Yine şubat ayının karlı günlerinden biriydi.Genç kız elinde kalemle önündeki kağıda bir şeyler yazıyordu.Sonra aniden elindeki kalemi bırakıp, kafasını ellerinin arasına aldı.Derin nefes alıp, sonra üfledi.Her zaman canlı olan kafede, bugün sadece bir kaç kişi ve o vardı.Önündeki kağıdı inceliyor,kafasındakı düşünceleri bir türlü toplayamıyordu.Başını kaldırıp kafenin penceresinden dışarıya baktı.Durmadan kar yağıyordu.Her taraf beyaz kar örtüsüyle kaplanmış, şehir adeta masallar diyarına dönmüştü.Parklarda koşuşturan çocuklar etrafın sevgi ve neşe kaynağı olmuştular.Şehir bile denmezdi genç kızın yaşadığı yere.Aslında kasabaydı.Kasabanın her tarafında insanlar pozitiv bir enerjiyle dolaşırken, kasabada tek mutsuz kişi kuşkusuz oydu.
Kız kafede geçirdiği iki saatin ardında, bir şey yazamayacağını anladığında hesabı ödedi ve çıktı oradan.Karda yürürken zorlansa bile aldırış etmedi.Beyaz kara bakarken yüzünde tebessüm belirmeye başladı.Kız kafasını göğe kaldırıp kar taneciklerinin yüzüne doğru yağmasına müsade etdi.Mutsuzluğu artık terk ediyordu kızın güzel ruhunu.Kız zorlanarakta olsa evine vara bilmişti.Kapıyı açıp içeri girdiğinde kedisi karşıladı onu.Kapıyı kapatıp, anahtarı ayakkabı dolabının üzerinde duran anahtarlığa koyup,montuyla ayakkabısını çıkardıktan sonra küçük koridordan geçip mutafağa ilerledi.Kedisinin mamasını verdi,kedisi yemeye başlayınca kafasını sevdi.Salona geçecekken kapının kenarında duran kargo kutusu dikkatini çekti.Kaşları ilk önce çatıldı.Sonra şaşkınlıkla sol kaşı yukarı kalktı.Son günlerde,hatta yıllarda ona kargo gelmemişti.Hafızasını yokladığında da kargo aldığını hatırlamıyordu.O zaman bu kargonun evinin içinde ne işi vardı?Hızla oraya doğru gitdi.
Küçük kargo kutusunu eline alarak salona geçti.Koltuğa oturup,kutuyu kucağına koydu.Kedisi Penny gelip ayaklarının arasına oturdu ve kafasını ayaklarına sürtmeye başladı.Genç kız kutunun üzerindeki bantları çözüp,içini açtı.İçinden zarfı alıp,açtı.Kağıtda yazanları okudu:
"Sana yardımcı olmaya karar verdim.Belki kutudakılar işine yaraya bilir.Şuanlık ismimi ve yahut kim olduğumu bilmesen de olur.Şunu bilsen yeterli-sana yardım etmeye çalışan bir arkadaşınım."
Kız şaşkınlıkla,ağzı açılmış bir şekilde elindeki kağıda bakıyordu.Sonra kağıdı koltuğun koluna koyup kutunun içindeki resimleri eline aldı.Resimlerin arkasını çevirdiğinde şaşkınlığı iki katına çıktı.Kalbinin ritmi değişirken, midesi bulanmaya başlamıştı bile.Elindeki resimleri bırakıp,elleriyle ağzını kapadı.Gözlerini kapayıp ona kadar saydı.Bu hem midesindeki bulantıyı, hem de gözlerine hücum etmiş yaşları yok etmek içindi.Kendine geldiğine emin olduktan sonra resimleri yeniden eline aldı.İlk resimde karın içinde bir ceset vardı.Ceset kafasından vurularak öldürülmüştü.Genç kıza tuhaf gelen ise cesetin yanında kanla yazılmış "K" harfi idi.Resmin arkasında yazı olduğunu hatırladığında,arkasını çevirdi.Tarih ve isim vardı.
"14 şubat 2013.Edwart Jack."
Genç kız eline diğer resmi aldı.Yine karın içinde bir ceset ve yine karda kanla yazılmış bir "K" harfi.Bu cesetinse kandan yüzü görünmüyordu.Resmin arkasını çevirip yazılanlara baktı:
"21 şubat 2015.Thomas Manuel."
Kız tüm resimlere baktı ve aynı şeylerle karşılaştı.Sonra kutunun içinde yine bir zarf gördü.Zarfı açıp, içinden kağıdı çıkardı ve okudu:
"Senin bir gazeteci olduğunu biliyorum.Ve şu sıralar işin istediğin gibi ilerliyemiyor.Bu resimdeki insanlar neden ve kim tarafından öldürüldü bilinmiyor ve hiç kimse bununla ilgilenmek istemedi.Senin'de her cesetin yanında kanla yazılmış "K" harfi dikkatini çekti mi?Çok garip öyle değil mi?Bence sen bununla başlaya bilirsin!Başarılar!"
Genç kız artık sinirlenmeye başlamıştı.Kimdi bu?Neden ona yardım ediyordu?Bu cesetlerin resimlerini ve kim olduklarını nerden biliyordu?Birisi onunla dalga mı geçiyordu?Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştı.Bu gizemli kişinin amacı neydi bilmiyordu ama, onun oyununa ayak uyduracaktı.Hızla koltuktan kalkıp koşar adımlarla iş odasına-daha çok kütüphane ve resim atölyesinin karışımı olan bir odaydı burası- girip masanın üzerinde duran bilgisayarı açtı.Mail'lerini kontrol ederken gözüne tanımadığı bir hesaptan mail geldiği ilişti.Mail'in üzerini tıklatınca kutudakı resimlerin olduğunu gördü.Hızla onları kendi bilgisayarına yükledikten sonra,kutuyu almak için salona geçti.Koltuğun üzerinde duran telefonunun ekranında tanımadığı numaradan arama olduğunu gördü.Kendi-kendine 'bu gizemli şahıs kimse,benim telefon numaramı bula bilecek kadar yüksek br işte çalışıyor olmalı' diye düşündü.Tabi ki, 'ya psikopatsa?' diye içinden geçirmiyor da değildi.Ne kadar korksa bile bunu şuan düşünmek istemiyordu.
Genç kız düşncelere dalmışken, telefonunun bildirim sesi gelince o da kendine geldi.Telefonu eline alıp mesajlara girdi:
"Görüyorum ki, artık işe koyulmuşsun.Seni çok iyi tanıdığım için aklında bin tane düşünce olduğunu biliyorum.Lakin sen bunları boşver,zaten zamanı gelince her şeyi öğrenirsin.Şimdilik sadece işine odaklan." 19:12
Genç kız gizemli şahısın kim olduğunu eninde sonunda öğreneceğini bildikte,içindeki merak duygusu biraz daha artmıştı.Numarasını da telefonda "Gizemli Şahıs" diye kaydetti.Kutuyu alıp, iş odasına geri gitti."Microsoft Word Document" programını açıp "Unutulmuş Cinayetler" başlığı altında gazete için bir makale yazmaya başladı.Makalenin paragrafları arasına resimleri ve cesetlerin kim olduğunu yazdı.Tahminen bir saat sonra ilk makale hazırdı.Mail'le makaleyi patronuna gönderdikten sonra rahat bir şekilde koltuğuna yaslandı.Gözlerini kapatıp dinlenmek isterken,aklına "Gizemli Şahıs" geldi.Telefonu eline alıp, mesajlar kısmına girdi.
"Teşekkür ederim ' Gizemli Şahıs' ." 20:23
"Bana taktığın lakabı sevdim Angel.Rica ederim." 20:24
Kız gözleri şaşkınlıkla açılmış bir şekilde gelen mesaja baka kalmıştı.Bu kişi her kimse genç kızı çok iyi tanıyor olmalıydı.Çünki Blossom hiç bir yerde kendini ikinci ismiyle tanıtmamıştı.Bunu ailesi biliyordu ve onlar da artık genç kızın hatıralarında yaşıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Gizemli" Şahıs
Короткий рассказSizin evinizde nerden ve nasıl geldiği bilinmeyen bir kutu ve içinde ceset resimleriyle birlikte gizemli şahıstan not olsaydı,siz ne yapardınız? **** Kısa Soluklu Hikaye.