(düzenlendi✔)
not: sadece öpüştüler, daha fazlası olmadı.
Yalnızca 12 saat. Dudaklarını bana bahşettiğinden beri geçen 12 saat. Ve ben, onun yanımda uyuyor olmasına rağmen en küçük detayını unutmamak için aklımda sürekli o anı geriye sarıyorum.
Burada, onun evinde, onun yatağında yatıyor olmak en uç rüyalarımda bile hayal edemeyeceğim bir şeydi.
'Ne düşünüyorsun?' diye sordu uykulu sesiyle.
Ona dönmeden konuştum,
'Ben sadece-' diyecek bir şeyim yoktu ama buraya geldiğimizden beri aklıma takılan soruyu milyonuncu kez sordum.
'Annenlerin bu gece dönmeyeceklerinden emin misin?'
'Luna,' dedi beni kendine çekip kollarını boğazıma doladı.
Başı saçlarıma gömülü halde konuştu.'Şuan uyuyor olman gerekirdi ve sana milyon defa gelmeyeceklerini söyledim.'
'Merak etmemek elimde olan bir şey değil.' diyerek yüzümü ona doğru dönmeye çalıştım ama beni çok sıkı tutuyordu.
'Tanrı aşkına bir şey yapmadık, gelseler bile sorun yok.' derken arkamda gülümsediğini hissettim.
İç çektim ve kollarını çekip ayağa kalkmaya yeltendim.
'Şimdi de gecenin 2'sinde bana gitmek istediğini söyleme'
'Gitmiyorum bay ben çok bilmişim, su içeceğim, tanrım beni deli ediyorsun'
'Evet ama yine de bana tapıyorsun.'
'Bayatladı bu, Jeff'
Kahkaha atarak baktı bana.
Geri döndüğümde yarı uyuyor gibiydi. İnce pikeyi kaldırdım ve yanına sokuldum.
'Şimdiden benim tişörtümü giyiyorsun.'
'Ah, uyudun sanıyordum.'
'Konuyu değiştirme.'
'Değiştirmiyorum,Atkins. Bu gece veya yakın zamanda düşündüğün gibi bir şey olmayacak.'
'Bana 1 hafta ver ve tekrar yatağımdasın.'
Gülümsememi gizlemek için başımı yastığa gömdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adore you :: jeff atkins
Short Storykız bir şair olmak istiyordu, ama esasında o bir şiirdi.