"Bebeğim, bu saatte seni buraya çağırdığım için üzgünüm ama seni çok özlemiştim."
Changmin bir çocuk gibi dudaklarını büzdüğünde, Baekhyun onu yanaklarından tutup kendine çekti ve dudaklarına kısa bir öpücük kondurdu.
"Sorun değil sevgilim. Yurtta kimse yok zaten."
Changmin gülümsediğinde Baekhyun u kolları arasına alıp sımsıkı sarıldı. "Seni seviyorum. Git hadi."
Baekhyun kocaman gülümseyerek ayrıldı sevgilisinden. "Önce sen git. "
Changmin de gülümseyerek el salladı ve sürekli arkasına bakarak uzaklaştı.
Baekhyun derin bir nefes aldı. Changmin in kendisini, o adamı sevdiği gibi sevmediğini biliyordu ancak buna katlanabilirdi. O hayatında olduğu sürece hiçbirşey önemli değildi. Herşeyi kabullenebilirdi. Kyuhyun u bile...
Arkasını dönüp ağacın altından çıkarak yurda doğru ilerlemeye başladı. Yurda geçebilmesi için ağaç dolu ormanlıktan geçmesi gerekiyordu.
Hızlı adımlarla ilerlerken yakınlarından bir ses geldi. Hemen o yöne doğru baktı ama hiç bir şey görünmüyordu.
Yanlış duyduğunu düşünerek devam etti. Yurda az bir mesafe kala yine bir çıtırtı sesi geldi. "Kim var orada?" diye bağırdı.
Sürekli etrafına bakıyordu. "Hey!"
Hemen yan tarafındaki ağacın arkasından önündeki ağacın arkasına bir beden geçti, hızlıca...
"Sen kimsin?"
Derin bir erkek sesi geldi. "Seni yakalamamı istemiyorsan, kaçç"
Baekhyun korkuyla koşmaya başladı. Tüm hızıyla koşuyordu. Ağlamaya başladı.
Arkasına baktı. Yaptığı tek hata bu olmuştu. Arkasına baktığı an, iki güçlü el, büyük bir güçle boynunu kırdı.
Katil, kanlı ellerle, büyük bir zevkle ve canice kahkaha attı. Avının peşinde koşmayı seviyordu.
Nasil buldunuz?♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mysterious Man *YunJae* *YooSu* ChangKyu*
FanfictionBirini anladığında ondan nefret etmek zorlaşır...