Bölüm 11

173 8 0
                                    

**ertesi gün yine otele çalışmaya gittim
ebruda öğlenden sonra geldi
üstümü değiştirmeye gitme saatime kadar kitap okudu
mesaj attım çıkmama yakın
-dışarda bekleyeyim mi diye
bara su almaya gelip
suyu alırken
-bekle dedi
dışarı çıkıp biraz otelle aradaki mesafemi açtıktan sonra beklemeye başladım
onun da otelden çıktığını görüp kendimi farkettirdikten sonra
yavaş adımlarla yürümeye başladım
bir süre sonra bana yetişti
yine sessizce yanımda yürümeye başladı
kim söz gümüşse susmak altındır dediyse bok yemiş amk
konuşmamız lazım işte
-nasılsın dedim
-iyiyim teşekkürler sen nasılsın dedi
-sen iyiysen bende iyiyim dedim
-dün gece uyuyabildin mi dedi
aslında uyudum ama
sanki uyudum desem vurdumduymaz gibi görüneceğimi düşünerek
-eh işte biraz.sen uyuyabildin mi dedim
-pek sayılmaz dedi
-olan oldu artık ebru yanındayım merak etme dedim.
-yanlış zamanda oldu ama dedi
-bırak tek yanlışımız bu olsun üzme kendini dedim
-yanlış anlaşılmış olmaktan korkuyorum.dedi
-hata senin değil ben ileri gittim özür dilerim dedim
ebru elinde hiç koz kalmamış batak oyuncusu gibiydi
onu bu durumdan kurtarmak benim görevimdi
ama lafla anlatılacak veya kapatılabilecek bir konu değildi
tek yapabileceğim zamanla onun bu pişmanlığını unutturmaktı
ben alacağımı almış
onun bakire olduğunu ve onun için ilk olduğumu öğrenmiş olmanın gazıyla daha da çok bağlandım ebruya
olayları eski seyirine döndürmek gerekiyordu
tekrar okula gitmesine sayılı günler kalmıştı
ve her buluşmamızda
her konuşmamızda
ikimiz de pişman pişman olamazdık
gün geçtikçe paylaşımlar çoğaldığı için
üzerinde konuşulası konu sayısı da artıyordu
bu olay da en azından bir konu olarak kalmalıydı
ikimizin geleceğinin akıbeti için şimdiki durumdan kurtulmak gerekiyordu
en azından ankaraya onu bu psikoloji ile gönderemezdim
ilk adımı ben kendim gibi davranmaya başlayarak attım
-bende hap atsa mıydım acaba hamile kalmam dimi dedim
-offf dedi üzüntülü gülümsemesi ile
-hamile kalırsam anne mi olurum baba mı dedim
-sus lütfen dedi
-haptan başka kaldı mı dedim
-ne yapacaksın dedi
-bir daha lazım olmaz mı dedim
-çok kötüsün kelebek dedi
hızlı adımlarla yürümeye devam etti
arkasından yetişip
-alınganlık yan etkisi yapıyor galiba bu hap dedim
-dalga geçme o konuda o zaman dedi
-tamam affet sahibini dedim
-tıp dünyasına acıyorum kötü espri yapanlar için bir ilaç bile bulamadılar daha dedi
ayarı yedik.ama en azından biraz gülmüştü
konu dağılmıştı
ben yanında yürümeye devam ederken
elimi tuttu
-affettin olarak algılıyorum bunu dedim
-şansını zorlama dedi
-benimle birşey içmek izter misiniz zor bayan dedim
-ben ısmarlarsam olur dedi
-paran var diye artislik yapma bende çalışan birisiyim dedim
-sana birşey ısmarlamak için işten mi kovdurayım seni dedi
vay amk.şaka yapıyor olsa bile gurur kırıcıydı lan bu.
-tamam içmiyorum dedim.
-off tamam sen ısmarla dedi
bir yere gittik
birer çay içtikten sonra onu eve bırakıp bende
üstümü değiştirmek için eve gittim
sonra otele geçtim
akşam gelen bir mesajla ne bok yiyeceğimi şaşırdım
-anneme herşeyi anlattım kelebek
iyi bok yedin amk.çok iyi bok yedin
ben nasıl bakacağım kadının suratına bir daha
-herşey derken onu anlatmadım umarım dedim
-onu da anlattım dedi
-alanyayı terk etmemi istiyorsun sanırım dedim
-babama anlatmayacak söz verdi dedi
-ebru yaptığının doğru olduğunu sanmıyorum dedim
yaa amk..anneye bu anlatılır mı??
mesaja cevap verme süresi uzadıkça daha da sinirlendim
-merak edilecek birşey yok korkma dedi
hay korkularımın amk.
çok yüksek bir yerde,karanlıkta,dar bir kutunun içine,yılanlar ve örümceklerle aynı yere koydu beni
///
***
**sen adamların kızını kendine aşık et
aklını başından al
ailesi yerine sürekli seninle olmak istesin
otellerinde işe başla
sonra kızlarının namusunu da al
sonra merak edilecek birşey yok diye kendini avutmaya çalış
babası geldi bara
-bir soğuk su verir misin kelebek dedi
elim ayağım titredi amk.
yoksa adam kızının başına gelenleri duydu da
herşeyin üzerine bir soğuk su mu içmek istiyordu
beni öyle görünce
-bir şeyin mi var kelebek hasta gibisin dedi
bu ne demekti lan şimdi laf mı çarpıtıyordu bana
-yok iyiyim saolun dedim
-bir şey varsa söyle dedi.ağzımı ararcasına
çok heyecanlandım piçler.çapraz sorguda hissettim kendimi
çok normal bir su isteme olayı bile beni paranoyak yaptı
tamam eyvallah babası bilmiyor gibi gözüküyordu ama
bi de annesi var daha
akşam yemeği için yine benim çalıştığım otele geldiler
zaten personelde bana şaka yollu takılmaya başladı
seni hiç yalnız bırakmıyorlar diye
hakaten amk.iki dakika rahat bırakın da çalışalım
onlar otele girdikten sonra
ellerimde ayaklarımda bir güç kesilmesi oldu
fıçıdan bira doldurmak için bira bardağını havada tutacak kadar bile kas yokmuş gibiydi kollarımda
göz göze gelmemek için selam bile vermedim
onlar oturdular
bizimki biraz oturduktan sonra yanıma geldi
-nasılsın diye bişeyler soruyor ama
benim gözüm masada acaba annesi babasına telaşlı telaşlı birşeyler anlatıyor mu diye
bu arada ebruya da cevap verdim
-büyük harflerle hiç iyi değilim ebru dedim
anladı kızgın olduğumu
-tamam sorun yok aşkım rahatla lütfen dedi
-ebru sonra konuşuruz git şimdi lütfen dedim
ben ebruya bunları anlatırken anne ve babası konuşuyorlardı
bir ara babası masadan kafasını çevirip bana baktık
hemen barın içine eğildim
paranoyam bu boyutlara çıkmıştı
sanki rakip taraftarın arasında kendi takımımın forması ileydim amk.
herkes bana bakıyor gibiydi
yemek sonrasına kadar kabus gibi geçti
yemek sonrası masaya davet edilince
kabus gerçek hayatla karışmaya başladı
hiçbirşey yokmuş gibi davranması gereken ben iken
bunu başarabilen annesi ve babasıydı
ben henüz gözlerimi annesinin gözleri ile şahsen tanıştırmamıştım
uzaktan bana baktıkları belliydi ama
ben tanıştırmama konusunda ısrarcı oldum
bir kaç tane soru sordular bana
-alışabildin mi.memnun musun falan filan işte
ama bu soruların hepsinin altından bir anlam çıkarmaya çalıştım
içimde hep ne zaman sadede gelecekler acaba
beni neden çağırdılar ki amk masaya diye düşündüm
-yaz sonu tekrar tatile gideceğiz.senin için patrondan izin aldım dedi.benim patron
vay amk.biz iyi yere kapak atmışız
-patron izin verdiyse benim için sorun yok dedim
-ne zaman gideceğiz dedim.
-3 gün sonra dedi
-yaz sonu erken geldi biraz dedim
ebru ayağıma vurdu bok yeme amk.tatile gidiyoruz işte dercesine
-tamam ben işimin başına döneyim dedim.masadan kalktım
klasik mesai arkadaşları merakı ne konuştunuz sorularına
-3 gün sonra işten kovuyorlar dedim.
-hadi lan dediler
-üç. gün sonra işe gelmeyince görürsünüz dedim
gece bitti
ebruyla gece konuşup bir güzel azarladım.
ona göre herşey normal amk.
sonraki gün kandırdı beni kızgınlığım geçti
kimse o konu üzerinde durmuyordu
tatil de yaklaşıyordu
biraz aramız normale döndü
artık o konuyu biraz kapatmışa benziyorduk
normal olarak öpüşmeler başladı
ama sadece normal öpüşmeler
ve o güne geldik
ben hazırlanıp evlerinin önüne geldiğimde ilk sürprizi gördüm
biladeri gelmiyordu ebrunun
arabaya binip tatil yerine gittik
kemer
ben matematik hesablamaları içinde iki bilinmeyenli denklemle boğuşurken
bir anahtar ebrunun eline verildi
diğer anahtarı onlar aldı
ben nereye gideceğim konusunda kararsızken
ebru
-centilmen ol biraz benim valizi de taşı dedi
tamam eyvallah taşıyalımda bana yatacak yerin yok gibi davranmayın amk
aynı kattaki odaya çıktıktan sonra
annesi ve babası kendi odasına girince
ve anahtar sayısı bire düşünce bende nerde kalacağımı öğrendim
içeri girdik
kapıyı kapatıp kilitledi ebru
//
//
**ne salakmışım farkedemedim dedim
-neyi farkedemedin dedi
-neyin peşinde olduğunu dedim
-neyin peşindeymişim ki dedi
-şimdi nedir bu tatilde aynı odada kalma muhabbeti?geçen sene izin vermeyip
bu sene babanın bana tatil teklif etmesi ve üstüne aynı odada kalmamıza
izin vermesi tam da biz cinsel ilişki yaşadıktan sonra.
bunların hepsinin tesadüf olduğunu sanmıyorum.doğruyu söyle babanda biliyor mu dedim
-ben anlatmadım yemin ederim dedi
-annenin anlatmış olma ihtimalini kaldıracak bir yemin edebilir misin dedim
-bana anlatmayacağını söylemişti ama dedi
-bundan sonra kendi başına karar alırken beni de içine düşüreceğin ihtimalleri hesabla ebru dedim
-ben banyoya giriyorum dedim.
valizden gerekli şeyleri aldıktan sonra duşa girdim
tahmin ettiğiniz gibi çok zevkli birşey değildi ebru ile aynı odada olmak
tamam iki sevgili olarak süper gözükebilir ama
yan odada annesi ve babasının olduğunu bilmek pek eğlenceli değildi
ben banyoda iken
kapıya gelip
-ben annemlerin yanına gidiyorum akşam ne yapacağız bir sorayım dedi
-tamam dedim ben devam ettim duşa
dışarı çıktım ebru odada yoktu.ama her an içeri yabancı biri girebilir diye
banyoda giyinmiştim üstümü
yatağa uzandım ebruyu bekledim
ne yapacaksak ona göre giyineyim diye
biraz içim geçmiş uyuyakalmışım ebru geç kalınca
uyandığımda o da bana sarılmış yatıyordu
sadece gözümü açarak uyandım o farketmedi
başı göhsümde olduğu için
o halinden bile ne kadar sevildiğimi biliyordum
hiç bozmadım uyuyormuşa devam ettim
o beni yanağımdan öperek kalktı
o öpünce bende gözümü açtım
havlusunu alıp o da banyoya gitti
arkasından bende kalktım
banyonun kapısına geldim
kapı kapalıydı banyonun o içerdeydi
üstünü çıkarma süresi verdikten sonra
-ebruuu çok sıkıştım kapıyı açsana dedim
-yaa çıplağım şimdi ama dedi
-sanki görmedim ne olacak aç dedim
-olmaz bekle dedi
ısrarla kapıyı vurmaya devam ettim
-offf tamam diyerek kapıyı açtı
ama çıplak değildi üstünde havlu vardı
-hadiii dedim
-ne hadi dedi
-dışarda bekler misin lütfen dedim
dışarı çıktı
ben biraz oyalandıktan sonra sifonu çektim
çişim yoktu ki amk.piçlik peşindeyim
kapıyı açtım
üstüne sardığı havluyla beni bekliyordu
havlunun bir kenarına ellerimi silerken
pis pis de gülüyordum ona bakarak
o ise bir an önce banyoya girme telaşındaydı
havluya elime yeterli kavramayı yaptıktan sonra
asılarak kendime çektim havluyu
dayak yiyeceğini anlamış boksörler gibi sarıldı bana
-çok kötüsün yaa dedi
-bi kere öpmezsen bırakmam dedim
-öpmem dedi
-o zaman ben öperim dedim
-bi kere ama dedi
-lan pazarlığı mı olur bu işin istediğim kadar öperim dedim
yanağından başlayıp dudağını son durak olarak belirlediğim öpüşme serüvenine
o da dudakta kaldığım yerde devam etti
biraz öpüştükten sonra
-izninizle kelebek bey dedi
-buyrun hanfendi dedim ama havluyu da bırakmıyordum
-ver şunu yaaa dedi yalvaran gözlerle
-onsuz git ne olacak dedim
mahrem yerlerini eliyle kapatarak içeri kaçarcasına girdi
-nereye gidecek mişiz dedim kapının dışından
-restoranın birine gideriz dedişer plan yokmuş dedi
bende biraz daha uzandıktan sonra
üstümdekileri çıkarıp akşam için giyindim
o banyodan çıkınca
saç için gerekli zamanı ayırdıktan
ve dişleri macunladıktan sonra
ebrunun üstünü giyindikten sonra banyoyu ona teslim ettim
o da saç baş derken dışarı çıkmaya hazır hale geldik
onların kapısını çaldık aşşağıda bekleyin geliyoruz dediler
lobiye inip oturduktan sonra
onlarda hazırlanıp aşşagı indiler
hala bize baktıkları zaman utanıyordum
alışmam baya uzun sürecekti bu genişliğe
ama hayat süperdi lan
tam sonradan görme bir piç haline geldim
böyle düşünmemin sebebi onlar için çok normal olan
tatile gitmek
lük restoranlarda yemek yemenin benim için daha önceki hayatımda hayallerde olmasıydı
çok güzel bi kız arkadaş
zengin bir aile
imkanlarda sınır yok
paramız kısıtlı şunu yapamayız tasası yok
ne güzel hayat amk.
ben ömrüm boyunca çalıştığım parayı yemeden içmeden biriktirsem alamam o otelin birisini.
restorana gittik
yemeği yedik
sahile nazır bir restoranda
ben hala çekingenken
onların eğleniyor gözükmesine
bende bukelemum hormanlarımı salgılayarak ayak uydurdum
yemek üstü içkiler içildikten sonra
kısa bir kemer çarşı turundan sonra
otele döndük
hızını alamamış olan aile bireyleri
odaya davet etti bizi
biraz da orda oturduktan sonra
gerilmeye başladım
birazdan kızları ile bir gece geçirecektim
vay amk.kızıma ne yapacak acaba diye düşün müyorlar mıydı acaba
tahmin edin ebru annesi ve babasına ne diyerek izin istedi
neyse amk.bir sürü küfür edersiniz şimdi burda bırakılır mı diye.
ebru
-sizin yapacak işiniz vardır bize müsade dedi.hadi gidelim kelebek dedi.
ebru diye başlayıp ebenin diye devam eden sonuna ne koyacağımı akıl edemediğim bir sözcük kıtlığına girdim
//
//
** o saçmalıkla
-biraz daha oturalım dedim
4 senedir beni tanıyan ve artık oğlu olarak kabullenmiş annesi
-uykun yoksa otur oğlum biraz daha dedi
-henüz yok dedim.ebruya da dönerek
-uykun varsa seni odaya bırakayım dedim
-iyi olur dedi
benim amacım altında kaldığım yükün altından kurtulup üzerimdeki kötü bakışlardan arınmak
yoksa uykum olmadığından falan değil
annesi ve babasını eğer rahatsız ediyorsam biraz daha rahatsız edecektim ama
en azından onların gözünde abaza olmayacaktım
annesi ve babasının kapısını açık bırakarak
ebruya odaya kadar eşlik ettim
-nasıl uykun yok yaa dedi
-uykum var ama bunun için izin isteme şeklim farklı sen kendi iznini aldın.ben de izini alıp gelirim.iyi geceler sana dedim
odaya tekrar döndüm
annesi ve babasına
-rahatsız etmiyorum değil mi dedim
-hayır hayır otur dedi annesi
sonra konuşmaya başladık
onların esnemeye başlaması için aradan yarım saat geçti
ben yeşil ışığın yandığını görünce
-izninizle bende yatayım artık dedim
-iyi geceler dediler
ama içimde kendimi onlara bu gece birşey yapmayacağıza inandırma çabası vardı
çok aptalca ama yine de dedim.
-çok yorulmuşum bugün.tatil yapmak çalışmaktan daha yorucuymuş dedim.
hem esneyerek hem yavaş adımlarla yorgun gözükmeye çalışarak odadan ayrıldım
gerdeğe kızın annesi ve babası tarafından uğurlanmak kadar bi genişlik mi var amk.
hoş beni 4 senedir tanıyorlardı
onlara hiç saygısızlık etmedim
muhtemelen ebru gece gündüz benden bahsediyordu
ilk geceyi bile anlatmakta sakınca görmediğine göre
gerisini siz düşünün artık
geçen seneki tatile izin vermemişti babası ama
bu sene izin veriyorlardı
genelev kadınının işine alışması gibi genişledi bana olan güvenleri
bizim odaya girdim
ışıklar sönmüş
yatak odasına geçtim
klima çalışıyor
ortam sessiz
ebru yatıyor gözüküyor
ben nereye yatacam tabiki yanına
yoksa beni elde ettikten sonra benden sıkıldın mı diye düşünüp yarın kavga malzemesi olarak kullanmaz mıydı?
üzerimdeki kot u çıkardım.t shirtü de çıkarıp başka birini giydim
yatağa sessizce uzanıp çarşafın altına girdim
ebru uykuyu 5 geçe durumuna gelmiş
biraz uyanır gibi olarak bana sarıldı
yine uyumaya devam etti
bende yatmaya çalıştıktan sonra aklıma kurt düştü
şimdi ne olur ne olmaz
bir şekilde annesi veya babası odaya girer
beni boxerla görür rezi oluruz diye düşündüm
nedense ben onlar kadar rahat olamıyordum
yataktan tekrar kalkıp
bir şort geçirdim bacağıma
sonra yerimi tekrar alıp
yattım
sabah yine ebru bende önce uyanmış
bana sarılmış vaziyette öpme destekli beni uyandırmaya çalışıyordu
uyanık halde biraz daha yatakta kaldıktan sonra
ebru kalkıp üstünü giyinerek annesinin odasına gitti
hem kalkmamışlarsa kaldırmak
hemde kahvaltıya gitmek için
ebru geri geldiğinde ben hala yatıyordum
-hazırlar mı dedim
-yarım saat sonra dedi
-gel bakayım buraya yarım saatimiz varmış değerlendirelim dedim
-dün gece o hakkı kaybettin dedi
-iyi o zaman boş boş otur orda yarım saat dedim
-istediğim yerde otururum dedi yanıma gelerek
o da yatağa uzandı
dokunmak istedim
izin vermedi elleriyle
daha çok hoşuma gitti bu nazı
öpmek istedim
tavır yaptı bakire rahibeler gibi
tamam naz iyi güzel hoşta zaman geçiyor amk öptür işte
zaten yarım saate sığacak değil asli mevzumuz
ön sevişmenin zamanından çalmayalım dimi ama
gider e gider halimi ortaya koyup
bende öbür tarafa dönerek yüz çevirdim ebrudan
bacaklarımı da karın boşluğuna çekip kıvrıldım
2 dakika kadar dayandıktan sonra
arkama sarılarak bana yaklaştı
yüzümü göremediği için sincice gülüyordum
biliyorum amk.geleceğini
naz yapmanın zevkini biraz da ben yaşadım
o bana dokunmaya ve beni kendine çevirmeye çalışırken
ama sonra düşündüm ki
gün boyu öpememe ihtimalim var
zaten gece de işler kesat gitti dudaklarımda
inadı bırakıp ona döndüm
yarım saatin 10 dakikasını naz 15 dakikasını dakikasını oynaşma ve 5 dakikasını
son rütuşlarımızı yaparak geçirdik
sonra kahvaltı için ailesiyle lobide buluştuk
bana kızımıza ne yaptın dercesine bakmadıkları için
utanmama da gerek kalmadı
//
//
**boş bir ormanda önünü hayal dünyana göre tahmin ederek
ama asla ne beklediğini bilemeyerek
yürümektir,hayat
benim yoluma çıkan
gönül akarsularından şelale manzaralı
kelebeklerin hangi çiçeğe konmak için seçim yapmakta zorlandığı
bir yoldu şimdilik
geçtiğim köprülerde üvey dayı sahibi olarak ayılara rütbe taktım
yaşım hep büyüdü
durdurulamadı zaman
geçen yıllara isyan ettirmeyen birisini çıkardı Rab karşıma
insanlar için en değerli elmas
bulununca dikkat etmezsen keser elini
o elmasım oldu
kesti bir kaç kez elimi
kolye yapıp kalbime asıncaya kadar
onun değeri sayesinde bende hayatın değerlerinden yararlanıyordum
nasıl mı en kral mekanda kahvaltı yaparak
annemden babamdan bana miras hayatta
bir iki dilim peynir
ev çıtlatması bir kaç zeytindi benim gördüğüm
ama gittiğimiz restorandaki
açık büfede peynir çeşidi bile en az 20 taneydi
teşekkür etmem gereken
annesi ve babasımıydı
ebru muydu
yoksa aşk mıydı
otel düzeninden bildiğim kadarı ile
tabağı tıka basa doldurmak
görmemişlikti
en azından ben öyle yapanlara yuh diyordum
bana da yuhlar olmasın diye
ebru ne alırsa bende aldım
belki doymazdım ebrunun yediklerinin aynısı ile ama
göz doygunluğu yeterdi bana
zaten gönlümü aşkı ile emziren ebru idi
kendime harcamalar yapabilme lüksü veren babasıydı
tek verebildiğim karşılık ise kendim olmaktı
barda çalıştıktan sonra tatile gelince yaz günü biraz soğuyor gibiydi alın terim
kahvaltıyı yaptıktan sonra kahve ile mideleri kafeinledik
daha sonra denize doğru yol aldık
daha önceleri denize girdikten sonra kurumak için kendimi güneşe bırakacağımda
kumla aramda sadece havlu olurdu
ama şimdi kumla aramıza şezlongdu da almıştık
zenginlik güzel şeydi amk.
-gel sana yüzme öğreteyim dedi ebru
bilmiyorum sanki amk
şuna beraber yüzmek istiyorum desene direk
bana şaka yaparken dikkatli olmak gerektiğini unuttuğu için pişman ettim onu
dalgaların kumlar üzerindeki son durağına kadar gelip
-nasıl yüzeceğim anlat bakayım dedim
-kaç kere yüzdük beraber sanki bilmiyorsun dedi
-unuttum dedim
-gel göstereyim dedi
-önce sen göster bi dedim
o biraz daha denizin içine girip
deniz görmüş mutlaka herkese yapılmış şaka olan
bana su fırlattı
sonra sizinde tahmin ettiğiniz bir ıslatma kavgası
her zaman olduğu gibi erkeğin galibiyeti ile tamamlandı
biraz yüzdükten sonra
ayaklarımızı yere basıp kafamızı suyun üstünde tutabileceğimiz son derinlikte
ebru bana sarıldı
gözüm direk unutmuş olduğum annesi ve babasına gitti
ama onlar kendi aleminde
biri kitap okuyacam diğeri de bulmaca çözecem diye uğraşıyor
amk.tatilde kitap mı okunur.
götünü başını tavuk döner gibi döndür
önce kıpkırmızı ol sonra da zencimsi bir görünüme bürün
baktım onlar bakmıyorum
ebrunun boyunun benden 10 cm kısa olmasının dengesini
boynuma sarılması ve suyun kaldırma kuvvetini kullanarak ağırlığını bana vermesi ile çözdük
hala bakan olmadığını görüp
-tuzlu bi öpücük alabilir miyim dedim
o zaten dünden razı
hal böyle olunca anne baba gözetçisi de ben oldum
onların bakmıyor olduğundan emin olduğum zamanlarda öpüştük
dudaklarımın morarmaya başladığını ellerimin deniz suyundan pörtlediğini farkedince anladım
artık dışarı çıkma zamanı gelmişti
yüzerek sahile doğru ilerledik
yürüyerek çıkmaya başlayıp
göbek altım da sudan kurtulunca
hemen suya geri dönüp
-sen devam et benim az işim var dedim.pis pis gülerek
canavar uyumamış hala
annesi ve babasının yanına gittiğimde ilk dikkat çekecek şey o olmasın diye beklemem lazımdı
bir iki kulaç daha atıp kısa bir açılma ile tekrar uyuttum
ve bende gidip yerimi aldım şezlongdaki
ebrunun benimle dalga geçercesine gülüşünün sebebini bir tek ikimiz biliyorduk
bunu da anlatmazdı herhalde amk.
anlatmadı.

anlatsam mı anlatmasam mıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin