[6. Bölüm: Fındıklı Helva]

683 13 0
                                    

DİCLE'den

     "Siz Çağıl'ın kusuruna bakmayın Ayaz Bey, o biraz yersiz konuşur." Gülümseyerek başıyla onayladı. "Yaaaa, şirkette de öyle. Hep yersiz konuşur." Asansöre doğru giderken konuşmaya devam ettik. "Evde de böyle bu." Başını bana çevirdi. "Aynı evde mi oturuyorsunuz?". " Evet babasıyla sorunları mı ne varmış? Nerede kalmıştık? Heh, bu evde-" diye konuşmaya devam ederken lafımı böldü. "Ya hep Çağıl'dan mı bahsedeceğiz?" Asansör gelmiş kapıları açılmışken o önden geçtiğinde bende arkasından geçtim. Tam cevap vericekken topuklu ayakkabımın boşluğa sıkışmasıyla tökezleyip asansörün içine düştüm. Yerle buluşacakken hızlıca beni tuttu. Üzerime eğilmiş bir şekilde bana bakarken konuştu. "Şu an tam klişeyi yaşamamız?" Dediğinde gülerek konuştum. "Ya ya, klişeyi yaşayalım derken ayakkabımdan oldum. Topuğu kırıldı!" Sonlara doğru sinirle bağırırken gözleri fal taşı gibi açıldı ve beni doğrulturdu. Belim tutuldu be adam!

"Eeee, nerede kalmıştık?" Dediğinde başımı ona çevirip cevap verecektim ki aklımın hala topuğumda kaldığı için istemeden "topuğumda" diye cevap vermişti. Bunu derken çocuk gibi gözüktüğüm için Ayaz kahkahalarla gülmüştü. Çünkü şu an bir ayağım topuğu sağlam ayakkabım sayesinde zirvedeyken diğer ayağım topuğu kırılmış bir şekilde zemindeydi. Ve kollarımı önümde bağlamış büyük ihtimalle havasızlıktan terlemiş yanaklarım kızarmıştı.

       "Neyse ne, olan senin topuğuna olsun. Sen iste ben sana topuklu ayakkabı alırım hatta tasarlattırırım." Dediğinde gözlerimi ona çevirdim. "O zaten özel tasarımdı." Dediğimde asansör gelmiş sendeleye sendeleye dışarı çıkmıştık.

       "Sanırım beni er kadar bırakmak zorundasın." Dediğimde keyifle gülerek koluma girip beni arabaya kadar topuğu kırılmış özel tasarım ayakkabılarımla(!) arabaya kadar taşıdı.
      "Eee Çağıl dışında nerede kalmıştık." Arabayı sürerken saniyelik bana döndü ve yola tekrardan baktı. Derin bir nefes vererek cevap verdim. "Hiç bir yerde kalamamıştık." Dememle anında cevap verdi. Çünkü Çağıl'ı çekiştirmekten başka bir şey yapamadık." Göz ucuyla ona baktıktan sonra vereceği cevabı bekleyerek cevabımı verdim.
        "Çünkü tek ortak noktamız Çağıl."
         "Belki başka ortak noktamız daha vardır ya da hayatımızda ki tek ortak nokta bizizdir. "

ADELYA'dan

    Dicle'nin evden bağırışıyla çıkarken kulaklarımın son duyduğu şey çarpan kapı oldu. Çünkü az önce Dicle yüzünden sağır kaldım sanırım. Gözlerimi devirerek Dicle'nin dizime koyduğu laptopuna bakmaya devam ettim. Kendisi Çağıl'ın kuzeninin sosyal medya hesabını açmış benden nerede oturduğunu bulmamı istiyordu. Gerçi nasıl olucaksa? Belki bir şey bulurum diye her fotoğrafına ister istemez bakarken etiketlerini yerleri inceleyip duruyordum. Belki oturduğu evin yakınlarında bir mekanda çekilmiş bir fotoğraf atıp onun da evin yakınında olduğunu bildirmiştir belki. Tamam, ben bile anlamadım. Son fotoğrafındaki yorumları okurken yeni paylaştığını gördüğümde yorumları okumaya başladım. Allah sahibine bağışlasın eli yüzü düzgün çocuk, Dicle'ye göre Allah sahibini öldürüp ona bağışladın taş çocuk ,Çağıl'a kalsa insandı ve sadece nefes alan bir çocuktu. Yorumların çoğu kızlardandı.
      "Ölüme gidelim dedim de mazot yok mu dedik."
        "Şunu biri alsın paketleyip atsın nolur."
         "Gt"
          "Şu her yakışıklı çocuğun fotoğrafına 'gt' yazan şahıs, peşindeyim oğlum. Çok yaklaştım bulucam"
         "Mert olum işsiz misin lan!"
          "Okuyom ben Ya"
          "Can telefon numaram elimde."
          "Kdksnsmdmsms"
          "Bak veriyorum"
           ......

Asistan kız | Çağıl Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin