Bölüm 3

301 15 2
                                    

Multimedya: Şifa Aykara

Umarım beğenirsiniz.

***

Yüzüme baktı... Baktı... Ve bir daha baktı...

"Hayır."

"Ya ama yaa..." diyerek mızmızlandım. Ne yapayım ruhum büyümüyor bir türlü. "...bana ne çok sakinleştirici bir etkin var." dedikten sonra üstüne bastırarak konuştum. "Alıcam."

"Yaa?" dedi gülerek. "Al o zaman."

"Peki." diye mırıldanıp yanına gittim. "Telefonunu ver."

Sağ elinin işaret parmağını gözüne götürüp aşağı sarkıttı 'pışık' der gibi. "Ama yaa." diye cırladım yine. "...bana ne bana ne istiyorum."

Yüzüme baktıktan sonra güldü. "Çocuk musun?"

"Çocuğum. Sana ne, çocuğum var mı bir diyeceğin? Olamam mı, ha! Çocuğum işte imkanı olan büyütsün beni. Hıh!"

Güldükten sonra telefonu havaya kaldırdı. E korktu çocuk. "Sakin ol şampiyon. Bir şey demedim. Genellikle erkekler kızlardan numaralarını ister de, biraz şaşırdım."

Sırıtıp elindeki telefona doğru ilerledim. Tuş kilidi olmayan ekranı açınca tuşlara girip numaramı kaydetme bahanesiyle uzaklaştım. "Sanki sen yazdıktan sonra görmeyeceğim."

Benim amacım görmemesi falan değil, sevgilisi var mı yok mu öğrenmekti. Ama ona bunu söylemeye niyetim yoktu. Tüm rehberi bir anda analiz edemeyeceğimi anlayınca vazgeçip yanına yaklaştım. "İyi be tamam. Çok da meraklıydık. Sevgilin aradı zaten çok merak etmiş seni."

"Ciddi misin?"

Elimden bir anda çekilen telefon ile öylece kalakaldım. Ne yani? Sevgilisi mi vardı? Neden, ha neden ben? Neden yani? Why?

"E aramamış." dedi telefonu geri elime tutuştururken.

"Sevgilin var yani?"

"Yok."

Anlamazca ona bakarken o ise tekrar gülmeye başladı. "Çok mu endişelendin sevgilim var diye?" dedikten sonra yanağımdan bir makas aldı. Eline vurdum. "Aah hayvan,"

"Dokunamazsın bana." dedikten sonra saçlarımı savurdum. "Hıh. Gidiyorum ben."

"Triplere bak." diye söylendi arkamdan. Umursamadan ilerlemeye devam ettim. Telefonunu almasam da olurdu. O kadar sosyal ağlar boşuna durmuyordu değil mi?

"Küstüm işte hıh!" derken arkamı döndüm. "Soyadın neydi?" diye sordum tekrar döndüğüm için olan ezikliği yansıtmamaya çalışıp güçlü durur gibi yaparak. Gülerek yanıtladı. "Tılsım." kafamı sallayarak ilerlemeye devam ettim.

*

"Ee, sonra?"

Yatakta derin bir nefes verdim. "Anlattım ya Hazel, trip havalarına girdim. Çocuğu bıraktım orada geldim buraya."

"Gizeeem." diyerek seslendi karşı kanepesinde oturan Gizem'e. "Ne var?"

İspiyoncu bir ifade ile bana baktı. "Efsun senin verdiğin iddiadaki görevini yapmamış, sevgili falan olmamış. Ezik bu."

"Efsun," dedi bıkkınlıkla. "Al işte telefonunu, ikna et, sevgili ol ayrıl. Olmadı Hazel'den ders falan al, bilirsin o bu konularda fazla tecrübelidir."

"Hayır canım, ben sürtük falan değilim lafı oraya çektiğini de anladım. Sadece ben;" dedikten sonra derin bir nefes alıp devam etti. "Bir sürü seçenek arasında hangisinin doğru olduğunu şaşırmış, zavallı, yazık denilecek kararsız bir kızım." dedikten sonra ekledi, "Ayrıca Amerika'da büyüdüm."

Beş Kız, On Görev!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin