Düğün günü
Süslenmiş masalar, ayakta duran misafirler, kahkahalar eşliğinde içkilerini yudumluyorlardı.
Min ho Myungsoo'nun yanına gitti. Sırtına hafifçe vurdu.
Myungsoo içkisini masaya koydu ve hızla min ho'ya sarıldı.
"Sizin adınıza o kadar mutlu oldum ki."
Lee min ho gülümsedi.
"Aynı şeyi sen ve Jessica için de olmasını çok isterdim."
Myungsoo burukça gülümsedi.
O sırada Jessica onlara doğru yaklaşmaya başladı.
Myungsoo min ho'nun bakışlarını takip etti ve arkasına baktı. Jessica oradaydı.
Myungsoo hızla oradan uzaklaştı ve Jessica ile min ho'yu yalnız bıraktı.
"Burslu ve seni hiç böyle bir sona erişeceğinizi hayal etmemiştim. Mutluluklar dilerim."
Min ho samimiyetsizce gülümsedi.
"Teşekürler."
Dedi ve masadaki bardaktan bir yudum kırmızı şarap içti.
"Senin hayatında birileri yok mu?"
"Myungsoo ile tekrardan barıştık"
Dedi. Gülümseyerek.
Min ho içkiyi neredeyse püskürtecekti.
"O zaman neden birbirinizden kaçıyorsunuz?"
"İlişkimiz daha çok yeni."
Dedi ve arkasına döndü. O sırada myungsoo elindeki kadehi havaya kaldırdı ve şapşalca gülümseyerek göz kırptı.
**************
"Gelin hanım hazır mı?"Dedi odaya giren bir kadın.
Suzy arkasına dönüktü.
"Henüz değilim, birini bekliyorum."
Kapı kapandı. Çok geçmeden tekrar kapı çalındı.
Suzy arkasına döndü. Ve gözleri doldu. Beklediği kişi gelmişti. Hızla ayağa kalktı ve koşarak ona sarıldı.
****************
1 Ay Önce"Bu gelinlik sana çok yakıştı tatlım."
Dedi.Min ho'nun annesi büyülenmiş şekilde suzy'e bakarken.
Suzy bir butikte oldukları için mutluydu. Burada çok kişi yoktu. Bu durum da onun rahat edebileceği anlamına geliyordu.
Min ho'nun annesi çalan telefonunu eline aldı.
"Üzgünüm bir dakika sonra gelirim. Sen gelinliği çıkartabilirsin artık tatlım."
Diyerek oradan uzaklaştı.
Suzy boş koltuğa oturdu ve elindeki çiçeğe baktı.
Gelinlik hiç içine sinmemişti.
Ama söylemeye de çekiniyordu.
O sırada biri önüne spor ayakkabı koydu ve hızlı yanına oturdu.
Suzy gözlerini solunda oturan kişiye çevirdi.
Saçları uzamış siyah deri ceketle kendine yeni tarz yapmış Tec duruyordu karşısında. Ama sanki bu bambaşka biriydi.
"İstersen hemen kaçabilirsin"
Dedi. Başıyla spor ayakkabıyı işaret ederken.
Alaylı bir şekilde söylemişti bunu, cümlesinde ciddilik payı bulunmuyordu ama suzy sinirlenmişti.
"Burada ne işin var? Birazdan min ho'nun annesi gelecek. Lütfen git buradan."
Diyerek ayağa kalktı.
Tec onun elini tuttu fakat suzy hızla elini çekti.
"Anlamıyor musun ?"
Dedi telaşla suzy ve cümlesini aynı telaşlı şekilde devam ettirdi.
"Sen ve ben asla bir araya gelemeyen yapboz parçaları gibiyiz. Eğer zorlasak, zarar göreceğiz. Seni incitmemek için kendimi ezip büzersem, kendime zarar vereceğim. Birbirimize yaklaşınca canım acıyor."
Dedi. Fakat tüm bunların bir önemi yokmuş gibi Tec konuştu.
"Ama ayrılık ölüm gibi."
Suzy sustu. Elini alnına koydu. Bir süre düşündü.
O sırada tec uzun suredir aklında olanları söyledi."Eskiden düşündüğüm hissler tam olarak böyleydi. Ben onu çok seviyorum ona aşığım. Başka kimseyi sevemem.... Sana olan hisslerim asla takıntı yada elde edememe durumu olmadı. Bana geldiğinde bile seni tekrar ve tekrar sevdim.... Artık Eun jae ile tekrar sevmeyi öğreniyorum..."
Suzy sustu. Hiçbir şey demedi. Tec ayağa kalktı ona sarıldı.
"Merak etme sen bundan sonra benim için sadece abimin sevgilisisin."
Suzy ona sarılmayınca tec ondan ayrıldı ve yürümeye başladı. Gözlerini kapattı.
İçinden söyle geçirdi.
"Ama ben seni 40 yıl geçse de unutamam"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Sevgilisi
Kurzgeschichten"Ne zaman onu düşünsem yüreğimin derinlerinde koca bir sızı başlıyor. Benim sevgim bir nevi intihar." Hiçbir şey anlamamış gibi baktı. Kelimeler ağzından yavaşça dökülmeye başladığında başımı ona çevirdim. "Kim bu? Yani aşık olduğun kişi. Çok mu imk...