-1-

79 3 0
                                    

Genç kadın kitap dükkanının kilidini son bir kez daha kontrol etti. Patronu onu üç kez uyarmıştı, kilit bozuktu. Kapının kilitli olduğuna emin olduktan sonra boş sokağa doğru döndü ve sessiz gecede evine ulaşabilmek amacıyla yavaş adımlar atmaya başladı. Çok yorulmuştu, tıp fakültesinden sonra buraya gelmek ve okurken çalışmak kolay bir şey değildi. Tabii bir de babasının baskısı vardı. Küçük kızını para pula boğmak isteyen, kızının çalışmasını hiç istemeyen bonkör babasının baskısı. Çalıştığı dükkan da babasına ait bir kütüphaneydi. Babası kızının çalışmasına ancak öyle izin vermişti. Genç kadın düşüncelerden sıyrılıp daha birkaç adım atmıştı ki sokağın sonundan bir erkek bağırışı geldi. Gerçi bağırış sayılmazdı, kısık bir inleme sesine benziyordu, sanki acı çekiyor gibiydi.

Genç kadın merakına yenik düştü ve adımlarını hızlandırdı. Sesi takip ederek adamın karanlıkta silik gözüken silüetini fark etti.

Adam kaldırımın kenarında oturmakla yere yığılmak arasında bir pozisyondaydı. Belli ki durumu iyi değildi. Kadın başına bela açmak istemese de adamı bu durumda bırakmaya vicdanı müsaade etmezdi. Adama yaklaştı.

Adam kadını yeni fark etmiş olacak ki hızlı bir hareketle başını kaldırdı. Kadın adama iyi olup olmadığını sormak istiyor ama bir yandan da korkuyordu. Adamın nasıl bir kişiliği olduğunu bilmiyordu. Seri bir katil, pis bir sapık ya da sarhoş bir dilenci olabilirdi. Issız ve karanlık bir sokakta yere yığılmış bir adam vardı ve kadın tek başınaydı.
Çekinerek sordu, "İyi misiniz?"
Adam hafif bir tebessümle cevap verdi, "İyiyim, sadece az önce ahmak birkaç adam tarafından bıçaklandım."
•••
Kadın adamın bıçaklandığını duyar duymaz paniğe kapılmış ve fakültede öğrendiklerini adama yardım etmek için hatırlamaya çalışmıştı.
Adamın tişörtünü çıkartmasını istedi. Adam önce çıkarmak istemedi ama kadın ısrar edince çıkarmak zorunda kaldı. Kadın kanlı tişörtü adamın yarasının üzerine bastı. Adam dişlerini sıkarak acıyı hafifletmeye çalışıyordu. Kadın kaldırım kenarında müdahele edemeyeceğini idrak edince adamı kaldırımdan kalkması için hafifçe ittirdi. Adam yaralı olmasına rağmen hızlıca ayaklandı. Kadın ne yaptığını bilmiyordu, iyi mi yapıyordu kötü mü?
Gelecekte bir doktor olacaktı ve birçok hastaya müdahale edecekti ama şu anda kendini buna hazır hissetmiyordu.
"Hasteneye gitmeliyiz, arabam hemen şu sokakta."
Adam sakince başını iki yana salladı.
"Hasteneye gidemem."
Kadın adamın cevabı karşısında endişelense de belli etmemeye çalıştı.
"Yaranın ne kadar derin olduğunu bilmiyorum ve bu durumda müdahale etmem doğru değil." Adam tek kaşını kaldırdı, bir şeye şaşırmışa benziyordu ama neye?
"Müdahale edebilecek kadar bilgiye sahip misin ki?"
Kadın adamın sorusu karşısında sinirlendi. Bir gün 'Açılın ben doktorum!' diyebilmek için kaç sene dirsek çürütmüştü o sıralarda.
"Neden şaşırdınız ki, ben tıp fakültesi öğrencisiyim ve yakında doktor olacağım ."
Adam kadının cevabına hafif bir gülümsemeyle cevap verdi.
"Öyleyse sar şu yarayı da gideyim artık, işim gücüm var benim. Eğer beceremem falan diyorsan hiç vakit kaybettirme bana, ben bakarım başımın çaresine.''
Kadın daha da sinirlendi. Böyle giderse kendine hakim olamayıp adamın suratına bir yumruk indirebilirdi.
"Size az önce de söylediğim gibi hastaneye gitmelisiniz, yaranız ciddi olabilir."
Adam yavaşça ayaklandı ve kollarını iki yana açarak "Gördüğün gibi durumum ciddi falan değil, ayağa kalkabiliyorum, yani daha ölmedim. Yalnızca şu yarayı sarman gerek. Sonra mikrop falan kaparsa hiç uğraşamam." dedi.
Kadın dişlerini sıkarak kendini sakinleştirmeye çalıştı.

''Bakın beyefendi, sanırım beni anlamıyorsunuz, size burada müdahale edemem.''

Adam kadının gözlerine kısa bir bakış attıktan sonra, yavaşça arkasını döndü ve yalpalayarak uzaklaştı.

Siyah ve MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin