Robert işten dönmüştü. (Robert artık çok zengindi ama mesleğine deliler gibi bağlıydı.) Saat 8'i gösteriyordu. Kapıda boynuna sarılmak için can atan iki tane pırlanta gibi evladı duruyordu. "BABAAA!" diye bağrıp, babalarının boynuna uzanmak için zıplıyorlardı. Arkalarında da güzeller güzeli Christiana'sı sırasını bekliyordu. Robert:
- Gemma canım kızım benim. Aurivillie gel bakalım sıra sende benim cesur oğlum. Christianam.
Nasıl geçti gününüz?
- (Hepsi birlikte) Harikaydı.
- Öyleyse yarın hep beraber pikniğe gidiyoruz.
-YAŞASINN!
- Chris babam evde mi?
- Hayır canım. Arkadaşlarının yanına gitti.
- Öyleyse evlatlarımızın geleceği hakkında biraz düşünelim ha nedersin.
- Bende bütün gün bunu düşündüm. Bakalım evlatlarımız I. Dagobert'in dediği gibi Fransa'nın geleceği için birşeyler yapacaklar mı?
- Emin ol. Çok güzel şeyler yapacaklar. Emin ol.
SON
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madalyon'un Hazinesi
Misteri / ThrillerFransız baba ile İngiliz bir annenin güzeller güzeli Christiana'sıyla, İngiliz Dedektif Robert'ın tesadüflerle dolu aşkı. Bir madalyonun verebileceği en güzel hediye....