tyongg: Hey.
Buralarda mısın?
woojae: Ne istiyorsun?
tyongg: Tanrıya şükür cevapladın..
Teşekkür ederim.
Jaehyun, özür dilemem gerektiğini biliyorum.
Senin yaptığın ve hep yapmaya çalıştığın tek şey hepimizin iyi olmasını sağlamak, ama ben bunu anlayamıyorum bile.
Aptallık ediyorum, sen bana bir şeyler anlatmaya çalışırken ben ısrarla senin benden nefret etmeni öne sürerek haklı çıkmaya çalışıyorum.
Ne yaptığımı biliyorum Jaehyun, ne kadar aptal olduğumu da. Yemin ederim biliyorum.
Geç de olsa.
woojae: Güzel. Vicdanını rahatlatmak için yapabileceğim başka bir şey var mı?
tyongg: Lütfen, lütfen böyle yapma.
Sana o kadar çok bağırdığım ve seni ittiğim için özür dilerim.
O yumruğu sonuna kadar hakettim, dahasını da öyle. Devam etseydin sana dur bile diyemezdim.
woojae: Tanrı aşkına, artık çocuk veya aptal değiliz.
Oturup da seninle kavga edecek değilim, ancak eğer bir daha bana dokunursan sadece gözünü morartmakla kalmayacağımı bilmen gerekiyor.
tyongg: Samimiyetime güvenmeni istiyorum Jaehyun.
Tüm samimiyetimle senden özür diliyorum.
Lütfen beni affet, ben artık böyle biri olmak istemiyorum. Eskiden beni seven herkes artık benden nefret ediyor, ben bunu taşımak istemiyorum.
woojae: Seni affediyorum Taeyong.
Ancak sana yardım etmeyeceğim ve inan bana sana gerçekten yardım edebilecek tek kişi de benim.
Gerçekten yardımımı istiyorsan, önce kendini düzeltmen gerek.
Şu haline baksana Taeyong, gerçekten arkadaşlarından ayrı kaldığın için üzgün değilsin sen, sadece insanların Yüce Lee Taeyong'dan nasıl nefret ettiğini anlamlandıramayan ve bunu kendine yediremediği için herkesin yeniden kendisine aşık olmasını bekleyen kendini beğenmiş piçin tekisin.
Kendini düzelt ve sonra bana gel.
Sana Ten konusunda da, arkadaşların konusunda da yardım edeceğim.