Jess!! Arkamdan bağıran Leo'ya aldırış etmeden koşmaya devam ettim (nereye gittiğimi bilmeden) kapatılmış olduğum minik ülkeyi arkamda bıraktım.sesler giderek azalmaya hatta karanlığın ardında saklanmaya başladı. Ve sessizlik.Gündüz ışığını kapatan uzun ağaçların arasından karanlığa bürünmüş bir çift el omuzlarımı tutunca istemeden çığlık attım. Karanlık el omuzumdan çekilince sustum ve karanlık elin sahibini incelemeye başladım.Uzun boylu, iri kanatlı korkutucu bir FAMİS'ti.Daha önce Leo''nun bana FAMİS'lerin beyaz olduğunu söylediğini hafızamı zorlamaya gerek kalmadan hatırlamıştım.Peki bu FAMİS neden siyah renkliydi?FAMİSler kraliyet koruyucularıdır.O zaman bu FAMİS diğer FAMİSlerin zıttı renkte ise saldırgan olabilir.Arkamdaki yaratığın konuşması ile düşüncelerimden sıyrıldım. "merhaba !" söylediği tek kelimede birçok anlam yüklü olduğunu anlamak güç değildi.Ben de tek bir kelimeye aklımdaki soru işaretlerini yükleyerek cevap verdim."merhaba-"ve ben konuşmama
Devam etmeden o konuşmaya başladı."seni görmeyeli uzun zaman oldu prenses Jessifer.ama ben seni görmeye gelmeden sen benimle tanışmaya geldin, annen gibi sabırsızsın prenses.ama bu sabırsızlık biraz fazla prenses şimdi beni görmen pek iyi sonuçlar doğurmayacak." Bu yaratık ne diyordu böyle. prenses mi?Annen mi?Tanışmak mı?aklımdaki sorular yavaş yavaş yerini endişe ve korkuya bırakıyordu. Ben köyde bir kumaş tüccarlarının kızı olarak dünyaya geldim. Hayatımda sahip olduğum tek ünvan 'köylü kızıydı.' Ve şimdi karşımda bana prenses diyen biri var.Ayrıca benim annem beni doğururken öldü.Bu yaratık annemi nereden tanıyor ?"evet prenses aklında bazı sorular olduğunu biliyorum.Ama Ben sana her şeyi anlatmakla görevlendirildim."
Bu hiç hoşuma gitmemişti belki de evden kaçmamalıydım.Eğer o evde kalmaya devam etseydim babamın bana olan nefretine daha fazla dayanamazdım.Babam anneme çok aşıkmış, onu çok seviyormuş ama ben doğduğumda annem öldüğü için beni suçluyor. Haklı hayatta en sevdiği parçasını elinden almıştım. Muhtemelen kaçtığım için benden kurtulduğunu düşünüyodur.Ama Leo'nun şimdiden çok özlemiştim. Leo benim çocukluk arkadaşım ve hayatta bana değer veren tek insan. Onunla bir önceki kaçışımda tanışmıştık.Onu tehlikeli biri sanmıştım ok yayı ve okları vardı -ne düşünebilirim ki- bana zarar vermeyeceğini anladığım zaman oturup sohbet ettik. O başka bir ülkede at terbiyecisiymiş ve okunun olmasının sebebi dövüş okuluna gitmesinden dolayıymış.Bu ülkeye gelip burada at çiftliği kurmak istiyordu. Ben de onu köye götürdüm. Ve ona at çiftliği kurmasına yardım ettim o zamanlar ben 10 Leo 17 yaşındaydı. Şimdi ise Ben 17 yaşındayım.Yaratığın elimden tutup beni kanatlarına almasıyla korkudan gözlerimi kapatmıştım yüksekten korkuyordum . İç organlarımın birbirine çarpmasından havalandığımızı anladım. Gözlerimi açmak istiyordum ama korkum buna izin vermiyordu. Korkuma aldırış etmeden gözlerimi yavaş yavaş araladım. Gözlerimi açmamla beraber beyaz bir ışık kütlesi gözümü kısmama neden oldu. Biraz sonra gözlerim ışığa alıştığında bulutların üstünde,altında ve yanındaydım bu çok güzeldi. Bulutların üstünden süzülen güneş ışığı muhteşem bir ışık gösterisi sergiliyordu.Merhaba arkadaşlar ilk kitabım çok heyecanlıyım umarım beğenirsiniz.sonraki bölümler pazar günleri gelecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH KORUYUCULARI #Saf Aşk#
FantasyBelki bir hikayeyi kurtarmak için sadece bir çift bakışa ihtiyacın vardır... #Kapak tasarımı @medusa_549'a aittir