Eylül akşamını düşünüyordum, üniversiteden eve döndüğüm ok akşamı düşünüyordum. O sene mezun olacaktım. Ama olacakları bilemezdim ki...
Kızılaydaydım hava kararmış orta yaşlı memurlar evlerine, genç öğrenciler ise barlara doğru hareket ediyorlardı. Sonra herkesin kafası yavaş yavaş göğe doğru çevrilmeye başladı. Herkes gülüyor gökteki yıldız şölenine hayran hayran bakıyordu. Yeşil ışıklar içinde meteorlar kayıyor, atmosfer de patlayarak, gökyüzünü rengarenk boyuyorlardı. Bense başımı yere eğmiş yolumda yürürken insanların huzursuz seslerini duydum. Çığlıklar atmaya ve etrafta koşuşturmaya başladılar. Neler olduğunu anlamaya çalışan bir ben kalmıştım. Akşamın karanlığındaydık bu insanlar neden kaçışıyorlardı. Başımı yukarı çevirdim ki.
Gördüğüm şey beni şok etmişti. Onlarca ufak meteor Ankara semalarındaydı ve hızla yeryüzüne doğru hareket ediyorlardı. Yeşil ışık saçan ufak meteorlar hızla atmosferi delmiş şehrimize doğru yaklaşıyordu. Bende panik içinde koşmaya başladım.Gri şehrin, gri kaldırımlarında adım attıkça daha fazla insan birikintisine karışıyor, ilerleyişim zorlaşıyordu. O sırada bir firmanın vitrininde haber yayını yapan televizyonu fark ettim.
Herkes TV'ye bakıyor ağlayarak birilerini arıyor, aradıkları insanları uyarıyorlardı. Artık maddi ve bünyevi hiçbir şeyin anlamı kalmamıştı. Büyük son için dua edenlerde vardı canı için son gücüyle evine koşanlarda.
TV de dev yeşil ışıkların biraz önce Brezilya, Yemen, Endonezya gibi ülkelere çarptığını gösteriyor, on binlerce yaralı ve ölü olduğundan bahsediyordu. Haberi sunan Star TV muhabiri kadın Türk halkına güvenli noktalara erzak ve ilaç alarak sığınmamızı istiyor, her sıkıntıya karşı ordudan destek istememizi söylüyordu. Kadının daha söyleyecekleri bitmemişti ki TV yayını gitmiş. Ordu ülkenin her yanında sirenleri çalmaya başlamıştı.
İşte 23 yıllık hayatımda ilk kez korkuyu gerçekten iliklerimde hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıyamete Bir Kala
FantasyYıl:2029 Ay:Mart Yer:Ankara da bir yer Nasıl bu duruma geldiğimizi inanın ben bile bilmiyorum. Kabuslarımızda ki dehşet ete kemiğe büründü ve sokaklar, caddeler boyunca kanımızı döktü. O güvendiğimiz kalın duvarlar ve 11 mm mermi atan tüfeklerimiz b...