Ben cansu . Hayat çok eğlenceli ama bir o kadar da acı . Bana genelde acı kısmı denk gelir , bu çok sıkıcı." Cansuuu ! , kız uyan hadi . Bak beni hiç duyuyormu !" annem yastığın bir ucunu tutmuş başımın altından çekmeye çalışırken , ben ise kendimi daha çok bastırıp kalkmamak için direniyordum .
" yaa... annee dur da , bir uyutmuyon ya of. Uyucam ben diye inlemeye başladım ama pek başarılı olamadım ve annem yastığımı aldı . Şu an ağlamak istiyorum ."Kalk bakim, anneye of denmez hadi bak sana kendi ellerimle mis gibi poğaça yaptım." ne, poğaçamı? bu annemde benim en zayıf noktalarımı ezberlemiş ya hemen ayağa kalkıp içeriyi kokladım.Gerçekten de bütün her yer poğaça kokuyor,miss. Annem ellirini beline koymuş zafer ifadesiyle baba bakıyordu. Haklı kazandı , elimi uzatark annemi tebrik ettim " Vallahi bıravo annecik , tebrikler beni kaldırdın." ikimizde gülerek odadan çıktık. Annem hala gülerek bana " Aay cansu vallahi bilseydim böyle poğaçayı duyup kalkıcağını baştan söylerdim yani. Neyse hadi sen elini yüzünü yıka bende meleği uyandırayım. "
Annemi onaylayıp banyoda günlük işlerimi yaptıktan sonra üstüme açık renkte bir kot pantolon, üzerine strong girl yani güçlü kız yazılı siyah v yaka bir tişört giydim . Saçlarımı ise at kuyruğu yaptım . Saçlarım koyu kahve renginde ve benim hoşuma giden dalgaları var . Fazla makyaj sevmediğim için bir likit ve rimel kullandım. Aşağıya indim ve bahçedeki masada beni bekleyen benim fıstıkları öperek ikisinede günaydın dedim.Ooo annem yine döktürmüş poğaçalar börekler mmm ... neyse benim yine aç midem konuştu.
" Annecik bu ne mükemmel bir masa " dedim ve annem hafiften gülerek " benim pirenseslerim için herşey " diyerek güldü kardeşim melekte anneme gülümseyip öptükten sonra kahvaltımızı yaptık.
Hepimiz mide fesadı olmuş bir şekilde sofrayı topladıktan sonra salona geçip oturduk. Bu gün benim için tatil ve sadece bir gün off. Ben hostesim ve mesleğimi çok seviyorum her zaman uçmak harika .
"Bu gün elif geliyor oley " dedim . Elif benim küçüklük arkadaşım ve uzun zamandır görüşemiyoruz .Çünkü o yurt dışında yaşıyor , ve buraya da tatil için geliyor. Onu çok özlemişim ya.
" Aa öylemi abla ?" melek şaşkın ve sevinmiş bir ifadeyle bana bakıyordu.Başımı hevesle , gülümsryerek hızlıca yukarı hızla sallayarak " hı hı evet hemde bizde kalıcak bir süre. Aa anne bir sorun olurmu bizde kalabilirmi ?" diye anneme merakla ve yalvarır gözlerle sordum ve annem gülerek " tabiki olur kızım . O da benim kızım sayılır. " anneme koşup boynuna sarıldım.
Annemi çook seviyorum ,kardeşimi de . " Bana sarılmak yokmu abla " diyen meleğe döndüm ve yalancıktan kızmış gibi yapıyordu hemen koşup üstüne zıpladım.Saat on iki olunca dışarı çıktım ve şuan da boş boş sokaklarda yürüyorum. Bari bir bakkala gidim.
Şerafettin amcaya bir bakim bari . Şerafettin bakkaldaki meşhur tonton amcalardan .
Telefondan Adore you adlı şarkıyı açtım ve kulaklıkları taktım .Hava bu aralar çok soğuk giydiğim hırkayı kendime iyice sardım. Kafamı hiç yerden kaldırmadan koşar adımlarla bakkala doğru yürüdüm bizim sokak çok iyi kalpli insanlarla dolu ancak diğer sokaklar için de aynı şeyleri söyliyemicem.Beş dakikalık bir yürüyüşün ardından bakkala geldim.
Şerafettin amca kapının önünde oturmuş çay içiyordu.
" Ooo şerafettin amca, bir kişilik daha yerin varmı masada ?" dedim gülümseyerek. Şerafettin amca yine çok tatlı tontonluğuyla gülümseyerek "Olmazmı be kızım ,gel bakim gel . Nerdesin sen iki gündür ?"
" Uçuyodum yine şeroş , biliyosun hostesim ya işimiz biraz yorucu. " dedim ufak bir gülümsemeyle ."Haklısın be kızım. Neyse otur hadi ayakta durma ." elinden öpüp hafif bir gülümsemeyle " Yok şeroş yok ben bir kaç çikilat alıp kaçim. "dedim. Şerafettin amcada gülerekeliyle içeriyi gösterdi. En sevdiğim çikilat yani brovni'den iki tane aldım . O sırada bakkalın önünde siyah harika bir BMV durdu . " O da kim " şerafettin amca şaşırmış bir ifade ile kapıdaki araca baktı.
Aracın içinden resmen bir taş indi. Yani taş derken çocuk çok yakışıklıydı. Siyah kot pantolonun üzerine beyaz , kaslarını belli eden beyaz bir tişört ve üzerine de siyah bir deri ceket giymişti . Ayakkabı olarak da yine siyah bir spor ayakkabı vardı. İçeriye girince siyah gözlüklerini çıkartıp şerafettin amcaya baktı " meraba . " dedi. Sesinde ki o harika ton... Gözleri mavi ama koyu, o pürüzsüz burnu yüz yapısıyla harika bir uyum sağlamış .
Ben kendimi kaptırmış bakarken
bana dönüp hafiften gülümseyince o harika gülüşü tüm yüzüne yayıldı ve muhteşem bir sanat eseri gibi duruyordu karşımda.
İçimden bir ses artık bakmamam gerektiğini söylüyordu.
Ben önüme döndüm ve şerafettin amca konuştu " Meraba oğlum hoş geldin. " dedi . Ben kenarda konuşmanın bitmesini bekledim .
Çocuk , pardon daş konuşmaya başladı " Aa ben size bir adres sorucaktım da " sesindeki ton gerçekten büyüleyiciydi.Kendine gel kızım noluyo sana.
İç sesimin haklı olduğunu düşünerek kendime geldim.
" Buyur oğlum sor bakalım." elini cebine atıp bir kağıt çıkardı.
Acaba neresi?
Herkeze meraba bu kitabı daha özenle yazıyorum yorum ve votelerinizi bekliyorum inşallah beğenirsiniz .Hepiniz öpüldünüz 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR YAPBOZ PARÇASI
Teen FictionDeniz adında çılgın ama bir okadar da sevimli 23 yaşında hostes bir kız, babasını küçük yaşta kaybetmiş.Annesi ve ergen aynı zamanda da şımarık bir gardaşı var adısı melek, ama hayatına biri geliyo ve komşusu oluyo sonrası Allah büyük . Eee hadi aç...