ELİSABETH

1K 50 16
                                    

Ve nefesler tutulur. Gözlerinin içine bakarken tek düşünebildiğin bunu sonsuza dek yapabileceğin olur. Her şey histen ibarettir artık. Öpücükler tende alev alır ve aşık arzu denizinde boğulur. Kalbin göğüs kafesini zorlar , aynı anda hem yanar hem üşürsün. Karnın ağrır , başın döner , allak bullak olursun ve çığlık atmak istersin. Sanki o an her şeyi yapabilirsin , 20 saniyelik deli cesareti çalar kapını. Ve o yirmi saniye hayatını değiştirir. Önce aşık olduğunu anlarsın,sonra kaybetmek istemediğini, ve daha sonra içindeki çığlıkları susturursun. İtiraf edersin ve kurtulursun.

Etraftaki insanların şen kahkahaları , çığlıklar , müzik sesi , kalabalık , hiç birinin önemi yoktu. Yalnızca o ve ben vardık. Gözlerimi gözlerinden ayıramadan , en büyük kumarımı oynadım. İçimdeki çığlıkları susturdum ve itiraf ettim. “ sana kapıldım “

Mavi gözleri şaşkınlıkla , korkuyla irileşti. Nefesimi tuttum ve cevabını bekledim. Ama sadece sustu. Lunaparktaki insanların çığlıklarına inat , göğüs kafesimi zorlayan kalbimin gümbürtüsüne inat , sadece sustu. Sinir bozucu olmaya başladığında “ duydun mu beni ? ruhu yaralı bir kız olduğum için değil , seni sevdiğim için beni sevmeni istiyorum “

Dilim dolanmasaydı belki , daha etkileyici olurdum. Yine cevap vermedi. Bakışlarımı önümde birleştirdiğim parmaklarıma indirdim ve ne kadar aptal olduğumu düşündüm. Beklide daha önce söylediğim şeyler saçmaydı. Gaza gelmiştim. Hep şu alkol denen melet yüzünden. Neymiş 20 saniyelik deli cesaretiymiş , sarhoş cesareti olmasın o ?

‘sende sarhoşken hiç çekilmiyorsun’diye kıkırdadı küçük Grace.

Sahi ? cesur olmak için mi sarhoş olmuştum ? ‘evet’

İşe yaradı mı ? ‘ HAYIR ‘

“ bir şey söylemeyecek misin ? “diye sorarken yüzüne bakmaya cesaret ettim ve iki dakika önce bıraktığım Castiel’le karşılaştım. Pekala. Converse’lerimle hafifçe kumu eşeledim ve tekrar bir cevap bekledim. Bir an itirafımdan pişmanlık duydum. Rio ‘daki tatilimizi berbat etmemeliydim. Kirpiklerimin arasından , ay ışığı altında parlayan yüzüne baktım. Dakikalar sonra ilk kez sesini duydum ‘ gidelim buradan ‘

Küçük Grace yerinde zıplayıp ellerini çırptı. ‘ bu herif çok seksi ‘

Bilinçaltımla anı anda gözlerimizi devirdik. Castiel dirseğimden hafifçe tuttu ve beni hızlı adımlarla , sahilin tenha kısmına yürüttü.

Tenekelerin içinde yanan ateşin yaydığı ışık , yumuşak kumda dans ediyordu.  Lunaparktaki insanların sesleri boğuklaşana kadar yürüdük.

“ neden buradayız ? “ diye diklendim. Moralim bozulmuştu. Neden ona değer vermem onu üzüyordu ? sakin bir tavırla , küçük bir çocuğa bir şey öğretir gibi , tam karşımda durdu ve gözlerimin içine bakıp.

“ bak. Değer verdiğim insanları kaybediyorum , sanki o iki kelime bütün sihri bozuyor. Sanki birileri benden birilerini koparmak için önce onu sevmemi bekliyor. Seni kaybetmek istemiyorum “

Ellerimi avuçlarının içinden kaydırıp , kirli sakallı yüzüne yerleştirdim.

“ seni seviyorum Castiel , en basit ve gerçek haliyle. Her şeyini seviyorum. Vücudumu ve ruhumu büyüledin. Seni seviyorum. Beni sevmeni istiyorum ve bunun için bekleyebilirim. “

Dişlerini birbirine bastırdı ve gözlerini yumup derin bir nefes aldı. Gözkapakları havalandığında koyulaşmış gözleriyle karşılaştım. “ artık beden istesen de ayrılamazsın , bırakmam “

Bedenimi bedenine yasladığımda ellerini belime yerleştirdi. Kirpiklerimin arasından , mavi gözlerine baktım. “ bırakma zaten “

Dudağıma çabuk bir öpücük bıraktı ve ilerideki , beyaz hamağa doğru yürüdük. Doğrusu , onu çekiştirdim. Hamağa yattığımızda Castiel daha ağır olduğu için ben biraz havada kalmıştım ve üzerine yatıyor gibiydim. Bir bacağımı bacağının üzerine attım  ve dünyanın en güzel senfonisini dinledim. Uzaktan gelen kahkahalar , denizin hoyrat dalgalarının gel-git sesi ve Castiel’in kalp ritmi. Başımı göğsünden kaldırmaya çalıştığımda saçım gömleğinin düğmesine takıldı. Biraz uğraşıp saçımı kurtardıktan sonra “ bu gömleği sevmedim “ diye homurdandım.

Aşk Aptallar İçindirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin