin evine doğru ilerlemeye başladı.

Merdivenlerin sonuna geldiğinde sağa döndü ve kızın kapısını çalmaya başladı. Birkaç çalıştan sonra kapıyı şişmiş gözleri,dağınık sarı saçları ve buruşmuş koyu yeşil tişörtü ile Kaylee açtı. Bailey'e nefret dolu bakarken Bailey ona acıyan gözlerle bakıyordu. 

"Buraya neden geldin?" dedin Kaylee kesin bir ifade ile. Bailey ona hak veriyordu, o da olsa onu burada istemezdi.

"Ben sadece konuşmak için geldim. Ben özür dilerim." dedi Bailey. Kaylee gözlerini devirdi ve geri çekildi. Bu içeriye gelmesi için bir davet değildi,bu iğrendiğiniz bir şeye yaklaşmamak için yaptığınız bir hareketti. Bailey bunu anladığı için kırılmıştı fakat biliyordu ki kızın hislerinin yanında bir hiçti.

"Konuşacak bir şeyin olduğunu mu düşünüyorsun? Benimle ne konuşabilirsin ki? Sevgilimi nasıl çaldığını mı? Ya da başından beri beni kullandırdığını mı? Benim yanımdayken bile seni düşünmesini nasıl sağladığını mı? Bütün bunları başka bir adama yapmam için bana tavsiye mi vereceksin? Ama benim bunlara ihtiyacım yok Bailey. Bu sen ve senin gibi sürtükler için güzel tavsiyeler." dedi Kaylee ve kapıyı kapatmak için uzandı fakat Bailey kapıyı tuttu ve kapatmamasını sağladı.

"Böyle olmasını sağladığım için özür dilerim ama bunu ben istemedim. O da istemedi,hiç kimse istemedi... Ben sadece söylediklerimde dürüstüm Kaylee. Sana böyle bir his yaşatmak istememiştim... ben sadece onun mutlu olmasını istedim. Byrdene'i unutmak istediğini söylediğinde bunu yapabilecek tek kişinin sen olduğunu düşündüm ve... özür dilerim her şeyi ben ayarladım." dedi Bailey. Kaylee'nin yüzünden herhangi bir duygu eksikliği gitmemişti. Bailey'e herhangi bir sempati duymuyordu. "Bunları bana acı ya da tekrardan eskisi gibi olsun diye yapmıyorum. Sadece ben onu çalmadım ve böyle olmasını istemedim. Ben... ben ne düşündüğümü,ne istediğimi bilmiyorum." dedi Bailey ve gözünden düşen yaşı sildi.

"Bana bunları anlatmak zorunda değilsin anlıyor musun? Şimdi yukarıya çık ve benim böyle olmama neden olmuş diğer kişiyle istediğin her şeyi yap. İkiniz zerre umurumda değilsiniz ve ben böyle olmasından mutluyum. Zararın neresinden dönersen kardır değil mi?" dedi Kaylee ve tekrardan kapıyı kapatmak için elini uzattı. "Ve ben sizi ayırmak için herhangi bir şey yapmayacağım. Eğer mutlu olursanız eski bir arkadaşınız olarak bu beni mutlu eder. Ama şunu unutmayın ki siz bu ilişkiye iğrenç bir şekilde başladınız." diye devam ettikten sonra kapıyı Bailey'nin suratına kapattı.

"Özür dilerim..." diye mırıldandı Bailey ve geriye dönüp yukarıya çıkmaya başladı. Evin kapısına ulaştığında onu orada bekleyen Justin ile karşılaştı ve ona sıkıca sarıldı. İstediği tek şey şu an sahip olduğu kolların arasında güvende hissetmekti.

"Seni üzmelerine izin vermeyeceğim." diye mırıldandı Justin Bailey'nin kulağına. "Ne dediğinin bir önemi yok anlıyor musun? Biz beraberiz ve bunun nasıl başladığının bir önemi yok." diye devam etti ve daha sıkıca sarıldıktan sonra saçlarından öptü.

"Mutluluğunu almasına izin verme." dedi Justin ve kapıyı kapatıp Bailey'den ayrılmadan kapının arkasında ona sarılmaya devam etti.

"Ben..." dedi Bailey. "Ben seni seviyorum." diye devam etti ve daha sıkı sarıldı. Yaşadıkları onca şeyden sonra mutlu olmak onlarında hakkıydı. Tekrardan mutlu hissetmek ve aşkı yaşamak onlarında hakkıydı. 

"Bende seni seviyorum." diye cevap verdi Justin.

Hepinize merhabaaaağğğğ

Yine bir bölümün sonundayız -_-

Ne yazacağımı bilmiyorum bu yüzden umarım güzel günler geçirirsiniz...

Be AlrightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin