Ah Şu Vedalar

40 20 4
                                    

Sınavlarımız bitmek üzereydi ve herkes bilet arayışlarına çıkmıştı. İzmir'e giden çok fazla kişi varmış benim bilmediğim. Onun için biraz daha uzak bir güne bulabilmiştim bilet. Utku benden önce gidecekti. İçim çok buruk, hiç gitmek istemiyorum tuhaf bir şekilde. Ondan ayrılmak uzak kalmak düşüncesi bile beni çok üzüyordu. Sınavdan çıkmış bahçede oturuyorduk. Havalar serinde ama olsun biz yine de oturuyorduk. Bir sigara yaktık, ikimizde derin düşüncelere dalmıştık. Onun ne düşündüğünü çok merak etmeme rağmen sormadım, o da sormadı. Sustu, sustum, sustuk.. Gözlerimiz de bir şey anlatmıyordu. Gülümsemiyorduk. Tuhaf bir ciddilik vardı üzerimizde. Derslerle ilgili konuşmadık hiç şimdiye kadar. 

'Sınavın nasıl geçti' diye bir soru çıktı ağzımdan. 'İyiydi' dedi dumanı üflerken. Ben bir daha çektim içime. Birden gülümsedi, 'baksana ne dicem sana, sigarayı bitirdikten sonra iki parmağının arasında son külü düşüne kadar çeviriyorsun. Pamuklu olan kısmında sevdiğinin baş harfi çıkıyormuş, yapalım mı' bunu söylerken inanmış ve yüzündeki gülümse çok güzeldi. Bana bakarken zaman dursun istiyordum. İçimden ona karşı söylemek istediğim milyon tane kelimeler var. Hiç ciddi bir şey konuşmadık. İkimizde evlilik düşüncesine çok soğuk bakıyorduk. Sınıfta sevgili olan diğer çiftler gelecekti çocuklarına isim bile vermişken biz evliliğin  'e'sinden bile bahsetmiyorduk. Tamam gerçekten çok saçma zaten, çocuk ismi de nedir. Ama içten içe özeniyordum bu ilişkilere. Vıcık vıcık olmadık hiçbir zaman onunla, hep çok samimiydik ama elimi tutarken bile heyecanlanıyordu. Çocuk gibiydi yanımda. İlk defa böyle bir şey yaşadığını söylüyordu. Beni seviyordu işte! Sevilmek ne güzel duyguymuş. Merak edilmek, özlenmek..

Sigarayı bitirmiştik. Dediğini yaptım o da yaptı. Parmaklarımın arasında çevirirken gözlerimi kapattım. Ben de ne harf çıkacak diye düşünmek yerine onunkini düşünüyordum. Bir anda başka düşünceler geldi aklıma, ben gelinlik içinde o damatlık. Elimde sahte değil gerçek çiçekler, birden evimizdeyiz. Ben mutfakta kahvaltı hazırlıyorum. O çocuklarımızın okula gitme hazırlıklarında yardımcı oluyor. Bir kız bir erkek iki çocuk. Gözleri ona benziyor yeşil, saçları benim ki gibi sarı, çok mutluyum. Sonra birden yaşlandığımızı düşünüyorum. İki tane sallanan koltuklardan, evimizin bahçesinden oturuyoruz. Elimde kitap, o bahçeyle ilgileniyor, bir kedimiz var. Bana bakıp gülümsüyor yanıma gelip elimi tutuyor. Hala aynı gözleri ve gülüşü. Yaşlılık aramızdaki aşkı bitirebilir ama sevgi başka bir şey, hala en iyi arkadaşım. Hala benim sevdiğim adam, hep yanımda olan. 

Son kül düşmüştü ve gerçek olmadığını bilsem de çok inanmıştım. İlk kendi sigarama baktım, bariz bir şekilde belli olan bir 'U' harfi vardı. Gözlerime inanamadım. Ona gösterip baksana seni gerçekten seviyormuşum dedim. Gülümsedi, Utku'yla daha tanışmadan önce bir yaz günü okulun ilk zamanları bankta otururken o da gelmişti. Ben o zamanlar içmiyordum sigara, yine yaktı içti ve elinde çevirmişti. O zaman çok da önemsememiştim. Ne yaptığını da sormadım, muhabbetimiz yoktu çok fazla. Sigaraya bakıp gülümsedi, sonra bana bakmıştı. Yine aynı şekilde baktı bana, o günü anlattı, benim baş harfim çıkmış o zaman da. Şu anda da gördüğüm gibi. Benim adımın ilk harfi gözüküyordu. İlk defa yüzüme 'Seni Seviyorum' dedi. Utanıyordu bunu söylemekten, çekiniyordu. O gün elimi tutup çıktık okuldan. Nereye gittiğini sormadım ayrılırken, o da bana sormadı. Yarın son sınav vardı ve akşamına Utku gidiyordu. Ona bir şey almak istiyordum. Onun da benim gibi çok kışlık eşyaları yoktu. Beşiktaşlı olduğu için bere ve atkı almıştım üstünde amblemi olan.  Sevdiğim insana hediye alma konusunda hiç sıkıntı çekmesem de verme konusunda sorun yaşıyorum. Özel bir gün ve zaman olsun istemiştim ama o gidiyordu. 

Hediyeyi yurtta bıraktım ve son sınavdan çıkmıştık. Bir çok kişi sarılıp vedalaşmaya başlamıştı. Utku yanıma geldi ellerimi tutup gözlerime baktı.

İlk AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin