1. BÖLÜM

31 4 0
                                    

"Can , Can o buraya geliyor ! "

Melis'in sesi ile irkildi. Önüne baktığında yine o adamı gördü kapşonu başını örtüyor gözleri sanki ateş saçıyormuş gibi parlıyordu. Sokak lambasının yanına gelirken kapşonunun gölgesi ancak gözlerini ve burnunu kapatabilmeye başlamıştı.

Can hışımla Melis'in önüne kendini siper ettiğinde titrediğini fark etti. Her ne kadar belli etmemeye çalışsada korkuyordu işte. Bu bir gerçekti ve bunu değiştiremezdi.

'Belki o adamda korkuyordur' diye düşündü , 'Belkide korku yüzündendir bu yaptıkları , veya kanıtlamak istiyordur kendini bir şeye...birine ? Belki de teselli ediyordur kendini bu şekilde bir katil olarak, bu yaptıklarını yapmazsa ihanet ettiğini düşünüyordur içten içe. İhanetinin sonucundan korkuyordur belkide , kapı dışarı edilmekten korkuyordur... Yine kendini boşlukta bulmaktan korkuyordur , kim olduğunu bilmemekten...' Bu düşüncelerin içinden çıkamıyordu Can. Gerçekçiliğini hesaplıyor her düşüncesini tartıyordu beyninde.

Peki korkar mıydı bir katil , yaptıklarından. Bazen ihtiyaç mı hissederdi buna? Kendine eğlence çıksın diye mi yapardı bunları. Düşünerek mi yapardı peki kafasında tartarak , yoksa aklı başında olmadan mı yapardı her şeyi.

Belki de sadece kendinden korkmuştu bir zamanlar yeni biri olmak için mi yapıyordu bunları?

İnsanları öldürmek , acılarından zevk almak kolay mıydı kitaplardaki gibi , filmlerdeki gibi , yoksa onunda içi acıyor muydu? Başkası olmak için unutturmaya mı çalışıyordu kendini beynine , kim olduğunu unutmaya mı çalışıyordu , kendi çığlıklarını başkasınınkilerle bastırmaya mı çalışıyordu?

Can ellerine baktı , yavaş yavaş kırmızıya boyandı elleri. Melis başucunda ismini sayıklıyordu. Belki de gitsin istemiyordu. Yalnız kalacağını düşünüp korkuyordu Melis'te. Belkide bu korku intihara itecek türden bir korkuydu.

Kafasını kaldırdı Can zorla , titriyordu vücut ağırlığını taşıyamıyordu. Üşümeye de başlamıştı. Son bir kez baktı yıldızlara.

"Can! "

Bu sefer Melis'in sesi gibi ince ve güzel bir sesle değilde canavardan çıkma olan bu gürleme ile afalladı Can. Kafasını kaldırdı ve uykulu gözlerle neredeyse bütün okulu inleten o sesi çıkaran canavara baktı. Ah... Bu tezlerinin aksine bir canavar değilde Tarih Hocasıydı , aslında Can canavarı bu kadına yeğlerdi. Öyle bir bağırıyordu ki sesinin okuldan 50km ötedeki Şehir Merkezine kadar gitmediği şüpheliydi.

Can uykulu bir şekilde konuştu

"Özür dilerim , Hocam"

Yine mi aynı rüyayı görmüştü. Günlerdir kabuslarını ziyaret eden bu adamın sırrı neydi. Acaba Can bir filmden çok mu etkilenmişti yoksa bu bilinç altının oluşturduğu bir adam mıydı.

Kulağındaki acı ile zorla ayağa kaldırıldığını son anda fark etti Can. Farketmeseydi kim bilir ne olurdu kulağına. Düşündüğü şeylerle içi titredi Can'ın. Bunun üzerine zafer kazanmış gibi 32 diş sırıttı Tarih Hocası , zilin çalmasıyla Can'ın kulağını hışımla bıraktı. E , tabi Can'da yer çekimine yenik düşüp yüz üstü yere kapaklandı.

Herkes gülerek sınıftan çıktığındaysa boş sınıfta Melis'in hoş sesi yankılandı.

"Mmm... Can , ayağa kalkmayı hiç düşündün mü?"

Bunu söylerken ağzından çıkan kıkırdama Can'ın kalbini hızlandırmaya yetmişti. Çok seviyordu onu tarif edilemeyecek kadar çok.

Hemen yerden fırlayarak ayağa kalktı. Kulağındaki zonklamayı azaltmak adına eli ile kıpkırmızı olmuş kulağını ovaladı. Melis elini Can'ın kulağına doğru götürüp elini tuttu. Can artık kalbinin yerinden çıkacağından emindi. Melis hala Can'ın elini tutarken sakince fısıldadı

"Bakmama izin ver. "

Can elini yavaşça serbest bıraktığında Melis Can'ın kulağına bakıp yüzünü buruşturdu ve konuşmaya başladı.

"Bu kadın tam bir canavar... "


Son Gün Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin