Multimedia: Hazel
6. Bölüm: Sen Kim Oluyorsun?
***
Hayat, her şeye rağmen güzeldi.
Ankara'da yaza yaklaşmamıza rağmen hala göt donduran havayı umursamayıp parka çıkmış, çekirdek çitliyorduk. Hazel hariç tabii.
O çöpe atmamış olsaydık bira içecekti. Şimdide somurtmuş, ama hala havalı bir şekilde oturuyordu. Gizem ve Şifa snapchate atmak için poz bakıyorlardı. Alya tuzlu sevmediğini söyleyerek kendine bir paket daha çekirdek almaya gitmişti. Bense onları bir araya toplamaya çalışıyordum.
İki tane ağacın arasında durmuş, elleri havaya; sırtı kameraya dönük poz veren Gizem'i tutarak Şifa'ya döndüm. Tam o sırada fotoğrafımı çekip "İfşanı aldııım!" diye koşarak masaya gidince yeni dönmüş olan Alya telefonunu çıkardı. "Bana at hemen!"
Ne kadar sevgi dolu arkadaşlarım var!
Umursamayıp son günlerde bizden bayağı bir bağımsız takılan Hazel'in etrafına doluştuğumuzda Gizem onu dürttü. "Kız neyin var senin?"
"Yok bir şey yaa." dedi gözlerini başka bir tarafa çevirirken. Gözlerinin hafiften dolduğunnu farkettim. Çoğu kızda olduğu gibi o da ilk seferinde söylemek istememişti. Bunu anlamak çok da zor olmasa gerek.
"Hazel," dedim elimi elinin üstüne koyarak. "Bize anlatabilirsin."
Bana bakarak gülümsedi. "Biliyorum." Gözünü silip silkelendikten sonra bize baktı. "Bir ilişkim var."
Çok hızlı olmuştu.
"Yuh!"
"Oha!
"Çüş!"
"Bizden mi sakladın?"
"En sevdiğin kankalarından?"
"Hadi Gizem, Efsun neyse de ben?"
"Sen kim oluyorsun Şifa, bi git şuradan!" diyerek onu itti Gizem.
"Hepimiz kıskanıyorsunuz varya beni. Hazel'in hamile olduğunu biliyor muydunuz?"
"Ne!?" Hepimiz bağırıp Şifa'ya baktığımızda gülümsüyordu. Ama işin garip yanı Hazel de bağıranlar arasındaydı.
"Öyle kalırsınız işte," dedi sırıtarak. O yavaşça ilerlerken Hazel hızlı bir şekilde yumruğunu koluna vurdu. Sessizce konuştu. "Ne diyorsun sen?"
"Of! Hiçbir şey. Siz devam edin." sırt çantasına uzandı. "Sanki iki gün önce yaptığın şey hiç bir şeymiş gibi böyle devam ediyoruz ya, ben ona şaşırıyorum Hazel."
Çantasını sırtına taktı ve hızlı adımlarla parktan çıktı...
2 Gün Önce...
Sıra olmak için herkes bahçede bekliyordu.
Okulda klasiktir, sıraya ya önceden inersiniz, ya da hiç inmezsiniz. Tabi hocalar sınıfları gezerse ancak o zaman durumlar değişir.
500 tane ergeni eğitim adı altında tıkıştırdıkları bu yere biz, lise diyorduk. Oysaki matematiğin iyiyse eğitimli olduğun bir yerde insan olmayı öğreten bir öğretmenimiz yoktu. Hangisi daha önemliydi, bunun farkında olan kimdi? Bilmiyorduk.
Amerika'da dizilere baktığınızda hep o bizim hayalimiz olan büyük, kocaman evlerde yaşarlar. Zenginlik akar herkesten... Oysaki bizimki çok farklıdır. Zengin ve fakir aşık olur.
Demiyor mu davul bile dengi dengine diye?
Hayalperest insanlarız. Bunun farkındayım. Lâkin kim, hangi zengin holding sahibi seni sevsin ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beş Kız, On Görev!
Teen FictionKaldırımdan geçen son çocuğa da sıkıntıyla baktım ve elimdeki deftere bir çizgi daha attım. Yaklaşık 4 saattir iddiam uğruna asılmak için yakışıklı birisini bekliyordum. Hayır o kadar çocuğa asılacağım, biraz tipli olsun değil mi? Hem rolümü gerçekl...