Bölüm 4

229 12 2
                                    

Multimedya: Alya Sönmez

+Yeni bolum o:o:o:o:o:o

***

"Evet?" diye sordum cinayet meselesi araştıran polislerinki gibi yaptığımız masada otururken. "Elimizde neler var?"

Herkes ellerindeki notlara bakarken ben de kendi önümdeki deftere o notlardan geçirmek için bekliyordum. Genel olarak en çok bilgi ondan çıktığı için olacak ki, Hazel konuşmaya başladı.

"Adamımız, Ilgaz Tılsım. Arkadaşlarıyla bağı kuvvetli. Sık sık buluşma yapmak onlar için normalleşmiş. Espri yeteneği olan, ama dışarıdan bakınca çaktırmayan birisi. Okulda ondan hoşlanan bir kaç kız var ama yüz vermeyi tercih etmiyor. Şu ana kadarki sevgililerini de hep sevmiş ve aldatma gibi bir olayının kat-iyyen olmadığı söyleniyor. Unutamadığı, ve ayrılınca depresyona girdiği iki kişi olmuş ama. Bunlardan biri ortaokul yıllarındaymış, yani herhangi bir şekilde tehdit barındırmıyor. Ancak bir tanesi daha var. Hala aklının onda kaldığı söyleniyor. Tabi o bunu reddediyor ama genel görüş bu yönde. En sevdiği renk, mavi. Uğurlu sayısı 5. En çok takıldığı mekan genellikle avm'de dolaşmasının yanı sıra cafe olarak senin de bildiğin bizim arka sokaktaki yerde buluşuyorlar. İyi bir fırsat olabilir. Her neyse, benden bu kadar."

"Tüm bunları..." dedi Gizem şok içinde. "Nasıl öğrendin olum?"

"2. Kankasından."

"Tebrikler..." dedim ellerimi birbirine vurup ayağa kalkarken. "Şifa bile bu kadarına ulaşamazdı."

"Ne demek, " dedi reverans modunda. "Görevimiz."

"Sen Alya?"

"Bende çok bir şey yok..." dedi umutsuz bir ses tonunda. "Annesiyle tanıştım. İçten tatlı bir kadın. Bir gün boyunca takip ettim. Klasik, alışveriş yöntemi. Oğlunu seviyor. Kibar ve nazik. Hoş sohbet biri. Ama gerçekten yani. Benim gibi değil. Samimi. Normal bir türk kadar misafirperver. Eve geldiğimizde beni direkt içeri davet etti. Güvendi heralde. Ev çok güzel. Özenli bir tasarıma sahip. Tuvalet bahanesiyle kalkıp bir dolaştım da. Bir kız kardeşi olmalı. Tahminen ortaokul. Ilgaz'ın odası normal. Bir çalışma masası, yatak, dolap ve komidin. Masanın üstü sonradan toplanmış, çok belli. Çok toplu olmasa gerek. Annesi evi genel bi toplamış zaten ev parlıyor. Annelerinin yatak odasının kapısı kapalıydı bakamadım. Ben eve gittiğimde evde kimse yoktu. Kadın gün içinde yalnız. Ama bana 4 çeşit ikram getirmesinden anladığım kadarıyla misafiri sık oluyor. Ilgaz başarılı. Ama çalışkan değil. Sadece dersi dinliyor ve bu yetiyor. Diğer kız da aynı. Ama o tekrar falan yapan birisi. Babalarıyla günün yarı çoğunda görüşmüyolar zaten... Ayrıca," dedikten sonra bakışlarını benden alıp Şifa'ya yöneltti. "Kız ölecek." dedikten sonra sırıtarak önüne döndü.

Tanrım... Spoiler.

Ve tanrım... "Az dediğin bu mu senin?"

Başını salladı. Şifa'ya baktığımda Flash tv oyunculuğuyla güya tek gözünü seğirttirmeye çalışıyordu. Beceremeyince nefesini üfledi ve ayağa kalktı. Mutfağa gidermiş de 'Gazoz mu getireyim meyve suyu mu' der bir ses tonunda "Bıçakla mı deşeyim, baltayla mı?" diyince sırıttım.

"Bıçak," cevabını alınca sırıtıp yarı yoldayken Alya'nın boğazına yapıştı. "Kafa mı buluyon lan sen? Zaten 4 sezon bir şey, ikisini izlemişim. Ne konuşuyorsun sen ya. Sürtük seni." diyip boğazını bıraktı. Sinirlerine hakim olmayı başarmıştı.

"Trip atıyorum ben." diyip odadan çıktı. Boşverip Gizem'e döndük. Ama o anda içimden bir bıkkınlık geldi, ve ben de kalktım. "Yeter bu kadar beyefendi hakkında konuştuğumuz, sonra devam ederiz. Yatıya kalsak..?" diyerek Hazel'e döndüm. Başını onaylarca salladığında dolabına doğru koşturdum. Artık yatıya kalmak bizde çok olağandışı bir şey olmadığı için - özellikle Hazel ve bende- birer takım pijamalarımız ikimizin evinde duruyordu. Satte baktığımda yediyi geçtiğini gördüğüm için umursamayıp üstümü çıkardım.

"Şifa!" diye bağırdı Hazel sonunu uzatarak. "Koş, koş Efsun body şov yapacak!"

Ona döndüğümde bana baktıklarını gördüm. Üç buçuk sapığın gözleri üzerimdeydi. Gizem tam sayılmazdı.

Normalde atletimi de değiştirecekken vazgeçip çıkarmadım. Bunların utanması yoktu. Bakarlardı.

'Vücut şovu' yarıda bırakıp üstüme icne bir tişört geçirdim. Altımın henüz değişmeye ihtiyacı yoktu, o yüzden direkt yatağa zıpladım. "Ee, ne izliyoruz?"

"Grinin Elli Tonu" cevabını veren Hazel'e yastığı fırlattım. Gülerek yüzüne gelmesini engelledi.

"Tür olarak soruyorum," dedim ona karşılık.

"Komedi"

"Sayns fikşın"

"Dram"

"Grinin ton sayısı"

*

Ortalama yarım saat sonra Hazel vs. biz şeklinde yaptığımız yastık savaşından çıkmış, bir tane komedi filmi açmış izliyorduk.

İkinci taarruza Gizem de benimle birlikte katılmış, ve zafere ulaşmamı sağlamıştı. Şifa'nın dediği olmuş, komedi izlemiştik, dersem yalan olurdu. Gizemin dediğine uymuştuk çünkü üç haftadır istediği film açılmıyordu.

Birbirine her türlü pisliği, ibneliği yapıp, samimi olduğunu söyleyen insanlardan değildik. Her zaman sevgimizin daha fazla olmasına karşın saygımız da olmuştu. Bu konuda Alya ile başta biraz sıkıntı çeksek de, sonradan oda toparlamıştı.
Hele bir kankalık anayasamız vardı. Uff...

Bildiğin oturmuş tek tek yazmıştık bilmem kaç saat.

1) Kankalar kendi içinde bir bütündür. Bölünemez.

2) Kankasını satan kendisini satmış sayılır. Ve dışlanmaya mahkumdur.

3) 1 ve 2 maddeleri değiştirilemez değiştirilmesi teklif dahi edilemez.

*

"Ben alırıım!"

Kaçan voleybol topumuzu almak için koştuğumda topun bir gerizekalının önünde olduğunu gördüm. Çok geç olmadan yetişmeliydim. "Bana at bana! Dikme sakın." Yüzünü bana çevririp kötü bir gülüş sergiledi.

Ve topu dikti.

Allah belanı versin!

***

Kısacık bir güncelleme...

***

Koşa koşa topu almaya giderken oradan da başka biri vurdu.

Sonra başka biri...

Sonra başka biri...

Hepsi o ilk atan özürlü yüzündendi!

En sonunda topumuzu sabit gördüğümde koşa koşa giderek aldım. Sonra ibnelik değil mi diye düşündüm ve ben diktim.

Yaşasın kötülük!

***

Sizin sayenizde gün geçtikçe, büyüyoruz... Herşey için teşekkür ederim.

Diğer kitabıma da bakmak isterseniz profilimden ulaşabilirsiniz.

Max üç dört güne yeni BÖLÜM GELİYOR

Beş Kız, On Görev!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin