Hazineyi bulmanın üzerinden 2 hafta geçmişti. Robert ve Christiana'nın arasındaki aşk artık koparılamayacak şekilde kuvvetliydi. Robert artık bu işi uzatmamanın gerektiğini düşünüyordu. Yani bundan sonra yapması gereken bir evlilik teklifi vardı. Robert güzel bir yüzük aldı ve evlenme teklifi için hazırdı. Bir Pazar günü Christiana'ya pikniğe gitme teklifinde bulundu önce tabii Christiana teklifi kabul etti ve beraber pikniğe gittiler. Piknik yaptıktan sonra Robert Chris'e hemen döneceğini söyleyip ayrıldı. Ve elinde balonlarla geri döndü. Chris şaşırmıştı. Robert tam balonları ona verecekken birden parmağına yüzüğü taktı. Christiana parmağına bakarken donakalmıştı. Ve 1 dakika sonra kendine geldiğinde kafasını kaldırdı. Karşısında diz çökmüş romantik bir Robert vardı. Robert:
- Sana evlenme teklifi etmeyi saçma buldum. Çünkü zaten sen benimsin Christiana.
- Robert. Sonsuza kadar seveceğim seni son nefesime kadar.
Sarıldılar ve Christiana sevinç gözyaşları döktü.
...
Düğün hazırlıkları tamamdı. Hayatlarını birleştirmeye saatler kalmıştı. İkisi de çok heyecanlıydı. Christiana gelinliğin içinde bir kuğu gibi süzülüyordu. Robert ise bu güzel Christiana'nın yanında jendini görmüyordu. Ancak Robert da çok yakışıklıydı ve birbirlerine çok yakışıyorlardı. Ve tören zamanı geldi çattı. Baba Henry kolunda Christiana ile törene geldi ve davetliler arasında bir alkış yükseldi. Baba Henry kızını damadına teslim etti. Ve az sonra Sainte Chapelle'nin duvarlarında "EVET" sesleri yankılanıyordu.
Artık Christiana Lovato değil. Christiana Williams' dı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madalyon'un Hazinesi
Mystery / ThrillerFransız baba ile İngiliz bir annenin güzeller güzeli Christiana'sıyla, İngiliz Dedektif Robert'ın tesadüflerle dolu aşkı. Bir madalyonun verebileceği en güzel hediye....