Artık geçmiş yok

82 11 5
                                    

Ewet yine birlikteyiz:). Artık karşınızda her şeyi bilen bir Eylül var. Artık geçmiş yok. Gelecek var. Artık ağlamak yok. Ben ne kadar böyle desemde ağlayacağım. Ama olsun kendime güç veriyorum şu anda:). Herkes gibi yaşama vakti geldi. Tecavüze uğrayan bi kız ne kadar normal bir hayat yaşarsa o kadar normal bir hayat yaşayacağım. Okuyun ve görün;)
Rüyamın en güzel yeriydi. Ben yazar olmuştum çok sevilen bir yazar. İmza günü yapmıştım. Bütün okuyucularım gelip teker teker kitaplarını imzalatıyordu. Onlarla selfie çekiyordum. Ve hayalim gerçekleşti. Miraç Çağrı Aktaş karşımdaydı. Kitap imzalatmaya gelmiş. Gözlerime inananamadım bi an. Bu nasıl olur hayallerimdeki insan. Kadınlardan anlayan adam. Karşımda duruyordu. Ben öyle saf saf bakınca güldü. "Kitap imzalatmaya geldim?" "Ben şu anda rüya görmüyorum demi?" Bi kahkaha attı. Ya ben senin kahkahanı yerim. Bu kadar güzel gülen bi adam olamaz. Ya tam karşımda. Fotoğraflarımızı çekiyorlar. "Rüya falan görmüyorsunuz küçük hanım. Eğer bu rüyaysa biz hiç uyanmayalım istersen. Ben güzel, küçük ve başarılı bir yazarın hep yanında olmak isterim." Ya sen böyle konuş benim canımı ye. "Çoklu Teşekkür ederim sizin sayenizde burdayım. Bu işi yaparken hep sizin gibi bi yazar olmak istedim. İyi ki varsınız." "Sizin buralara gelmenizde bi katkım olduysa ne mutlu bana." Ben Miraç Çağrı Aktaş'ın o güzel gözlerine öyle bakarken birden ekran bulanıklaştı.
"Eylül! kalk hadi okula Geç kalacaksın." "Anne dur ya." "Hayır bak Geç oldu. Kalk hadi. Geç kalacaksın hadi ama." "Tamam anne ya!" Kalkıp direk tuvalete koştum. Yüzümü yıkayıp saçlarımı tararken Deliha'nın taklidini yaptım. "Çok güzelim behh:)" "bu kadar Delihalık yeter hadi mutfağa Geç kahvaltın hazır." Ayağıma pofuduk terliklerimi geçirip mutfağa koştum. "Ooo validem dökdürmüşsün yine." "Kız yine şımartma beni yumurtayı yakıcam yine." "Sen şımar annem bu sefer yumurtaya ben bakarım." Bi önceki iltifatlarıma gülerken yumurtayı ocakta unutmuştu. Yine yumurta kırmak zorunda kalmıştık. "Yumurtalar hazır." "Ekmek nerde?" "Taşın üstündeki kovanın içinde." "Buldum." "Eylül dünkü ödevini yaptın mı?" "Evet anne çok güzel tiyatro yazdım. Yazım kurallarına falan da dikkat ettim. Kesin 100 alacağım." "Aferin benim güzel kızım" "ya kimin kızıyım ben" hep birlikte bi kahkaha attık. "Anne rüyamın en güzel yerinde uyandırdın beni ya. Yazar olmuştum. Miraç Çağrı Aktaş benim imza günüme gelmişti. Hayalim ya." "Kız götün açıkta kalmış senin. Dikkat et yatarken" " ya anne dalga geçme ama" "tamam kız geçmem. Hadi bakalım üstünü giy servisin gelir birazdan." "Tamam annemm." Hemen odama gidip üstüme okul formamı geçirdim. Altına da siyah dar pantolonumu geçirip formamı pantolonun içine verdim. Saçlarıma 10-15 dakika duzleştirici çekince işim bitti. Saçlarım zaten dünden kalma düzdü. Biraz üstünden geçtim. Annemi öpücük manyağına tutarken alarmım çaldı. Servisin geldiği saate alarm kurmuştum. Böylece servisçi gelmeden dışarı çıkıyordum. Hemen çantamı kaptığım gibi dışarı fırladım. Merdivenlerden o kadar hızlı iniyordum ki arkamdan gelen sesi zor duydum. "Kız Eylül beni de beklesene." Arkamı döndüm bizim alt kalttakinin kızı Melis. Benimle aynı yaştaydı.  Bizim yan sınıfta okuyordu. "Kız bu ne? Podyuma mı çıkıyosun?" "Aman kız sorduğun şeye bak. Her zamanki halim işte." "Yav he he  ben senin ciğerini bilirim kızım benden kaçar mı? Dökül çabuk." Bu arada aşağıya inmiştik. Servis geldi.
"Günaydın Sami amca." "Günaydın kızım." Ve her zamanki yerime oturdum. Tabiki cam tarafı.:) "Melis? Seni dinliyorum." "Yav knka önemli bişey yok İşte. " iyi öyle olsun." Fazla üstüne gitmedim. 2-3 dakikaya yumurtlardı zaten. Öyle de oldu. "Kanka dayanamıyom. Ben F sınıfındaki Gökhanla konuşuyorum." "Gökhan?" "Kanka Gökhan Özçetin varya o" "Hee şu göbel. Çıkıyo musunuz?" "Knka çıkma demeyelim de konuşuyoruz yani" "Peki. Hayırlı olsun." "Yaa knka" daha fazla deli olsun diye. Gözlerimi seni gidi senii der gibi yaptım. Kahkaha atmaya başladı. Mal yaff. Servis durdu. Hepimiz sırayla aşağı inmeye başladık. Ben herşeyi öğrendikten sonraki ilk günümdü. Eee Eylül hanım yeniden başlıyoruz hayata tutunmaya. Hadi kolay gelsin. Ben böyle düşünürken Buğra geldi. "Knka deli misin? Ne gülüyon kendi kendine." "Knka bana gülüp geçmekten başka çare bırakmadılar napıyım." "Oo yine efkarlanmışız. Bu sefer Arsiz bela dinlemeyeceğiz demi?" "Yok knka ben bidaha seninle Arsız bela dinlemem." "İyi olur knka bu arada ilk günün hayırlı olsun. Artık sende 15 yaşındasın." "Saol knka." Sınıfima girdim. Herkes tek tek doğum günümü kutladı. Herkesle tek tek sarılıp yorulmuş bir vaziyette yerime oturdum. Şunun şurasında 34 insan oğluyla sarıldım. Yorulmayım da napıyım. Bu arada ben size okulumu anlatmadım. Hemen anlatıyım. Ben Anadolu lisesi öğrencisiyim. Fen Lisesini 2 puanla kaçırdım. 1. Sınıftayım. Okuluma daha yeni başladım. Sınıfımdakileri pek fazla tanımıyorum. Yeni yeni kaynaşmaya başladık. İlk dersimiz fizikti. Okula başlamadan önce herkes fizik ve Kimya çok zor demişti. Şu an korkuyordum açıkçası. Hoca sınıfa girdi. Bizim sınıfa ilk gelişiydi. İlk önce kendini tanıttı. Sonra herkes sırayla ismini, geldiği okulu, kardeşi var mı. Anne babasının isimlerini falan söylemeye başladı. Tabi bende babamın ismini söylemek zorunda kaldım. Hocam baban ne iş yapıyor diye sordu? "Annemle babam ayrı. Babam hapiste" hoca biraz şaşırdı ama iyi ki niye hapise girdi diye sormadı. Cevap veremezdim. Derin bu nefes alıp yerime oturdum. Herkes kendini tanıtınca hoca bu yıl ne yapacağımızı. Hangi konuları işleyeceğimizi anlattı. Biraz kısa boyluydu. Tabi bende öyleydim. Sınıfı iyice süzmüştüm en kısa boylu bendim herhalde. Ben bunları düşünürken zil çaldı. Hoca sınıftan çıkınca sınıfa bir kaç kişi girdi. 5li kız erkek grubu oluşturdular. Uzaktan sınıfı izlemeye başladım. Herkes biriyle konuşuyordu. Birbirlerinini tanıyor gibilerdi. Sınıfa alışmam zor olacak gibiydi. Teneffüs kısa sürdü. Edebiyatçı girdi okulum ilk günü ödev vermişti. İnternetten tiyatronun nasıl yazıldığı öğrenilip. Tiyatro yazılacaktı. 3. Günü getirin demişti. Edebiyatçı sınıfa girince herkesin sırasına baktım. Herkes ödevini yapmıştı. Hoca bize selam verip sınıf listesini eline aldı. Herkesin ismini tek tek okumaya başladı. Tek tek herkesi yanına çağırıp ödevleri alıyordu. Sınıfta ödevi yapmayan yoktu. Fen lisesinden sonraki en iyi lise bizim olduğu için şaşırmadım. Rakiplerim güçlüydü. Tabi benim işim biraz zordu. Diğer okulumda 2.ydim. 1. olan fen lisesine gitmişti. Hocalarım benden de fen lisesi bekliyordu ama işte 2 puanla kaçırdım. Edebiyatçı ders anlatmaya başladı. İlk konumuz iletişimdi. Okula başlamadan önce tek annemle iletişim kuruyordum. Evde yabancı gibiydim. Hoca "iletişim nedir?" Diye sordu. Herkes cevap veriyordu. İletişim insanların konuşmasıdır. İletişim sözlü ve sözsüz insanların anlaşmasıdır. Hoca herkesin yanıtını beğendi. Bu arada ben hocanın söylediklerini not aldım. Ders böyle geçti. Zil çaldı tenefüste bi kız yanıma geldi. "Eylül demi?" "Ewet canım sende iremsin demi?" Okulun ilk günü herkes birbirinin telefon numarasını almış. Whattsapp grubu kurmuş. Instagramda, Facebook'ta ve Twitter'da eklemişti. Bu yüzden isimleri az çok biliyordum. Kızla tanıştık. İyi kızdı. Diğer dersler yanıma oturdu. Öğle yemeğinde servise bindim. Melis hemen geldi. "Knka ilk tenefüste yanıma geldi kentine gittik. Bana kavga simit ısmarladı. Çok tatlı çocuk ya" "hmm. İyi ama fazla güvenme knka. İyice konuş tanı. Tanımadan çıkma." "Zaten knka." "Eee knka hocalarınız nasıl?" " iyi knka edebiyatçı ödev verdi. Okulun 3. Günü ödev mi olur ya?" "Tiyatro ödevi mi?" "Evet knka size de mi aynı ödevi verdi" "hee" gülüşmeye başladık. Servis geldi. Aşağıya indik. Eve geldim. Annem işteydi ne yapsam diye düşünürken aklıma menemen geldi. Hemen yapmaya başladım. Nasıl olsa ara 1.30 saatti. Yemeğimi yerken Melis'i düşündüm. Ben daha okulun ilk günleri  biriyle konuşmam. Hatta 9. Sınıfta kimseyle o yönde konuşmam. İlk önce bi tanımam gerekiyor öyle hemen acele davranırsam pişman olabilirim. Bu arada menemeni de süper yapmışım. Annem olsaydı keşke. Birlikte yerdik şimdi. Neyse yemeğimi bitirdim. Bursluluğumu biriktirip aldığım telefonuma koştum hemen. İnterneti açtığım anda 1852 tane mesaj geldi 9a sınıfından ne konuşmuşlardı öyle. Neyse mesajlara görüldü atıp çıktım. Ezgi mesaj atmıştı. En yakın arkadaşım. O özel lisesdeydi. Ailesi zengindi tabi.
'Gönderen: ponçikk
Nabayirsun bakalım doğum günü kızı.'
Hemen cevap yazdım.
'Yemeğimi yedim oturuyom aha sen napıyorsun?'
Cevap beklerken instagramıma girip gezinmeye başladım. Emre bizim okulun ilk gününde çekindiğimiz fotoğrafı atmıştı. Altında 'yeni dostlar' yazıyordu. Beni de etiketlemişti. Ezgi cevap verdi.
'Bende oturuyom. Okul nasıldı?'
Saat gelene kadar böyle konuşmaya devam ettik.

Annemden
Deli kız beni hapur hupur öperken alarmı çaldı. Direk koştu dışarıya. Olanları bu kadar çabuk atlatacağını hiç düşünmemiştim. Benim de saatim gelmişti. Hemen çıktım. İşte her zamanki yerimi aldım. Bi yandan Eylül'ü düşündüm. Okulun ilk haftasıydı. Şimdi napıyor acaba? Aysel yanıma geldi. "Kız gene neye daldın?" "Eylül'ü düşünüyordum." "Liseye geçti demi. Zeki kız maşallah nazar değmesin." "Amin canım. Eğt liseye geçti." Biz konuşurken patron geldi. Görmeden Aysel yerine geçti hemen. Dolandı buraları gitti.
İşten çıkmıştım. Yorucu bir gündü. Eylül de eve gelmiştir. Böyle düşünürken eve geldim. Kapıyı hemen açtı. Kocaman sarıldı. "Çok özledim seni kız noldu? Yoruldun mu anne? Hemen otur sofranı hazırladım." Oturduk sofraya. " ee okulun ilk günü nasıl geçti. İyiydi anne ödevi teslim ettim. Ders işledik öyle sıradan bi gündü." "Tamam kızım." Oturduk anne kız çayımızı içerken televizyon izledik. Sonra da uyuduk.

Eylül'den
Odama geçtim direk günlüğüme sarıldım. Okulumun 3. gününü ve en önemlisi rüyamı anlattım. Sonra da mışıl mışıl uyudum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bu benim hayatım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin