Ve Sonunda Kardeşimi Buldum

99 27 20
                                    

Sabah olmuştu. Beni bu sefer uyandıran ise annem değil tepemdeki parlayan güneş uyandırdı. Gözlerimi ovaladım ve ayağa kalkmak için doğruldum.

Birazcık kollarımı kaldırıp esnedim ve kardeşimi bulmak için hemen yola koyuldum.

Yürürken aklıma ailem geldi ve kendi kendime mırıldandım.

- Annemler kesin merak etmiştir.

Her yerde bizi arıyordur. Birden bire nasıl ortadan kaybolduğumuzu düşünüyor ve mnerak ediyordur.

Onları çok özledim.

Burdayım.

Ben burdayım.

Ve birden hiç bu kadar hızlı koşmadığım gibi çıplak ayaklarla koştum.

Koştum...

Koştum,koştum ve koştum...

Çok çaresizdim.

Kollarım koşarken bir ileri bir geriye doğru hızla sallanıyor, çıplak ayaklarımı küçük taşlar acıtıyordu.

Sağ gözümün altında hafif ılık bir ıslaklık hissettim.

Evet

Sağ gözümden bir yaş yavaşca çeneme oradan boynuna düştü. Koşuşum ve göz yaşlarım hızlandı. Göz yaşlarım boynuma hücum ediyordu.

Hiç kendimi bu kadar çağresiz hissetmemiştim.

Yanımda ne ailem nede kardeşim vardı.

Belki de hepsi beni arıyordu.

Koşarken  istemsizce bağırdım.

- Ben burdayım! Burdayım!

Ama hayır hiç kimse sesimi duymuyordu.

Lanet olsun ki duymuyorlardı işte.

Kaç saat koştuğumu bilmiyorum. Artık yorulmuştum. Durdum ve kendimi sırt üstü bir şekilde yere attım. Gözümü kapattım. Nefesimi hızla verip alıyordum.

Tam umudumu kesmiştimki bir ses duydum.

Yerden kalkıp sesin geldiği  yere doğru gittim ama ses aniden kayboldu.

Saat kaçtı hiç bir fikrim yoktu ve zaman nasıl geçiyordu hiç bilmiyordum.

Birden tekrar ses duydum. Ama bu ses sanki çığlık gibiydi.

- Aaaaaaaa.

Bu sesi bir yerden tanıyordum.

Hızla biri yanıma doğu gerliyordu ve beni fark edemeyip -nasıl fark edemediyse- üstüme düştü. Bu kardeşim Şevval'di.

- Şevval nerelerdeydin?

- Asıl abla sen nerdeydin?

- Ben seni arıyordum.

- Bende seni.

Ve yerden kalkıp birbirimize sarıldık. Kardeşimi bulduğum için çok mutluydum.

Peki ya ailemi, annemide bulabilecek miyim?

Sarılmamız bitti ve korkumda gitmişti. O kadar da çaresiz değildim şimdi çünkü kardeşimi bulmuştum.

- Sana bir şey oldu diye çok korktum neredeydin?

- Bilmiyorum abla bende çok korktum. Işığa çekildikten sonra hani düştük ya işte yine parlak bir ışık geldi ve beni çekti, gözlerimi kapattım. Gözlerimi açtığımda ise sen yoktun.

- Evet bende fark ettim birden kayboldun. Peki neden bağırıyordun?

Burnunu çekti ve konuştu.

- Abla bağırmamak mümkünmü çok ilginç şeyler gördüm.

Merakla ve endişe ile

- Ne gördün?

Dedim.

- Kocaman büstürü değişik değişik çiçekler ve ilginç hayvanlar gördüm. Hatta onların hayvan olduğundan bile emin değilim. Çok korktum abla.

Deyip bana yine sıkıca sarıldı. Bende ona sarıldım ve konuştum.

- Bende çok acayip şeyler gördüm.

Geri çekildi. Nerdeyse ağlıycak gibiydi. Boğuk çıkan sesi ile ve dolmuş gözleri ile zor konuştu.

- Abla nerdeyiz biz? Eve gitmek istiyorum.

- Bende bilmiyorum. Ve biran önce gitmek istiyorum.

Hava kararmış ve yıldızlar yine çıkmıştı. Zamanın nasıl geçtiğini anlamasamda çok uykum vardı.

- Hadi uyuyalım. Hava karardı yarın da burdan nasıl kurtulacağımızı buluruz.

- Tamam abla bende çok yoruldum.

İkimizde yeşil yumuşak çimlerin üzerine uzandık.

- İyi geceler.

- İyi geceler.

Uykum geliyordu ama bir türlü uyuyamıyordum. Bir o yana bir bu yana kıvrılıp duruyordum. Gözlerimi sımsıkı kapamıştım.

Tam uykuya zorla dalmıştım ki şevval

- Abla bizi burda yemezler demi?

Deyip uykumun içine etti.

- Uyu Şevval uyu! Zaten seni gören şey kaçar.

Tekrar uyumaya çalıştım ama şevval'in sesinden uyuyamıyordum.

- Ama ya yemek yerine yutarlarsa.

- Off Şevval uyu yiyicem şimdi ben seni!. Uyu artık!

Zorada olsa homurduya homurduya uyumayı başarmıştı.

Peki ya ben uyuyabilcek miydim?

{Düzenlendi}

...

Kısa MaceraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin