#0000FF

1K 167 47
                                    

Ertesi hafta, çarşamba. Saat 14.54

Todd'ın babasının dükkanındayız.

Markette yani.

Babasının dudakları "İyi ki şu Todd bir hevesle işaret dili kursuna gitmek istemiş." diyor "Annesi ona izin verdiğinde ve masraflarını karşıladığında benden izin almadıkları için çok sinirlenmiş ve bunun ne kadar aptalca bir heves olduğunu düşünmüştüm. 'İşaret dili ne işine yarayacak?'"

Önümdeki kağıtlardan birine İşaret dili şimdi para kazanmasını sağlıyor. yazıyorum.

Babası başıyla onaylıyor. "Yine de öyle söyleme, eğer sana hak verirsem sanki sağır olduğun için memnunmuşum gibi görünürüm."

Hayır, yazıyorum, Todd yanımda başka şeyler de öğreniyor zaten. Sağır olmasaydım da çırağa ihtiyacım olurdu.

"Sağol, Yoongi. Hayatımıza bir anda girmeseydin bu Todd bir baltaya sap olamazdı."

Duraksıyorum.

Neden?

Kalemi elime alıyorum. Babası her yazdığımı gözleriyle harf harf takip ediyor.

Neden ona inanmadınız?

"Anlamadım."

Onu neden yalnız bıraktınız?

Yüzüme bakıyor.

"Ne demek istediğini anlamıyorum, Yoongi."

Demek istediğim, Todd neden her düştüğünde ayağa tek başına kalkmak zorunda kaldı? Sadece annesi ona yeter miydi sizce? Vardınız ama yoktunuz.

Kaşları çatılıyor, ben yazmaya devam ediyorum.

Todd'ı o on beş yaşındayken tanıdım, siz sadece masraflarını karşıladığınız ve bunun yeterli olduğunu düşündüğünüzde Todd geceleri gidip uyuşturucu alıyordu. Sonra siz bunu fark ettiğinizde, ona bağırıp çağırdınız elbette, ve dediniz ki "Diğer sokak serserilerine mi benzemek istiyorsun? Senin neyini eksik ettik ki?"

"Yanlış bir şey mi demişim, Tanrı aşkına? On beş yaşında çocuğun uyuşturucuyla ne işi olur?"

Kalkıp gitmeden önce iki satır bir şeyler daha yazıyorum.

Bu tür hareketlerinizi ironik buluyorum, Bay Clifford. Oğlunuzu ne kadar tanıdığınızdan bile emin değilim ve durmadan ondan şikayet ediyorsunuz. Yapabileceğiniz her şeyi gerçekten yaptınız mı? Çünkü Todd gecesini gündüzüne katarak sizi tatmin etmek için çalışıyor. Buna değmesini istiyorum.

Gitmeden önce Clifford'dan bir onay ibaresi arıyorum yüzünde.

Sadece düşünceli ve köşeye sıkışmış bir surat görüyorum.

Atölyeye dönmek üzere çıkıp gidiyorum.

Saat 15.32

Bazı ebeveynleri anlayamıyorum.

Todd'ın babası da bu insanlardan biri.

Annem de biraz öyle sayılırdı, ama biraz.

Benciller diyemem.

Ama kendi tuzları kuru olduğunda, geri kalanı pek de önemsemiyorlar.

Size ara sıra dünya görüşlerimden bahsediyorum çünkü beni yanlış anlamanızı istemiyorum, tamam mı?

Her neyse.

Bu dünyayı tuhaf ebeveynlerle paylaşıyoruz.

Mesela annem, genelde kendisini yorduğumu söylerdi.

Blue ¨ namgi (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin