Bölüm 8

377 33 1
                                        

Beklettiğim için özür dilerim!!Sizi daha fazla oyalamak istemiyorum bu yüzden  bahanelerimi söylemeyeceğim :) Yeni Bölüm Sınırı:+30 Vote ve +15 yorum (Vote'lar çok hızlı geldiği için yazmaya vakit bulamadım ve Chicoletta'ya ne yapabileceğimi sordum,o da sınırları yükselt dedi :D) Dr.Victor yazmak endoplazmik retikulum yazmaktan daha zor geldiği için bundan böyle Dr.V olarak yazacağım :)

Medya da gelecek bölümde ki 15 yaşında Francine var

 İyi okumalar ^-^

MGY~

*****

O tanıdık beyaz duvara bakıyordum.

Buraya geldiğimden beri sayısızca ziyaret ettiğim artık kokusuna kadar herşeyini ezberlediğim bu lanet odaya geri dönmüştüm.Isabel,Marlyou ve diğerlerinin etkisinde kalıp Gil'in arkasına sığınmak zorunda kalmıştım ve beni kurtaran yine Gil olmuştu.Şimdi ise onların cezasını ben çekiyordum;Bu ceza odasında tek başıma mutlak sessizlikte bir köşede kıvrılarak.

Onu Marloyu'dan korumak için ablamın üstüne atlamıştım,kendimi ona siper edersem eğer Marylou beni bıçaklardı,ona ait olmaması gereken dökülen kan bu dünyaya asla gelmemesi gereken benden akmalıydı.Sonra herşey bulanıklaştı ve burada uyanmıştım.

Tüm vücudumu sıkıca saran kemerler nefes almamı zorlaştırıyordu,kesik kesik ve yetersiz soluk alıyordum.Sanki biri boğazımı beni boğacak kadar değil de bana sonsuz işkence çektirecek kadar kuvvetle sıkıyordu.O birini tekmeleyip yere atmak,o lanet olası ellerini kesmek ve bıçağı defalarca ona saplamak istiyordum.

"Sakin ol biraz." Sesiyle irkildim ve olduğum yerde doğruldum.Gil hemen yanımda sırtını duvara vermiş,rahat bir şekilde ayakta duruyordu.

"Birilerini öldürmek isteyince huzura kavuşmuş olmuyorsun." Duvarda yavaşça kayarak yanıma oturdu.Siyah takım elbisesi kırışmış,kirli ve bazı yerlerinden yırtılmıştı.Ellerinde en az kıyafetleri kadar kötü durumda bir şapka tutuyordu.Sarı saçları dağılmıştı ve her zaman gülen gözlerinin yerinde fırtınalar esiyordu.

"Seni hayal kırıklığına uğrattım..." dedim.Doğruydu,Marylou'nun etkisinde kalıp öne atılmasaydım bunların hiçbiri olmayacaktı.Gil gözlerini elleriyle düzeltmeye çalıştığı şapkasından ayırmadan "Evet." diye mırıldandı.

Bir süre sessizce durduk,onun nefes alışverişleriyle kendiminkini senkronize etmeye çalışıyordum.Onun da bunu yapmaya çalıştığını anlayabiliyordum.Sonra hızlıca nefes almaya başladı,güldüm ve ona yetişmeye çalıştım.Gil bir domuzun tıkınırken çıkardığı sese benzer bir ses çıkardı ve kendini yere atarak gülmeye başladı.Onun arkasından da ben.Hep böyle sürsün istiyordum.Neşeli.Hiçbir kötü olay olmadan,hiçbir kötü niyet olmadan.Sadece hep böyle gülmek istiyordum.

Ama bunu hak etmiyordum.

Biz gülerken kapı açıldı ve bir hemşire içeri girdi.Yerlerde yuvarlanarak gülen beni görünce irkildi fakat geri gitmedi.Yavaşça yanıma yaklaştı ve "Francine tatlım,artık gelebilirsin." dedi ama vaziyetimi görünce bundan pek emin görünmüyordu.

Kemerleri çözerken hemşirenin yanında dikilmiş komik hareketler yapan Gil'e karşı kıkırdamamaya çalıştım.Arada bir ağzımdan masaların çekilince gıcırdamasına benzer bir ses çıkınca hemşire göz ucuyla ban bakıyor,sonra da çözmeye cevam ediyordu.

Sonunda tüm kemerler çözüldü ve hemşire beni elimden tutarak odama götürdü.Yolda birkaç çocukla karşılaştım;Derek,Samuel,Yvonne ve Hilary.Yerde misket oynarken beni gören Yvonne topalladı ve yüzüstü yere düştü.Sonra birinin yardımıyla ayağa kalkan Yvonne ile arkadaşları misketleri arkalarında bırakarak aksi yöne doğru koşmaya başladılar.Korkaklar.

"Ne kadar acınasılar.Zavallı,sınırlı canlılar." dedi Gil yanımda yürürken.Başımla hemşireye çaktırmadan onayladım.Hemşire Dr.Victor'un kapısını açarak girmemi işaret etti,önce Gil sonra ben ve ardımdan hemşire bozuntusu girdi içeriye.

Dr.Victor camın önünde ayakta duruyordu,bir elini düşünürcesine çenesine götürmüş,diğerini ise beline koymuştu.Biz girince yavaşça döndü ve "Merhaba Francine,daha iyi misin?" dedi.Başımı sallayarak onayladım ve şöminenin yanındaki bir koltuğa yerleştim.Gil koltuğun koluna,hemen yanıma oturdu.Dr.Victor bir süre bana bakarak kaşlarını çattı.Ne olmuştu buna?Neden kaş çattığını anlamıyordum.

"Belki de daha kötü durumda olmanı bekliyordu." dedi Gil.Bir yandan da şapkasından çıkan iplikleri temizliyordu.

"Gil nerede?" diye sorunca ikimiz de başımızı kaldırdık."Ne?Hadi ama dostum burada en sevdiğim adamlardan birisin ve Gil denince aklına ilk şu oyuncak ayı geliyor!" dedi ve koltuk kolundan zıplayarak Dr.Victor'un önünde tepinmeye başladı.Görünmemekten ne kadar nefret ettiğini biliyordum.Bu yüzden onun bu dünyada ki kolu,bacağı ben olmalıydım.

"Yanında mı?" dedi ve Gil olduğu yerde donarak kaldı.Dr.Victor anlamaya başlıyordu.Gil'in bir cisim değilde biri olduğunu anlamaya başlıyordu.

Kendimi zorlayarak konuşmaya çalıştım."Evet...?" sesim bir cevaptan daha çok soru gibi çıkmıştı.Gil Dr.Victor'un yüzüne bakıyordu.Farkedilmek istiyordu,görülmek istiyordu.Dr.V bana yaklaştı ve bir elini omzuma koydu.

"Herhangi bir şey yapabilir mi?Eşyaları hareket ettirebilir mi?" diye sordu.Gil hemen yanımıza koşarak geldi.Ona dönerek "Yapabilir misin?" dedim.Gil kendinden emin bir şekilde başını salladı ve "Elbette,bir oyuncak ayının içine girebiliyorum,bir saksıyı hiç zorlanmadan elime alabilirim." dedi.Sonra üzgünce "Fakat insanlarla etkileşime giremiyorum.Senin haricinde."

Dr.V'ye dönerek "Evet. dedim."Ben hariç diğer insanlara dokunamıyor."

Dr.V'nin yüzünde çok kısa bir süreliğine,gördüğümden emin bile olmadığım bir yüz ifadesi belirdi.O kadar kısa sürmüştü ki sanki hiç istifini bozmamış gibiydi.

"O zaman Francine,seninle ve Gil ile birkaç deney yapalım ne dersin?"

Yüzünde gördüğüm ifade saf kötülükten ibaretti,içimi ürpertecek şekilde gülümsemişti.

"Tamam." diye fısıldadığımı hissettim.

O günden sonra neler olacağının farkında olsaydım ölümün yaşamaktan daha iyi bir seçenek olacağına karar verirdim.

O günden sonra neler olacağının farkında olsaydım kendimi belki de o saniyede öldürürdüm.

TımarhaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin