Başlama tarihini buraya bırakın lütfen🌸
Halil sezai- yangın var
Bazen insan öyle bir boşluğun içine düşerdi ki, hareket edersen karanlıkla yüzleşmek zorundasın fakat kalsan bile karanlıkta boğulursun. Ben ne ileriye gidebiliyordum ne de kıpırdayabiliyordum. Halim yoktu. Bunu yapacak gücü kendimde bulamıyordum. Kim bilir ki, belki karanlık bu sefer bana iyi gelecekti.
Diz çöktüğüm yerde etrafım baktım. Herkes bir birine yaslanmış, annem için göz yaşlarını akıtıyordu. Mezar taşının yanında oturan babam perişan olmuştu. Hayatında en değer verdiği kadınlardan birini kaybetmişti. Kalbi boştu. Artık annem yoktu. Mutluluğu yoktu. Aşkla bakan gözleri, her sabah kalkıp annemle girdikleri -yalandan da olsa- tartışmaları yoktu. Ben yoktum. Sadece tek bir haberle yerle bir olmuştum. Kalbim sanki atmayacakmış, beynim bunu algılamak istemezmiş gibi.
Işıldayan mavi gözler yoktu, her gülümsediğinde yanaklarında çıkan çukurlarda.
"Amira, güzelim." Beynimin duvarlarında yankılan ses, beni gerçek dünyaya döndürmüştü. Nerede olduğumu fark edip ellerimle buruşan eteğimi düzelttim.
"Kızım, seni bekliyoruz. Haydi." Babamla ilerlerken üstümde ki bakışları es geçmeye çalışıyordum. İnsanlara neden böyle baktıklarına anlam veremiyordum. Sadece bende onlar gibi iş için buraya gelmiştim.
Babam kapıyı tıklatıp içeri girdi. Arkasından ilerleyip açık bıraktığı kapıyı ben kapattım. Masanın üzerinde dosyalarla uğraşan adam ayağa kalkıp babama sarıldı.
"Hoş geldin Sıraç abi."
"Hoş buldum oğlum." Babam geri çekilip elini belime koydu. "Bu kızım Amira." Adam bana yaklaşıp elimi tuttu ve nazikçe öptü. Gözleri sebepsizce ışıldarken ayıp olmaması için bende tebessüm ettim.
"Bende Çağdan. Memnun oldum." Eliyle deri koltuklara uzatıp oturmamızı rica etti. İkimizde kendimizi yumuşak koltuklara bırakırken Çağdan masanın arkasındaki sandalyesini çekti ve ellerini önünde birleştirdi.
"Çağdan, buraya neden geldiğimizi seninle konuşmuştuk. Kızımı kendi şirketimde de çalıştırabilirdim ama biliyorsun ki biz kıyafet tasarımlarıyla uğraşıyoruz."
"Biliyorum abi. Benimde zaten iyi bir elemana ihtiyacım vardı." Babamdaki bakışlarını bana çevirdi. "Bugün başlayabilirsin Amira. Bizim için önemli bir proje var. Ayrıntıları çalışanlardan öğrenirsin." Ayağa kalkıp yanına gittim. Ellimi uzattığımda iri eliyle elimi kapattı.
"Atahanlı Şirkete hoş geldin." Babamı selamlayıp odadan çıktım. Daha zor olacağını düşünüyordum fakat benim için çok kolay olmuştu. Babam sağ olsun önceden konuşup her şeyi halletmişti.
"Merhaba?" Arkamdan gelen ses ile ilgimi arkaya çevirdim.
"Merhaba?"
"İşe yeni giren siz olmalısınız." Gülerek onayladım. Ben gelmeden şirketin bile benden haberi olmuştu. Gülünç durumdaydım.
"Size odanızı göstereyim."
"Teşekkürler." Kız önümden ilerleyip sağ koridora girdi. Bende onu takip edip sağ koridora girdim. Koridorun sonundaki son kapıyı açıp içeri girdi. Bende girdikten sonra kapıyı kapattı.
"Bir iş üzerinde çalışıyoruz. Alışveriş merkezi yapılacak fakat alanımız kısıtlı. Bu yüzden olabildiğince olanaklı ve küçük olması gerekiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELANKOLİK RUH
RomanceCuma gecesi, saat iki suları. Bir cinayet... Küçük bir çocuğun cinayeti. Gülümseyişinin, hayallerinin belki de, umutlarının... Cuma gecesi, saat iki suları. Bir intihar... Küçük bir kızın intiharı bir çocuğun cinayetinde. Hayalleri küçük çocuğun saç...