eight

1.9K 159 24
                                    

Y/N: Geçiş bölümlerindeyiz... >.<
Senindir bebek veronicdes  ❤️

Adımı onun ağzından duymak tüm bedenime bir şok etkisi yaratsa da gözlerimi ıslanmış sarı saçlarından zorlukla çekip gözlerine sabitledim. Gereksiz derecede uzun geçen birkaç saniyenin ardından durduğumuz her an daha da fazla ıslandığını fark edip içeri geçmesi için geri çekilmeyi başarabilmiştim.

"Gelsene."

Uykulu gözlerini bir süre yüzümde dolaştırdı, düşündüğü belliydi. Kararsızca başını sallayıp içeri girdiğinde ben de derin bir nefes almak zorunda kalmıştım. Min Yoongi evimdeydi ve oksijen çoktan yetersiz gelmeye başlamıştı bile.

"Jimin bu saatte burada ne yapıyorsun?" diye sordu hiç beklemeden. Haklıydı, bu saatte bir idolün kesinlikle evimde olmaması gerekirdi kameralara yakalanma ihtimali oldukça düşük olsa bile bu bir riskti.

"Seul'le takılıyorduk." demesi ile gözlerimi büyüterek ona baktım. Ben kendimi yeterince batırmışken bana yardımcı olması gerekirdi daha da batırması değil!

"Yurttan çıkman yasaktı, senin yüzünden ne kadar azar yedik haberin var mı?"
Sesi yükselmişti ve bu tüylerimi ürpertmişti, onu böyle görmeyi beklemiyordum.
"Hyung lütfen." dedi Jimin büyük bir sakinlikle. "Seul buradayken konuşmasak olmaz mı?"
Suga gözlerini Jimin'den bana çevirince ürkmüş halimi görmüş olmalı ki yüzündeki ifade yumuşadı.

Kızgın bir Suga, gerçekten çok erkeksiydi kabul ediyordum ama bir o kadar da korkutucuydu.

"Üzgünüm Seul-ah, senin evinde bu şekilde davranmak istemezdim."

İsmimi her söylediğinde titriyordum.
Bu normal değildi.

"S-Sorun değil ben sadece..." diye başladığım cümleye devam etmeden duraksadım. "Yanlış anlamanı istemem, yalnızca sıcak çikolata içip laflamıştık."
Ne kadar inandırıcı olduğu elbet tartışılırdı fakat gerçek buydu!

Sadece gözlerini bana dikip başını salladı, zoraki bir gülümsemenin ardından terleyen ellerimi pantolonuma silip boğazımı temizledim.

"Sana da sıcak çikolata yapabilirim?"

Suga ağzını açmıştı ki kızıl bir Jimin ona izin vermeden araya girdi. "O sıcak çikolata sevmez."

Suga gözlerini devirip homurdandı. "O şekilde söylenmez seni aptal. Çay varsa çay alabilir miyim Seul-ah?"
Gülümsedim ve Jimin'e dil çıkartarak mutfağa ilerledim, Suga'nın daha çok kahve insanı olduğunu düşünürdüm çay sevmesi beni bir yerde şaşırtmıştı.

"Bergamot mu istersin yasemin mi?" diye sordum kapıdan ona dönerek. Islak sarı saçlarını savurarak bana doğru ilerleyişi sanki yavaş çekimdeymiş gibi hissettirmişti. Yanıma geldiğinde seğiren gözümü saklamak için mutfağa bakınır gibi yaptım. "Biraz dağınık ama..."
Hafif bir şekilde gülümsedi. "Bir de bizim yurdu görmelisin." dedi. "İki tutam bergamot ve bir tutam yasemin."
Gözlerimi irileştirip ona baktım. "Sahiden mi? Ben de çayımı o şekilde içerim!"
Dişleri görünecek şekilde güldüğünde hem aramızda sadece bir adım olmasından hem de gülüşünün mükemmelliğinden afalladım. O etrafımdayken her zaman bir aptal gibi davranıyordum.

"Sen Jimin'in yanına geç, ben hazırlayıp geliyorum."

İtiraz edecekken elini kaldırdı ve beni durdurdu. "Yeterince zahmet çıkarttık, daha fazla zahmet çekmeni istemiyorum."
Söz dinlemeyi sevmezdim ama onun söylediği her şeyi yerine getirmeliymişim gibi hissediyordum bu yüzden başımı salladım.
"Sağdaki ilk dolapta ihtiyacın olan her şeyi bulabilirsin."

stop confusing me | jimin '2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin