1

44 1 0
                                    

O kadar mutlu uyandım ki bu sabah,anlatamam. Sanki dünya daha yaşanılabilir bir hale gelmişti. Kendime şaşırdım çünkü sabahları ölü balıklardan pek farkım olmazdı. Üstelik çoğu zaman huzursuz ve durgun olurdum. Yani şu hayatta garip olan bir uzaylıların varlığı, iki benim mutlu uyanmamdı. Yatakta doğruldum ve ayaklarımı yataktan aşağıya atıp sallandırmaya başladım. Bir süre bekledim ve o eski ruh halime dönüş yapmamak için zıplayarak yataktan kalktım. Banyoya yöneldim. Soğuk bir suyla duş yaptım uykumu daha çok açsın diye. Saçlarımı taradım. Kısaydılar o yüzden pek zor olmuyordu. Yeşil gözlerimi kısıp kendimi inceledim bir kaç dakika. Tenimin esmerliği rahatsız etti birden. Herneyse diyip çıktım banyodan. Üzerime hemen bir tişört giydim. Ardından futbol şortlarını aratmayan şortumu giydim. Diz kapaklarımın biraz üstündeydi. Hemen aşağı kata indim. Evimiz 2 katlıydı. Bir site içerisinde üst kat dubleksiydi. Ben üst katta kalıyordum. Tam mutfağa geçecekken gözüm duvarda asılı olan saate takıldı. 9.45 miydi? Gerçekten bu saatte mi uyanmıştım? Biraz şaşırmıştım ama üstümden çabuk attım bu ruh halini ve koşar adım mutfağa gittim. 'Deli gibi açım' diye geçirdim içimden.
Kahvaltıda en sevdiğim şey zeytindi. O kadar seviyordum ki kahvaltıyı sadece zeytin için yapıyorum bile diyebilirim.  Ağzıma attığım 2 zeytinin çekirdeğini boğulma tehlikesi geçirerek dışarı çıkardım. Yüzümü ekşittim. Neden bunların çekirdeklerini çıkarmıyorlardı ki? Ben yine dağılan düşüncelerimi bir o yandan bir bu yandan toplamaya çalışırken duyduğum sesle irkildim:

"Selam"

Ağabeyimin Arkadaşı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin